Teknede deli partiler peşinde değilim

Güncelleme Tarihi:

Teknede deli partiler peşinde değilim
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2014 01:35

Uzun zamandır dizilerde rastlayamadığımız oyuncu Tardu Flordun, oyunculuk performansını sinema ve tiyatroda sergiliyor. Şu sıralar “Silsile” filmi ve “Kim Korkar Hain Kurttan” tiyatro oyunuyla gündemde olan Flordun’un denizle ilişkisi şimdilik uzaktan ama denizin tuzunu küçüklükten almış. Ünlü oyunu, deniz tutkusunu Yacht Türkiye dergisine anlattı.

Haberin Devamı

Tiyatro temelli oyuncu Tardu Flordun, bu yıl sinema ve tiyatro işleriyle gündemde... Dizilerden özellikle uzak durduğunu söyleyen oyuncu, şimdilik bu halinden çok da memnun görünüyor.
Başarılı oyuncuyla güzel ve güneşli bir günde Fenerbahçe Marina’da buluşuyoruz. Bu ayki çekimi, bu sayfalarımızın konuğunun istediği şekilde bir yelkenlide yapacağız.
Jeanneau Sun Odyssey 44 DS model tekne, boy aralığı olarak Flordun’un ilgisini çekiyor. O da ileride 12 metrelik böyle bir yelkenli alabileceğini söylüyor. Vira bismillah deyip marinadan ayrılıyoruz ve kendisiyle oyunculukla denizin iç içe geçtiği bir söyleşiye başlıyoruz.

* Son zamanlarda sizi dizilerde göremiyoruz. Bunun özel bir nedeni var mı?

- İki senedir dizi piyasasından uzağım. Sinema ve tiyatro yapıyorum. Aynı anda sinema, tiyatro ve diziyi hep birlikte yürüttüğüm de oldu. Ama ortaya çok sağlıklı bir şey çıkmıyor. Dizi olmadığı zaman sinema ve tiyatroyu bir arada yürütebiliyorsunuz. Çünkü bunlar başı sonu olan işler ama dizi öyle değil. Dizide bir karakterin başı ile sonu arasında dünya kadar fark olabiliyor. Yani karakterin nereye gideceğini bilemiyorsunuz. Bir de karakterler genellikle tek boyutlu yazılıyor. İyiyse iyi, kötüyse kötü...

* Peki dizi sektörüne atılırken bunların farkında mıydınız?


- Ben 2000’lerin başlarında, 28 yaşındayken dizi piyasasına girdim. Öncesinde tiyatroyla uğraşan bir adamdım. Dizi sektörüne beni öneren kişi de Tilbe Saran’dır. Dizi sektörüne ilk kez giriyorsanız ve iddialı bir oyuncuysanız, size bir olta atılır, “Seninle üç yıllık bir anlaşma yapacağız. Şu kadar vereceğiz ama bütün dizginler bizim elimizde olacak” denir. Oraya git, buraya gitme... Menajer sizi gecenin bir saati arar, olman gereken yerler vardır. O kafayı bir türlü sevemedim ben işte... O yüzden halimden memnunum.

BEN DENİZLE ŞARJ OLUYORUM

* Çok erken yaşlarda denizle tanışmışsınız. O günlere dair neler söylersiniz?


- Annemle babam ayrıldığında ben hafta içi annemin, hafta sonları da babamın yanında kalıyordum. Babam Cunda Adası’nda bir ev kiralamıştı. Her yıl yazın babam beni alırdı, Cunda’ya giderdik ve yaklaşık iki ayımızı orada geçirirdik. Babam oranın yerlisi gibi olmuştu. Teknesi yoktu ama Cunda küçük bir yer olduğundan bütün tekne sahipleri ve kaptanlarıyla arkadaştı. Biz de her gün başka bir arkadaşının teknesiyle denize açılırdık.

GULETİM OLSUN İSTERDİM

* Denizle ilişkinizi nasıl tarif edersiniz?


- Benim en sevdiğim şey, denizin içinde olmak. Daha 5-6 yaşlarımdayken bu keyifle tanıştım. Sonra konservatuvar okumak için Ankara’ya gittim. O dönemler denizden uzak kaldığım zamanlar oldu ama hep bir deniz özlemi vardı. Mesela benim oturduğum bütün evler denizi görmek zorundadır. Restorana gittiğimde bile denize sıfır olmayı severim. İstanbul’da deniz kıyısında yer alan birkaç saklı yerim var. Hafta sonları, birkaç saat bile olsa oralara gidip şarj olurum.

* “Binbir Gece”de guleti olan bir işadamını canlandırıyordunuz. Gerçek hayatta bir guletiniz olsun ister miydiniz?

- Aslında öyle bir şey zaten aklımda vardı. Kaptanına “Böyle bir tekne alsak... Nedir bunun fiyatı?” diye sordum. Eski parayla 2,5 trilyon filan gibi bir şey söyledi. Fiyatını duyunca “Peki, oldu!” dedim. Ama dizi boyunca üç sezon kadar o guletin keyfini çıkardım.

* Sizinle röportaj öncesi konuşurken bir teknenizin olduğunu öğrendik. Dayınızla birlikte almışsınız. Onun hikâyesi nedir?

- Evet, şu anda Erdek’te demirli... Beş-altı yıl önce, dayım da benim gibi bir tekne almak istiyordu. O Mudanya’da oturuyor bu arada, bizim de Erdek’te yazlığımız var. Sonunda “Ortak bir şey alalım” dedik. 11 metrelik bir motoryat aldık. Oraya gittiğim zaman çok nadir de olsa kullanıyorum.

* Nerelere gidiyorsunuz?

- Çok uzaklara değil. Erdek civarlarında dolaşıyoruz.

* Hayalinizdeki tekneyi sorduğumda “yelkenli” dediniz. Neden?

- Şimdiye kadar yelkenliyle yakın bir ilişkim olmadı. Yelkenliye olan sempatim belki de denemediğim içindir.

* Peki teknede yanınızda kimler olsun istersiniz?

- Bu işten anlayan ve ilgi duyan insanlarla denize çıkmayı tercih ederim. Onlardan bir şeyler öğrenerek, sohbet ederek gezmek isterim. Tekneyle açılalım da deli partiler yapalım derdinde değilim.

Haberin Devamı

MİKONOS 72 YAŞINDA BİR ANNEYLE GİDİLECEK YER DEĞİLMİŞ

Haberin Devamı

* Tekneyle en uzun seyahatinizi sorsam?

- Geçen yaz annemle bir mavi tura çıktık. Kendisi 72 yaşında ve böyle bir şeyi çok istiyordu. O mutlu olsun istedim ve bir Yunan Adaları turu ayarladım. Atina, Santorini ve Mikonos... Fakat anladım ki, Mikonos 72 yaşındaki bir anneyle gidilebilecek bir yer değilmiş! Herkes partilerde çılgın gibi eğlenirken, biz emekli gibi takıldık... Ama onu mutlu görmek beni de mutlu etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!