GeriSeyahat Kervanlar tarih oldu ticaret devam ediyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kervanlar tarih oldu ticaret devam ediyor

Kervanlar tarih oldu ticaret devam ediyor

Kızlarağası Hanı, İzmirliler için bir alışveriş merkezi olmasının yanı sıra soluklanma mekânı. Dünyanın en büyük açıkhava çarşılarından tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın içinde ve Konak Meydanı’na yakın bir noktada. Han, geçmiş günlerin görkemini yaşatıyor.

Osmanlı’nın İzmir’e bıraktığı nadir eserlerden biri Kızlarağası Hanı. Ali Erkal 1996’da hanla ilgili makalesinde mimari özellikleri üzerine şu değerlendirmeyi yapıyor: “Diğer Osmanlı hanlarıyla başlıca benzerliği, çarşılı ve avlulu hanlar düzeninde olmasından ibarettir. Üst katta avluya bakan, 5 sütunlu, 6 sıra kemerli, yegâne revakı ve cephesindeki bindirme konsollar üzerindeki çıkma cumbalı şah nişinleri sebebiyle Osmanlı han mimarisi arasında sayılmaktadır.”
16’ncı yüzyılın sonuna kadar İran ve Hindistan başta olmak üzere Asya ülkelerinin ipek, halı, kumaş gibi değerli ihraç ürünleri “İpek Yolu” üzerinden Akdeniz limanlarına geliyordu. Anadolu ürünleriyse kervan yollarının elverdiği nispette ve yakınlığı derecesine göre Efes (Ayasuluk), Kuşadası, Alanya iskelelerine ulaştırılıp buralardan ihraç ediliyordu. Sakız Adası’nın Osmanlı egemenliğine geçmesinden ve Osmanlı-İran savaşlarının durdurulup, “Kasr-ı Şirin Antlaşması”na dönülmesinden sonra İpek Yolu’nun Anadolu’dan geçen bölümünün tekrar ulaşım ağına girmesi, İzmir Limanı’nın önemini artırdı. Doğudan ve Anadolu’dan İzmir’e yönelen kervanların taşıdığı malları depolamak, pazarlamak ve tüccarlar ile kervanları barındırmak için yeni han ve kervansaraylara ihtiyaç duyuldu. Bu gereksinim üzerine 1744’te Kızlarağası Hacı Beşir Ağa tarafından inşa ettirilen ve uzun yıllar İzmir’de önemli bir boşluğu dolduran Kızlarağası Hanı, 1993’te restore edilerek turistik çarşıya dönüştü. Bugün hâlâ çok önemli bir alışveriş merkezi, dinlence mekanı. 1745’te heyelan nedeniyle hanın dış cephesinde önemli derecede çökme ve yıkılmalar olmuşsa da hemen onarılmış. 1778’deki deprem de büyük hasar yaratınca ertesi yıl kapsamlı onarımdan geçirilmiş. Han daha sonraki yıllarda da deprem ve yangın badireleri atlatmış. Han, hemen her ‘uzun mesafe hanı’nda olduğu gibi iki katlı.

En görkemli han

Tarihin yaşayan tanığı olan yapı İzmir’deki hanların en büyüğü, en görkemlisi. Özgün mimarisiyle de öne çıkıyor. Yakup Bey’in 1598’de yaptırdığı, günümüzde İzmir’in en büyük camisi olan Hisar Camisi’nin batı yanına inşa edilmiş. Ticari faaliyetleri nedeniyle kente gelip giden Hacı Beşir Ağa ihtiyacı görmüş, Büyük Vezir Han’dan örnek alıp Kızlarağası Hanı’nı yaptırmış. Hanın zemin katı depolama ve ticaret amacıyla kullanılmış. Gelen kervanların yükleri burada boşaltılır, ihraç edilmek, dükkanlarda satılmak veya depolanmak üzere ayrılır, alışverişler yapılırmış. Hayvanlar yüklerini indirdikten sonra burada geceler; mallar, hanın depolarında muhafaza altına alınırmış. Hava karardığında hanın kapıları kapanırmış. Üst katta konaklama amacıyla kullanılan ocaklı, nişli, bodrumlu, ahşap tabanlı odalar bugün küçük birer kafe, sahaf, atölye. Geçmişte odalarda yer döşekleri, toprak lazımlık, testi, toprak kandil ve tütün lülesi gibi eşyalar bulunuyormuş.

Limana yakın olmak

Hanın liman ağzına, geçmişte kentin ticari açıdan önemli yerine yapılması üstlendiği işlevin de önemini gösteriyor. Han 1778’de ticari kapasitesinin zirvesine ulaşmış. Parlak günleri 19’uncu yüzyılın son çeyreğine kadar sürmüş. Geçmişte ana cephesi Keresteciler Sokağı’na açılıyordu. Günümüz haritalarında 871’inci sokakta işaretli. Yani, Yemişçiler ve Halim Ağa Çarşısı olarak bilinen bölgede.
Kızlarağası Hanı’nın mimarisi kare formda. Geleneksel forma göre binanın içinde dikdörtgen ve geniş avlunun ortasında bir şadırvan ve havuz bulunması gerekirken, günümüzde böyle bir alan mevcut değil. 18 ve 19’uncu yüzyıllarda ulaşımın gelişmesi, ticaretteki dönüşümle hanın önemini kaybettiği bir gerçek. 1993’te restore edilerek turistik çarşıya dönüşmüş. Handa çeşitli el sanatları ürünleri, halı, deri kıyafetler ve çarpıcı hediyelik eşyalar bulabilir avlusunda soluklanıp kahvenizi içebilirsiniz. Burada kahve fincanda pişiyor. Başlatan Şükrü Bey. Çevredeki taklitleri yerine onun kahvesini tatmanızı öneririz. Çarşının farklı kapı girişleri ve iki katlı olması; gezerken kendinizi bir kapıdan girip başka bir sokağa atmak; gezerken İzmir’in kendine özgülüğünü solumak bambaşka bir keyif.

Tarihsel tanığa anıtsal komşu

Kızlarağası Hanı’nın hemen bitişiğindeki anıtsal yapılarından bir diğeri de Hisar Camii. Aydınoğlu (Molla) Yakup Bey tarafından 16’ncı yüzyılın sonlarında yaptırılmış. Hanla içiçe ve geçiş çok kolay. Bahçe duvarıyla öndeki iki şadırvanlı meydandan ayrılan dar uzun harimi, bir geçitle güneye uzar. 1813, 1881, 1927 ve 1980 yıllarında onarım gören cami, güneyden ve batıdan payanda kemerleri ve duvarlarıyla desteklenmiş. Dekorasyon 18 ve 19’uncu yüzyılların etkisiyle zenginleştirilmiş. Sütun başlıklarında, pencere üzeri ve cephe süslemelerinde mihrap, minber ve vaiz kürsüsünde Avrupa sanatsal etkilerini görmek mümkün.

False