Marka ekonomisi çok kazandırır

Güncelleme Tarihi:

Marka ekonomisi çok kazandırır
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2014 01:02

TÜRKİYE’nin Ar-Ge, inovasyon ve tasarımı başarması çok önemli.

Haberin Devamı

Ancak, bütün bunlara harcanacak paranın en kârlı şekilde geri dönüşü ‘markalaşmakla’ mümkün. Özellikle son tüketiciye ürün yapan KOBİ’lerimizin marka yatırımı yapması şart.

TÜRKİYE’nin büyük hedefleri var. Cumhuriyetimizin 100. yılında, 500 milyar doları aşan ihracatla, 25 bin dolarlık kişi başına düşen milli gelirle, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmiş bir ülke olmak istiyoruz. Bunu başarmak için öncelikle sanayimizin yüksek teknoloji üretebilmesi gerekiyor. Araşırma Geliştirme (Ar-Ge), inovasyon, tasarım ve markalaşma bu dönüşümde maksimum katma değere ulaşmak için en önemli konular. Markalaşma ayrıca, ilk üç kavramın ortaya çıkaracağı değeri çok daha fazla yükselten bir süreç. O nedenle, hem ülkemizin marka değerinin yükselmesi hem bu ülkeden çıkan küresel markaların sayısı gelişmişliğin en önemli göstergesi.

HER ŞEYİ ÜRETİYORUZ

“Türkiye’de ne üretiliyor ki?” şeklinde yöneltilen negatif soruya uzun süreden beri “Türkiye’de ne üretilmiyor ki” şeklinde yanıt verebiliyoruz. Eksiğimiz, yüksek teknolojiye dayalı küresel rekabet gücü ve ‘Made in Turkey’ ibaresine güveni sağlamak. Tekstil, hazır giyim, mücevher, ayakkabı, mobilya, otomotiv, gıda, turizm, makine sanayi, elektronik ev aletlerinde küresel pazarlarda fırtına gibi esiyoruz. Made in Turkey imajı da yükselişini sürdürüyor.

ÖNCÜ SEKTÖR HANGİSİ

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Hüseyin Doğan, Türkiye’de markalaşma sürecinin diğer sektörlere göre moda ve hazır giyimde çok daha başarılı olduğunu söylüyor. Hüseyin Doğan, şöyle konuşuyor:
“1990’lı yıllarda markalaşmanın öne çıkmasıyla, markalı ve güvenilir ürüne talep arttı ve Türkiye’deki birçok firma markalaşmanın gerektirdiği unsurlara göre kendini yeniden yapılandırdı. Alışveriş merkezlerinin çoğalmasıyla da en hızlı döneme girildi. 2000’li yıllarda markalarımız kendilerini uluslararası rekabete hazırladılar. Aslında, uluslararası markaların yer aldığı rekabetçi bir piyasada Türk markalarının da uluslararası rekabette başarı sağlaması yurtdışı stratejimizi geliştirdi. Birçok firma yurtdışı açılım için kendi stratejisini oluşturdu. Devletimiz de Turquality gibi son derece dinamik bir modelle bu gelişimi destekledi ve desteklemeye devam ediyor. Turquality ve diğer yurtdışı yardımları, şirketlere marka tescili, tanıtım faaliyeti, defile, show, mağaza veya reyon kiralama giderleri gibi alanlarda önemli oranlarda destek sağlıyor. Bugün gittiğimiz ülkelere know how’ımızı, insan kaynağımızı ve kültürümüzü transfer ediyoruz. ‘Türk Perakende Modeli’ni de ihraç ediyoruz, daha hızlı büyüyoruz.”

Haberin Devamı

Türkiye ve İtalya’nın ‘marka farkı’na örnek

Haberin Devamı

BMD Başkanı Hüseyin Doğan, markalaşmanın nasıl bir ekonomik değer anlamı taşıdığını şu çarpıcı cümlelerle açıklıyor: “İtalya, Türkiye’ye kıyasla yüzde 41 oranında daha az ürün ihraç ediyor ama, Türkiye’den 5 kat daha fazla katma değer elde ediyor. Türkiye 1 üretip 1 katma değer yaratırken, bu oranı İspanya 6, İtalya 11 kata kadar çıkarabiliyor.”

2023’de yurt dışında 20 bin mağazamız olacak

BMD Başkanı Hüseyin Doğan, “BMD markaları olarak, 2023’te hedeflediğimiz olan yurt dışında 20 bin mağaza sayısına doğru hızla yürüyoruz” diyor. Türkiye’nin ‘markalı ekonomi’ye dönüşünde önemli bir faktör olan yurtdışı mağazalaşma faaliyetlerinde 2014’te önemli atılımlar olmasını beklediklerini söyleyen Başkan Doğan, şöyle devam ediyor: “Coğrafi dağılıma bakıldığında BMD markalarının Rusya ve Orta Asya Cumhuriyetlerinde bin 500, Avrupa’da 600, Kuzey Amerika’da 200, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da 550 mağazası bulunuyor. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olabilmek için marka ekonomisi ekseninde yurt dışında daha fazla mağazalaşmak gerekiyor. Şu anda 92 BMD üyesi markanın 90’dan fazla ülkede 3 binler seviyesinde olan yurtdışı mağazalarının, 2014 sonunda 4 bin’e yaklaşacağını ön görüyoruz. Dubai, Abu Dhabi, Kazakistan, Ukrayna, Rusya, Kuzey Afrika gibi bölgeler 2014’te yoğun olarak ismini duyacağımız yerler olacak.”

Haberin Devamı

Markalaşmak için yapılması gerekenler

Firmanın vizyonuna ve hedeflerine uygun gerçekçi bir iş planı ve zaman yönetimi markalaşma sürecinde çok önemli.
Strateji, firmanın mali yapısı ve olanaklarıyla paralel olmalı.
Tedarikçi firma pozisyonundan kendi markası ile tüketiciye doğrudan satış yapan marka konumuna geçilmesi hedeflenmeli.
Firma, ürettiği ürünün rekabet avantajını iyi kullanmalı, kaliteli ürünü uygun fiyata satabilecek rekabetçi yapı kurmalı.
Tasarım ve teknolojiyi kullanma yeteneği en üst düzeyde olmalı.
Nitelikli insan kaynağı temini ve insan kaynağının çağdaş yöntemlerle yönetilmesi önemli.
Müşteri memnuniyetini sağlama, iyi ve kaliteli hizmet, bilgi birikimi ve deneyimlerden faydalanma becerisi geliştirilmeli.
Yerel beklentiler de iyi anlaşılmalı. Devletin sağladığı teşviklerden ve desteklerden en üst düzeyde yararlanılmalı.
Yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da uygun genişleme alanları belirlenerek, fırsatlar değerlendirilmeli. Stratejik ortaklıklar, yurtdışında markalaşmak isteyen firmalar için faydalı olabilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!