41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah

Haberin Devamı

ARKADAŞLIK, dostluk üzerine bir sürü özlü söz, görüş vardır ya, siz hepsini boşverin ve gelin bugünkü sohbetimizi okuyun. Bugün tam 41 yıldır birbirinin en iyi arkadaşı olan, iyi gün, kötü gün dahil her günü birlikte geçiren 7 kadından bahsedeceğim size. Evet, hani 1-2 yakın arkadaş olur ama 7 yakın arkadaş olur mu?

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah


Eğer İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin çok değerli bale sanatçıları ise, sanatçı anlayışıyla yetişmişlerse, sanatın o derin hoşgörüsünü sindirmişlerse olur. Sanat kurumlarının varlığının tartışıldığı şu günlerde meseleye bir de sanatçı olmanın özel karakterinden bakmak istedim. İzmir’in bu çok özel sanatçıları, baleye başlamaları ve ilginç anılarını anlattılar. Dilerim 41 yıllık bu özel dostluk herkesin başına gelir.

Haberin Devamı

HAYATIMIN EN İYİ KARARI KONSERVATUVARA GİTMEK

DENİZ KONURALP

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah

- Baleye özel ders alarak başladım. Aileme ‘ben bu işi yapmak istiyorum’ dediğimde konservatuvara gitmem gerektiğini söylediler, ama aynı anda Anadolu Lisesi sınavlarına da girmemi istediler. O sınavı kazanırsam beni konservatuvara göndermezler diyerek hiç bir soruyu cevaplamadım ve konservatuvarı kazandım. Hayatımın en iyi kararlarından biridir. Arkadaşlarım hayatımın en büyük zenginliği. Beraber büyüdük. Benim hayatım biraz sıkıntılı oldu, onlar her sıkıntımda her güzel günümde yanımdaydılar. Onları çok seviyorum. Hepsinin yeri ayrı.
- Konservatuvarın ilk senesinde Funda ile Karşıyaka’dan beraber vapura binip Konak’a geçip okula yürüyorduk. Funda benden 2 yaş küçüktü. Ben yaşıma göre uzun boyluydum, Funda ufak efekti. Yani ben ona ablalık taslıyordum. Funda vapurda sesli solfej çalışıyordu, ben de etrafı rahatsız ediyor diye hep kızıyordum. Şimdi o ufak tefek Funda, bizi yönetiyor...

SENİ YÖNETİCİ DEĞİL, ARKADAŞ OLARAK İSTİYORUZ

Haberin Devamı

FÜEDA TEKMAN AVCI

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah

- Baleye ilkokul bitince başladım. Rahmetli babam çok ileri görüşlüydü ‘Kızım balerin olacak’ derdi. Hatta annem istemezdi ama yine de konservatuvara girdim. Özellikle Özden komşumuz olduğundan okula birlikte gidip geliyorduk. Sonra grup olarak yakınlaştık.
- Zaman zaman birbirimize kızsak, alınsak da ılımlı olmayı, açık olmayı ve birbirimizi olduğu gibi kabul etmeyi öğrendik. Hatta ben bir dönem bale başkoreograflığı yaptım. O zaman arkadaşlıkla yöneticilik arasında kalıyordum. Hem yönetici, hem arkadaş olmak kolay değil. Ama görev bitince kaldığımız yerden devam ettik. Zaten, ‘biz seni sadece Füeda olarak istiyoruz, yönetici Füeda istemiyoruz’ dediler. Çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum böyle bir arkadaşlığımız olduğu için...

Haberin Devamı

FİLİZ AKIN’I İZLEYİP BALERİN OLMAK İSTEDİM

NURSELEN İPEKÇİ ŞEKERCİOĞLU

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah

- Ben ilkokuldayken Filiz Akın’la Ediz Hun’un bir filmine gitmiştik. Filiz Akın orada bir dans yapmıştı, o bende yer etti ve sene sonunda bu dansı yaptım. Yani dansa ilgim Filiz Akın’la başladı. Sonrasında konservatuvar sınavına girip kazandım. Okul yılları boyunca arkadaşlığımızın farklı farklı dönemleri oldu. Ufak tefek sorunlar yaşadık ama artık kardeş gibi olduk. Birbirimizin herşeyini biliyoruz, o kadar yakınlaştık. Eskiden birbirimize alındığımızda küserdik, diğerinin haberi bile olmazdı. Ama şimdi bu anlamda olgunlaştık, en ufak bir sorunda çok açık olarak herşeyi paylaşıyoruz, konuşuyoruz. Yanlış anlamaya mahal vermek istemiyoruz. Çünkü insan sustuğu zaman yanlış anlaşılabiliyor.
- Bir temsilde kankan dansı yaparken bir arkadaşımızın bacağındaki gül aksesuarı seyirciye doğru uçtu. Bir keresinde de bir arkadaşımızın ayakkabısı... Bunlar çok nadir de olsa yaşanan sahne kazaları. O gün panik olsak da bugün gülüyoruz.

Haberin Devamı

İŞTE DE İŞ SONRASI DA BERABERİZ

ÖZDEN ABUKAY OKTAR

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah

- Benim halalarım Ankara Konservatuvarı mezunu, biri piyanist, biri arp, biri keman çalıyor ama ben sanata yeteneğim olup olmadığını bilmiyordum. Füeda karşı komşumuzdu ve bale dersine gidiyordu. Ben de heveslendim ve onunla sınavlara girdim. Aslında babam hiç istemiyordu çünkü doktor olmamı istiyordu. Ama ben yine de baleyi seçtim.
- Aslında sınıflarımız farklı farklı da olsa yıllar içerisinde çok yakınlaştık. Paralarımızı denkleştirip ayçöreği alır, okul çıkışlarında birbirimizi evlerimize geçirirdik. Bir türlü kopamazdık. Ama şimdi de kopamıyoruz, hala temsil, prova çıkışı hemen birimize gidiyoruz. Flörtlerimizi birlikte yaşadık, düğünlerimiz birlikte geçti, çocuklarımız birlikte büyüdü.

