Alo Fatih’i meşrulaştırma

Güncelleme Tarihi:

Alo Fatih’i meşrulaştırma
Oluşturulma Tarihi: Nisan 22, 2014 01:43

Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’nin köşesinde, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın avukatlarının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli haberlerinin yayından kaldırılması için noter aracılığıyla ihtar çektiğini açıklaması ses getirdi.

Haberin Devamı

Muhalefet partilerinin yöneticileri uygulamaya, “Yeni ‘Alo Fatih’ler yaratma girişimi, Alo Fatih hattını meşrulaştırma gayreti” diye tepki göstererek şunları söyledi:

HER YERDE HABERDİR

Umut Oran (CHP Genel Başkan Yardımcısı) 3 erkten birisi olmanın Recep Tayyip Erdoğan’ı kesmediği, baktığı her yerde kendisini görmek istediği hepimizin malumu. Ama görüyoruz ki artık yeni bir aşamaya geçerek, gelişmiş demokrasilerde 4’üncü kuvvet olan basını da kendilerine tabi kılmak istiyorlar. Dünyanın her yerinde ana muhalefet partisinin grup konuşmaları haberdir, hele ki iktidar hakkında bir yolsuzluk iddiası somut kanıtlar eşliğinde aktarılıyor ise bu haberleştirilir. Kamunun, iktidar hakkındaki yolsuzluk iddialarını öğrenme hakkı vardır. Erdoğan, toplumsal hafızayı da sıfırlamak, yolsuzluğa dair bilgilere erişimi önlemek istiyor ama Erdoğan’ın yandaş havuz medyası dışında da yeni ‘Alo Fatih’ler yaratma girişimi başarısızlığa uğrayacaktır. Bu zorlu dönemde basın organlarının Erdoğan ve ekibinin yasa, kural, etik dışı taleplerine karşı gösterdikleri tavrın da kaydedildiğini, her editoryal hatanın bir bedeli olduğunu da sanırım tüm basın kuruluşları farkındadır.

Haberin Devamı

OLAĞANLAŞTIRIYORLAR

Semih Yalçın (MHP Genel Başkan Yardımcısı) Her kurumu, her müesseseyi kendilerine hizmet eder hale getiriyorlar. Gayrimeşruluk içerisinde dibe vurmuş Reza Zarrab’ı bile televizyonlara çıkarıp, Türk bayrakları ile aklama gayreti içerisinde olmaları bunun ispatı. Bu, ‘Alo Fatih’ hattını meşrulaştırma gayretidir. Bunu avukatlar vasıtasıyla olağan hale getiriyorlar. Parti liderlerinin ve yönetici kadrolarının Başbakan’a ve ekibine yaptıklarının yanlış olduğunu söyletmeme çabasıdır. Uygulama, muhalefetin sesinin kısılması, susturulmasıdır. Muhalefet susturulmaya çalışıldığı gibi basın da susturulmak isteniyor. Bu en bariz örneği ve delilidir. Her gün televizyonlarda dakikalarca yer verilmekten tatmin olmayan ve gazetelerde çarşaf çarşaf propaganda edilmekle avunamayan Tayyip Erdoğan, anlaşılan muhalefeti ve hür basını tamamen susturmak niyetindedir. Tahammülsüzlüğün, hoşgörüsüzlüğün, sevgisizliğin, paylaşma ve uzlaşma kültüründen mahrumiyetin, antidemokratlığın bu kadarı sadece dikta rejimlerinde bulunmaktadır. Tayyip Erdoğan rejiminde bağımsız ve hür basın baskı altında tutulurken, yandaş gazeteciler güruhuna her türlü kolaylık ve imkân tanınmaktadır. Zaten onlar, iktidarın yolsuzlukları ve hırsızlıkları hasıraltı ederek oluşturduğu kalın siyasi sis perdesinin arkasında memleket gerçeklerini görememektedir. Gözlerini ampulün ve Kandil’in ışığı kamaştırmıştır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!