Ankara havası: 'İnşallah, maaşallah'

TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün konuşması iş kesiminde nasıl karşılandı?

Haberin Devamı

Konuştuğum üyeler iki temel eksende yer alıyor; birinci eksende yer alanlar, Cumhurbaşkanı'nın bir taraftan iş kesimine, yaşanan olumsuzluklara karşı moralini bozmamasını söyleyip, TÜSİAD'ın AB değerlerine sahip çıkmasını övgüye değer bulmasını, Ankara siyasetinde dünkü toplantının iz bırakan tarafı olduğunu söylüyordu.
İkinci eksende yer alanlar, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle konuşmasında gayet ortadan gittiğini, fazla 'köşeli' konuşmadığını düşünüyorlardı. Hatta yakın zamanda yönetim kurulu üyeliği yapan bir üye, 'tam Orta Doğu ülkesi gibi bir mesaj aldım; 'inşallah, maaşallah' diyordu.
Benim dikkatimi çeken CHP'nin bu toplantıya üst düzey katılımıyla oldukça önem vermesiydi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yanında ekonomi kurmayları Faik Öztrak ve Umut Oran vardı.
Ya peki hükümetin ekonomi kurmayları? Hiçbir ekonomi Bakanı yoktu. Bakan yardımcılarını da göremedim. Ya bürokratlar? Hayır onları da. Başbakan'ından kızdığı ve hainlikle suçladığı TÜSİAD'ın toplantısının, hükümet çevresi tarafından boykot edildiği çok açıktı.
Ama Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TÜSİAD'ın Avrupa değerlerine sahip çıkmasını övdü. TÜSİAD üyeleri arasında en hoşa giden de bu övgü oldu. Bir anlamda, Başbakan Erdoğan'ın yıktığını, Cumhurbaşkanı Gül onarıyordu.
TÜSİAD yönetimi tam kadro gelirken; Mustafa Koç, Bülent Eczacıbaşı, Haluk Dinçer, Arzuhan Doğan Yalçındağ da hazır bulunanlar arasındaydı.
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın konuşmasında şöyle bir mesaj vardı Ankara'ya; o da, ekonomi ile ilgili konuları tartışmak sonuçta siyaseti ilgilendiriyordu, iş dünyası olarak kutuplaşan ve giderek sertleşen siyasetin, bir mutabakat zeminine çekilmesi gereği vardı.
Dün Ankara'da o toplantı salonunda konuşan Cumhurbaşkanı Gül de dahil tüm konuşmacılar, Türkiye'nin bir reform ajandasına ihtiyaç duyduğu konusunda mutabıktı. TÜSİAD Başkanı Yılmaz'ın işaret ettiği şuydu; önümüzdeki iki seçim sonunda, 2015'i izleyen 4 kesintisiz yıl boyunca Türkiye'nin reformlarını uygulamaya koyması gerekliliği.
Peki neden?
Değişen dünya konjonktürü ve Türkiye'nin yüzde 2'lik bir büyüme patikasına gerilemiş olması. İlerisi için de, bu reformlar yapılmazsa büyük fırsatların kaçırılacak olması.
Konuştuğum bir TÜSİAD üyesi, Cumhurbaşkanı'nın dünkü konuşmasında herşeyin ötesinde eğitim meselesinde nitelik konusuna işaret etmesini çok önemli bulduğunu anlattı. Cumhurbaşkanı Gül, eğitimde okul, üniversite sayılarından çok niteliğinin giderek önem kazandığını anlatmıştı konuşmasında.
Dün Ankara'daki toplantının bende kalan özeti; patronlar bugün siyaset toparlanıp reform adımlarını atmazsa önümüzdeki 4-5 yılın kaybedileceği, Cumhurbaşkanı Gül 'bu da geçer' dedi.

Yazarın Tüm Yazıları