GeriSeyahat Himalayalar’ın enerjisi çekti 5545 metreye kadar tırmandım
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Himalayalar’ın enerjisi çekti 5545 metreye kadar tırmandım

Himalayalar’ın enerjisi çekti 5545 metreye kadar tırmandım

Zeren Küskü (36) eski bir şirket avukatı. Şubatta 10 yıldır hedeflediği Himalayalar’a gitti, Everest Dağı’nın eteklerine kadar tırmandı.

Elçisi olduğu TEMA Vakfı’nın bayrağını dalgalandırdı. Tek başına çıktığı bu ilk gezisinde büyük keyif aldığını anlatırken “Bölgenin enerjisi mahrumiyetleri bile unutturuyor. Yolculukta hiç şikayet etmedim, büyük huzurla döndüm” diyor.

Geçmişte dağ yürüyüşü deneyiminiz var mıydı?
- 2011’in başında uzun yıllardır yaptığım şirket avukatlığından ayrılıp tamamen farklı bir alanda kendi işimi kurdum. Bununla beraber doğa yürüyüşlerine çok meraklıyım, kiteboard yapıyorum, pilates eğitmeni olmak üzereyim. Dağcı değilim ama özellikle Everest Anakampı’na çıkmak hep hayalimdi. Daha önce Türkiye’de Ağrı Dağı’na tırmanmış ama zirve yapmamıştım. Yeni hayat düzeninde bu hayalimi hayata geçirme imkânı buldum.
Sizi Himalayalar’a çeken neydi?
- Bence o bölgenin farklı bir enerjisi var, çeken buydu. Mahrumiyet bölgesi olduğu halde hiç şikayet etmedim. Bu yıl ocakta ansızın 10 yıllık hayalimi hatırladım. Üç hafta sonra Nepal’e giden uçakta, 9 saat sonra Katmandu’daydım.

Saygı gereği turistin yüzüne bakmıyorlar

Niye şubatı tercih ettiniz?
- Everest’e tırmanış mevsimi değildi. Anakamp’ta da kış şartları hakimdi. Bu mevsimde oraya giden tur yok. Asıl tırmanma mevsimi nisan-mayıs ve eylül-ekim ayları. Öyle büyük bir hazırlık yapmadım. Zaten spor yaptığım için fizik kondisyonum iyiydi.
Katmandu’dan sonra nasıl bir yol izlediniz?
- Orada bir gün kaldım. Katmandu’da Hint kökenli bir nüfus var. Çok fakirler. Koşullar Hindistan’daki kadar kötü değil. Fiyatlar Türkiye’ye göre çok ucuzdu. İngilizce konuşuyorlar. Ertesi gün 10 kişilik pervaneli uçakla Lukla’ya uçtum. Dünyanın en tehlikeli uçuşu. Ben günün ilk uçağına bindim. Uçak havada sürekli sallanıyor. Hava şartları uygun değilse uçuşu hemen iptal ediyorlar. Orada şerpa rehberim Chhongba ile buluştum. Şöyle bir adet var orada: Sokakta herkes önüne bakarak yürüyor. Turistleri rahatsız etmemek için böyle yetiştirilmişler. Ancak soru sorarsanız dönüp bakıyorlar.
Bundan sonrasını yürüyerek mi devam ettiniz?
- Lukla kasabası 2840 metre irtifada. Katmandu’ya göre yemeği, kültürü çok farklı. Çok daha temiz. Oradan Everest Anakampı’na doğru sırtımızda çantalarımızla yola çıktık. Bundan sonra yol boyunca hep köylerle karşılaştık.
Şubat için özel koşullar söz konusu muydu?
- Bana 10 dereceden eksi 25 dereceye kadar kıyafet gerekiyordu. Lukla’dan sonra ilk önce üç saatlik bir yürüyüşle 2653 metredeki Phakding köyüne ulaştık ve orada bir gece konakladık. Yolumuz sürekli inip çıkıyordu. Şubatta zaten lüks oteller kapalı. Diğer turist ve gezgin gruplarıyla aynı yerlerde kaldım. Çok farklı kişilerle tanıştım. Hayatımda ilk kez tek başıma seyahat ettim ve bunun tadını çıkardım.