Haberin Devamı

ARTIK BİRBİRİMİZİN RUHUNU TANIYORUZ

FUNDA GÜNTAN ERBOY

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah

- Beni bir aile dostumuz baleye yönlendirdi. Okulda tanıştık ama ben grubun en küçüklerinden olduğum için öğrenciyken benim ablalarım gibiydiler. Elimden tutup beni karşıdan karşıya geçirirlerdi. İlkokuldan beri kopmadık. Herkesin ilkokul, ortaokul, lise, üniversite arkadaşları farklıdır ama bizim hepsi aynı ve bu bir şans oldu bizim için.
- Eşlerimiz bu arkadaşlığı bazen anlayamıyor, hatta haklı olarak kızabiliyor. Çünkü bütün günü bir arada geçirip eve gelip yine telefonla birbirmizi arıyoruz. ‘Konuşacak ne buluyorsunuz bu kadar?’ diyorlar. Ama herşeyimizi paylaşmak, anlatmak istiyoruz. Çocuklarımız birlikte büyüdü, inşallah yaşlılığımızda da beraber oluruz diye umuyoruz. Biz kardeşten öte olduk. Artık birbirimizin ruhunu tanıyoruz. Ben bir arkadaşımın bakışından, gözünü kırpmasından ne hissettiğini anlıyorum. Sinirli mi, kızgın mı, canı sıkkın mı ona göre ya biraz rahat bırakıyoruz ya da yanında oluyoruz. Birbirimizi idare etmeyi öğrendik çünkü iyi günümüz var kötü günümüz var. Önemli olan anlaşmayı istemek.
- Bir oyunda altımız birden aynı anda sahneye giriyorduk. Ama kuliste sohbete daldığımız için sahneyi kaçırdık ve giremedik. Sahnedeki arkadaşlarımız nasıl idare edeceklerini şaşırmışlar ama biz muhabbetten farkına bile varmadık.

HIRSLARIMIZI, REKABETİ DOSTLUKLA AŞTIK

NESLİHAN KOSTAKOĞLU TARAKÇIOĞLU

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah

- İlkokulu bitirdiğimde bir tanıdığımızı görüp sınavlara girdim. Kazandım ve çok keyifli bir sanat hayatı yaşadım arkadaşlarımla. Mesleğimizden dolayı hırslarımız da oldu, rekabetimiz de. Ama biz belki küçük yaşta başladığımızdan hepsini aştık.
- Provalar, temsiller, turneler derken ailemizden, eşlerimizden çok birbirimizi gördük. Evlendik, çocuklarımız oldu ama yine de birbirimizden hiç vazgeçmedik. Şimdi şükrediyorum, iyi ki vazgeçmemişiz diye. Dışarıda da çok iyi arkadaşlıklarımız da var ama bizim grubumuzun yeri ayrı. Çünkü birçok konuda derdimiz ortak. Kötü günlerimizde de, iyi günlerimizde de bir arada olmayı biliyoruz.
- Eşimin ailesiyle henüz tanışmadan önce kayınvalidem beni görmek için oyunuma gelmişti. Artık heyecandan mı, aksilik mi kostümümün iç eteği sahnede düştü. Tabii çok panik oldum ama yapacak bir şey yok. Bugün güzel bir anı olarak hatırlıyoruz.

EŞLERİMDEN AYRILDIM, ARKADAŞLARIMDAN AYRILMADIM

MELTEM YORULMAZ

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah

- Amcam Devlet Tiyatrosu’nda sanatçı olduğundan beni de konservatuvar sınavına teşvik etti ve kazandım. Konservatuvarda arkadaşlarımla tanıştım ve bir daha ayrılmadık. Eşlerimden ayrıldım, arkadaşlarımdan ayrılmadım.
- Bence farklı meslekte olsak bu kadar iç içe ve bu kadar yakın olamazdık. Küçük yaştan başlamamızın büyük etkisi oldu çünkü temeli erken atılmış bir dostluk üzerine kuruldu tüm ilişkilerimiz.

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah

Okullarımız hiç ayrılmadığından, mesleğimiz aynı olduğundan dertlerimiz tasalarımız da aynı oldu. Bir boğaça alır, 7 kişi paylaşır yerdik, aynı bardaktan içtiğimiz oldu. Başkaları dalga geçerdi. Şimdi de bazen eşleri, çocukları bırakıp tatile gidiyoruz. Hatta gittiğimiz otellerde gürültü yaptığımız için şikayet aldığımız bile oldu.

41 yıllık dostluğa 41 kere maşallah


- İlk yıllarda bir çocuk oyununda maymun kılığındayız. Arada beklerken üşüdüm ve üzerime eşimin arkasında kocaman bir logo bulunan eşofman üstünü giydim. Konuşurken sıramız geldi ve hemen sahneye çıktık. Benim çıkmamla herkes gülmekten kırılmaya başladı, ne olduğunu ilk anda anlayamadım. Sonra fark ettim ki, kahverengi maymun kostümü üzerine çivit mavi eşofmanla dans ediyorum. Ormandaki ilk sportif maymunu canlandırdım yani.


EN’LER...
En çalışkan, disiplinli: Özden
En programcı, organizatör: Funda
En güldüren, esprili: Meltem
En iyimser, Polyanna: Neslihan
En gezenti: Deniz
En keyifçi: Füeda
En sakin, detaycı:Nurselen

Yazarın Tüm Yazıları