Uyanık olacaksın

Bildiğiniz üzere ben geceleri yaşayan, geceleri yaşamaktan zevk alan bir hatun idim.

Haberin Devamı

Yıllardır bunca olan bitenden bihaber bir durumda olduğumuzdan gerçi milletçe uyurgezer sayılırız ama bu uyurgezerlik gerçekten çok ilginç bir şey, akıl sır ermez bir hastalık.

Bugün internette de biraz araştırdım nedir, ne değildir uyurgezerlik diye…

Ne ilginçtir ki; bir uyurgezer normalde hayatında yapamadığı bir sürü şeyi uyurgezerliği sırasında yapabiliyormuş.

Müzikle hiç alakası olmayan biri gecenin bir saati çakma Mozart olup piyano başında harikalar yaratabiliyor.

Yürüme zorluğu çeken ya da eklemlerindeki problemden günlük hayatında zar zor yürüyebilen bir kişi, gecenin bir körü koşarcasına merdiven inip çıkabiliyor.

Ya da farkında olmadan mutfakta koca bir tavuğu yiyeninden tutun da, saçlarını kesip, ağda yapanına kadar bir sürü örnek var.

Aslında insan şöyle bir düşününce diyor ki; "Yahu bunlar da bir şey mi? Bizde bir sürü uyurgezer senelerdir memleketi idare ediyorlar…"

Senelerdir ümidimi kaybetmedim. Üstte verdiğim örneklerde olduğu gibi bir bakarsınız bazıları günlük yaşamda yapmaları gerekip de yapmadıkları icraatları bakarsınız gecenin bir körü kendilerini bilmezken yapmayı becerirler.

Bir de tabi uyurgezerliğin nimetlerinden faydalananlar ya da faydalanmayı düşünenler olabilir. Yoksa da ben fikir vereyim; kadınlar bazen uyurgezer ayağına yatıp gece adamı bir güzel dövüp sabaha da "Valla hatırlamıyorum kocacığım" diyebilir.

Aldatan erkek olay anında canlı canlı yakalandığında “Ay karıcığım, ben neredeyim? Bu kadın kim?“ diye olayın üstüne yatabilir.

Tam bunları yazarken yanıma gelen bir arkadaşımın anlattığı gerçek bir hikâyeyi de sizinle paylaşayım.

Kocasıyla hararetli bir tartışma sonucu evi terk eden Fulya, çok sinirli bir halde yakın arkadaşı Esra'ya gitmiş. Artık o eve dönmeyeceğinden, kocasının yüzünü bile görmek istemediğinden bahsetmiş. Esra'nın her ne kadar pozitif yaklaşımları olsa da, birkaç gün kafasını dinleyip sonra tekrar eşiyle görüşüp konuşmaları önerisinde bulunsa da, Fulya olayın sıcaklığından olacak ki; kararlıymış eve dönmemekte ve barışmamakta...

Hatta Esra tam yatacakken Fulya ondan bir ricada bulunmuş, uyurgezer olduğunu hatırlatarak, “Gecenin bir yarısı kalkıp da kocamı filan arayacak olursam, ne olur bana müdahale et, onunla konuşmama izin verme!” demiş.

Fulya henüz yatmamışken Esra alt kata su içmeye mutfağa gitmiş. O sırada uyurgezer arkadaşı mutfakta telefonla kocasıyla konuşuyormuş. Esra kıza telefonu kapattırmış, ikna etmeye çalışarak odaya çıkarmaya çalışmış Fulya'yı. Ancak Fulya ısrarla kocasıyla görüşmesi gerektiğini söylese de telefonu tekrar eline alamamış. Esra'yla tartışmışlar. Nasıl olsa uyurgezerliktendir diye düşünen Esra da hiç aldırış etmemiş arkadaşının bu hallerine.

Meğer kız hakikaten de kocasıyla konuşuyormuş ve aralarını düzeltme yönünde ciddi bir konuşma içindelermiş. Hatta 1 saat içinde buluşup olayı tatlıya bağlamak için ön görüşme yapıyorlarmış telefonda. Esra'nın Fulya'yı engelleme çalışmaları biraz soğuk rüzgârlara neden olmuş sonraki birkaç gün için. Sonuçta her şey gecikmeli de olsa yanlış anlaşılmalar da olsa tatlıya bağlanmış ancak Fulya o gün bugündür de bir daha kimseye uyurgezerliğinden bahsetmez olmuş.

Neyse işte... Zaten aslında hayatta uykuyu muykuyu boşverip hep “uyanık” olacaksın!

Yazarın Tüm Yazıları