Namtche Bazar evlerinin güzelliğini anlatamam

Nasıl bir otelde kaldınız?
- Tamamen suntadan yapılmıştı. Duvarları sunta odada uyku tulumunda uyudum. Yemek için ortak bir alanda buluşuyorduk. Aynı masada farklı gruplarla yemek yedim. Yemekler çok lezizdi. Ana yemek Bal Bhat. Tepside pilav, mercimek çorbası, salata ve etli, tavuklu veya vejetaryen köri geliyor. Hepsini karıştırarak yiyorsunuz.
Yürüyüş yolunuz nasıldı?
- Lukla’dan sonra önce orman yollarından, patikalardan yürüdük. Rota giderek zorlaştı, daha sonra taşlık patikaya dönüştü. Grupların kimi hızlı, kimi yavaş gidiyor, uymamız mümkün değildi. Rehberimle biraz hızlı diyebileceğim ortak tempo yakaladık.
Bu rakıma uyum sağlamakta zorluk çektiniz mi?
- Katmandu’da, Lukla’da ve Phakding’de böyle bir zorluk yaşamadım. Uyum sorunu ve yükseklik hastalığının ilk belirtileri 3400 metredeki Namche köyünde başladı. Vücudumuzun uyum sağlaması için çıktığınız rakımın altında konaklamanız lazım. Ama 4 bin metreye ulaşınca artık dilim dışarı çıktı. Oksijen azlığından ve basınç çokluğundan hareketlerim, adımlarım çok yavaşladı. Buna rağmen kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, kulağımda duyuyordum. Baş, kulak ağrısı, mide bulantısı gibi sorunlar yaşamadım. Vücudum çok olumsuz tepkiler vermedi. Tabii bu arada rehberimin önerilerine uydum: Sarmısak çorbası ve günde 3 litre su içtim, beremi çıkarmadım.
Sonra nasıl devam ettiniz yola?
- 8 saatlik yürüyüşle yörenin en güzel yerleşimi Namtche Bazar’a vardık. Evlerinin güzelliği, duvarlardaki renklerin güzelliğini anlatamam. Tek gelirleri turizm, bu nedenle evler bakımlı. Çok güzel fırınlar var. Orada rehberimin çocuklarının okulunu ziyaret ettim. Orada TEMA bayraklarıyla fotoğraf çektirdik. Namche Bazar’den sonra yerleşim yok. Everest turistleri için yol boyunca küçük dinlenme noktalarına, şerpaların 10 metrekarelik çay evlerine rastlıyorsunuz. Belki evlerinin bir köşesi. Orada yemek ve çay servisi yapıyorlar. Orada bir tür mantı olan Momo’s yedim mesela.

8 gün 10’ar saat yürüdük

Galiba, bunun ardından dünyadan tamamen koptunuz, değil mi?
- Doğru. Sonraki sekiz günde tek gördüğüm kişi rehberimdi. Bir sonraki konaklama noktasına ulaşmak için günde 8-10 saat yürüyorduk. Şartlar iyice zorlaştı. Oksijen azaldı, yol yürümesi çok zor bir hale geldi. Buz, kaya, kar fırtınasıyla karşılaştık. Kimi zaman uçurumun kenarından yürüyorsunuz. O noktada tüm yükleri yak taşıyor. Dev gibi hayvanlarla uçurumun kenarındaki incecik yoldan yürümek zorunda kalıyorsunuz. Mutlaka duvar kenarına geçmeniz lazım. Günlük tempomuz şöyleydi: Saat 7.30’da kalkıp kahvaltıdan sonra yola çıkıyorduk. Bir saatlik öğle molasından sonra ise yine dört saat yürüyüp konaklayacağımız pansiyona varıyorduk.
4 bin metreden sonra konaklama şartları zorlaştı mı?
- Küçük pansiyonlardaki dar odalarda kaldık. Tuvaletler çok soğuktu. Geceleri uyku tulumunda bile titriyordum. Diş macunum tüpte dondu. Sekiz gün yüzümü hiç görmedim. Ayna yoktu. Yüz yıkayacak kadar su bulabiliyorduk. Kulübelerin güneş panelinden sağlanan elektriği akşam kesiliyordu, ısınma birkaç saatle kısıtlıydı.
Sekiz günlük yürüyüş nerede sona erdi?
- Önce Tengboche Manastırı’ndan geçtik. Orada bir Budist ayinine katıldık. Zaten yol boyunca Budizm simgelerine sık sık rastladık. Hepsinde Budistlerin “Om Mai Padme Hum” ibaresi vardı. Her yere çektikleri doğa bayrakları var. Kırmızı ateş, mavi gökyüzü. Her yerde Budizmin etkilerini görüyorsunuz. Sonra 4900 metredeki Lobuche’ye vardık. Everest’te ölenlerin gömüldüğü yer. Burası 5 bin metre öncesi bir kırılma noktası. En son köy 5170 metredeki Gorak Shep’ten geçtik. Sonra da Everest Anakampı’na ulaştık. Mevsimi olmadığı için neredeyse boştu. Ulaştığım son nokta Kala Patar zirvesi oldu. 5545 metredeydi. Orada artık dört adımda bir nefesim tükeniyordu.
Yolculuk maliyeti ne kadardı; kaç kilo verdiniz?
- İki kilo vermiştim, fakat sonrasında tekrar aldım. Uçak biletleri, kıyafet dahil 7 bin TL’ye maloldu.

En beğendiği beş yer
Kapadokya, Ilha Grande Adası (Brezilya), Büyük Kanyon (ABD), Everest Kala Pattar zirvesi, Kandy (Sri Lanka iç bölgesi)
Seyahatte ne okur
Lonely Planet
Ne yer, içer
Balık, deniz ürünleri, sebze, meyve
Nerede kalır
Otantik butik oteller
Kiminle gezer
Arkadaşlarıyla (Everest’ten sonra yalnız gezmeye karar verdi)
Seyahat çantasının vazgeçilmezleri
Çekirdek, harita, güneş kremi.
Gittiği yerden ne alır
Magnet, yerel kıyafet, baharat, ev aksesuvarı

False