TC kadını

Lafı dolaştırmadan...

Haberin Devamı

Direkt girelim.
Bu ülkede kadınsan.
Yanmışsın.
Cumhuriyet kadınıysan...
Zaten yanmışsın.
* * *
Bu millet son yıllarda...
“Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek” diyen bi bakan’ı da gördü...
Kendisinden iş isteyen kadına “Evdeki işler yetmiyor mu” diyen bi bakan’ı da...
“Tecavüze uğrayan doğursun gerekirse devlet bakar diyen bi bakan’ı da...
* * *
“Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor” diyen bi milletvekili de gördü...
“Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur” diyen bi TBMM İnsan H. Komisyonu Başkanı da...
“Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün” diyen bi Büyükşehir Belediye Başkanı da...
* * *
“Bi tane kızmı’dır kadın’mıdır bilmem” diyen bi bakan’ı da gördü...
“Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bi Başbakan’ı da...
* * *
İyi tarafı yok mu?
Var.
Kadınsan ve bu yılları yaşadıysan direkt cennete alırlar.
Rahat ol.
Allah hiç kimse’yi 2 kez cehennem’de yaşatmaz.

Haberin Devamı

ASLI

Bi dün’e gidelim...
Londra’ya...
* * *
Aslı olimpiyatlarda altın aldı.
Atletizmde ilk altındı.
Yer yerinden oynadı.
* * *
Madalyasını alırken 10’larca 100’lerce foto’su çekildi.
Aslı’ın üstünde mayo, mayonun üstündede ay yıldız vardı.
Kollar bacaklar görünüyordu.
* * *
Ertesi gün gasteleri açtık.
Kol bacak gördü mü ateşi çıkan ayarı bozulan ‘o kafa’nın medyası şampiyonu uyanıklık yapıp 2’ye bölmüştü.
Foto’larda Aslı’nın yarısı vardı.
Yarısı yoktu.
* * *
Üst’ü vardı.
Alt’ı yoktu.
En üst’ü, yüz’ü vardı.
Yüz’ünün alt’ı, vücut’u, bacakları yoktu.
* * *
Ve...
Şampiyonun alt’ı yok olunca...
Mayo da yok olmuş oluyordu.
Mayo yok olunca...
Ay ve yıldız da yok oluyordu.
* * *
Şampiyonu hiç utanmadan sıkılmadan müstehcen’e sokanlar bile vardı.
‘Bu kafa’daki arkadaşların foto’larında Aslı’nın vücut’u, bacakları vardı.
Ama net değildi.
Vücut, bacaklar sisliydi, flu’ydu, bulanıktı, buğu’luydu, duman’lıydı.
Türkçesi...
‘Zararlı madde’ydi.
Sansür’lenmişti.
* * *
Buna da şükür dedik.
Beterin beteri de olabilirdi.
Foto’su hiç yayınlanmayabilirdi...

KAPAK 1

Gs ve Fb’li kadınlar dünyanın cazibe merkezi olan bi ligde final oynadı.
Ve hakiki Türk kadını’nı hakiki dünyanın ve bizim dünyamız’ın gözüne gözüne bi kere daha soktu.
Fanatikler yüzünden kolkola sahadan geçemediler belki ama...
2’si birden kolkola tarihe geçtiler.
* * *
Basketbolün ‘first lady’leri gösterdi ki...
Son yıllarda sahneye vitrine hep ‘o model’çıkartılsa da...
Bu ülkede ‘bu model’de var.
Bu ülkede çağdaş, zeki, çevik, ahlaklı, spor yapan, kendine bakan, spor yaparken bile süslü püslü, alımlı, cazip olabilen, kafası zihni açık başarılı Atatürk kızları, Cumhuriyet kadınları da var.
Tamamında olmasa da yarısından fazlasında var.
Ve hala taş gibiler.
* * *
Bizim Alp (Ulagay) araştırmış.
Son 4 yılda 21 uluslararası final’imiz var.
15’inde kadınlar var.
Bu, Tc kadınının, ‘adam yerine’ konulmayışına baş kaldırışı...
İsyanı...
Net.
* * *
Kadınlı erkekli karışık kuruşuk bi finaldi.
Tribünler erkek kadın...
Koç’lar erkek...
Hakem’ler erkek...
Oynayanlar kadın...
Filan falan...
O kafa’ya kapak olsun.
* * *
O bu şu sebepten hele kapanmanın-kapananın fena prim yaptığı bu günlerde...
Açılan...
Bi kere daha alın terleriyle, torpilsiz, desteksiz, aslanlar gibi ‘hakiki dünya’ya açılan bu kadınlar da ‘bu model kadın’ı yok sayanlara
kapak olsun.

Haberin Devamı

KAPAK 2

Bitmedi...
Kızları evde tutup okula göndermeyenlere de...
15’inde 16’sında kocaya verenlere de...
Kadına şiddet uyguluyanlara da...
Zulum eziyet edenlere de...
2’nci sınıf görenlere de...
1 adım arkasında yürütenlere de...
Kadınını evde oturtup kendisi gezenlere de...
Kadının erkekle beraber yan yana gelmesine, gülüp eğlenmesine, yemesine, içmesine bile ayar olanlara da...
Parklarda meydanlarda GEZİ’nmesine bile tutulanlara da...
Yolunu bulmak adına dümenden kapananlara da...
Kapanmak zorunda kalan bilim kadınlarına da...
Resmi nikahlı kadının üzerine dini nikahlı bi kadının aynı eve alanlara da...
Hala kuma’yla muma’yla takılanlara da...
Resmi’si varken hala imam nikahı yapanlara da...
Kapak olsun.
* * *
Son 2 şey...
1-Her evde canımızdan çok sevdiğimiz bi ‘annane-babanne’ ile büyüyen nesiliz.
Her evde bi başörtülü’yle türbanlı’yla karışık, barışık büyüyen bi nesiliz.
Tavır tabi ki baş örtüsüne, türbana filan diil.
Olmaz.
Olamaz.
Tavır bunu kaşıyanlara...
Siyasi simge, obje, seçim malzemesi yapanlara...
Bu ülkeyi...
Eyyy benim başörtülü bacım’a, eyyy benim türbanlı vatandaşım’a kadar getirenlere...
Elalem 2015’e giderken...
1923’ü pas geçip bizi 1453’e 1071’e götürmeye niyetlenenlere...
* * *
Nokta.

Yazarın Tüm Yazıları