Siyaset ve hukuk

ANAYASA Mahkemesi’nin son kararları üzerine çok yararlı hukuki tartışmalar yapılabilirdi fakat yine siyaset ağır bastı; AYM’ye karşı siyasi bir kampanya başlatıldı.

Haberin Devamı

Keşke AYM kararlarını “kuvvetler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, evrensel hukuk” gibi temel kavramlar açısından tartışabilseydik...
Sayın Başbakan AYM’yi eleştirirken “Herkes sınırını bilecek” diye konuştu. Keşke hem yargının “sınırını” hem yasama ve yürütmenin “sınırını” kuvvetler ayrığı ilkesi açısından tartışabilseydik...
Bu tartışmalar, hukuk kültürümüze büyük katkı sağlardı.
Fakat siyasi ‘asabiyet’ ağır bastı. Hatta AYM Başkanı Haşim Kılıç’a “Mahalle değiştirdi, eski mahallene dön! diye eleştiriler yayınlandı! Liberal demokrasinin temelindeki yüksek hukuki değerler siyasi bir “mahalle kavgasına” indirgendi!
Görüyor musunuz siyasi ‘asabiyet’
yüksek hukuki değerleri nasıl eziyor?!

2004 ve 2010 REFORMLARI

AYM’nin son kararlarında hukuki hatalar elbette olabilir. Fakat AYM’yi siyaseten eleştirenlerin bir tek AİHM içtihadından bahsettiklerini duydunuz mu? Halbuki AYM’nin kararlarında çok sayıda AİHM içtihadına referans vardır.
2004 yılında Anayasa’nın 90. maddesine “evrensel hukuk, üstün hukuktur” anlamında hüküm koyanlar, şimdi AİHM içtihatlarını uyguladığı için AYM’yi suçluyorlar.
Adliye müfettişlerinin 2010 referandumu ile Adalet Bakanlığı’ndan alınıp HSYK’ya bağlanmasını o zaman “yargı bağımsızlığı” adına haklı olarak alkışlamış olan AKP’li hukukçular... Şimdi bu müfettişleri tekrar Bakan’a bağlayan maddeleri iptal etti diye AYM’yi suçluyorlar!
Dahası, kişilerin yaptığı hak ihlallerine karşı sulh ceza mahkemesine yapılacak başvuru ile kamu güçlerinin yaptığı hak ihlallerine karşı AYM’ye yapılacak “bireysel başvuru”yu karıştıran hukuk profesörleri gördük, bugünlerde!

Haberin Devamı

MAHKEME GÜNDEMİ

Yapılan bir eleştiri şu: Başkan Haşim Kılıç, HSYK Yasası’nı mahkemenin gündemine koymadan aniden heyetin önüne getirip karar çıkarttırmış!...
Sayın Kılıç, Milliyet’teki açıklamasında, HSYK Yasası hakkındaki raportör raporunun önceden hazırlandığını, üyelere dağıtıldığını ve bir hafta önce mahkemenin gündemine konulduğunu belirtti.
Mahkemenin iç çalışma usulü eksiksiz uygulanmış, diğer bütün davalarda olduğu gibi.
Başka türlüsüne mahkeme üyeleri isyan ederdi zaten.
Peki, niye “şu gün görüşecek” diye internet sitesine yazılmamış? Kılıç “kamuoyunun ilgisini çok çeken” bazı davalarda görüşme gününü siteye koymadan bu şekilde iç usulü aynen uyguladıklarını anlatıyor.
Çeşitli kesimlerden baskı gelmesin diye.

Haberin Devamı

SİYASETİN SINIRI HUKUK

Anayasa Mahkemesi üyelerini Mahkeme Başkanı nasıl isterse öyle hareket ederlermiş gibi görmek hem onlara saygısızlıktır hem gerçeğe aykırıdır. Nitekim son HSYK iptallerinde oybirliğiyle kararlar olduğu gibi, bazı üyelerin “karşı oy” yazdıkları kararlar da vardır.
AYM tarihinde oybirliğiyle alınmış kararlar azdır ve ancak hukuken çok “kör parmağım gözüne” şeklindeki düzenlemelerin iptalinde oybirliği vardır. Adliye müfettişlerini Adalet Bakanı’na bağlamak de işte böyle bir hukuka aykırılıktı.
2010 reformu bir dönüm noktasıdır. Bugün AYM’nin 17 üyesi vardır, bunun 10’unu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül atamıştır.
Gül’ün AYM hakkında “İftihar ediyorum” demesi devlet başkanına yakışır bir hakkaniyet ifadesidir.
Devlet sadece siyasetle değil, kurumların sağlıklı işlemesiyle iyi yönetilebilir. Toplum ancak siyaset evrensel hukukla sınırlanmışsa huzurlu ve barışık olabilir. Yargı hukuk diliyle eleştirilmeli, siyaset yargıyı itip kakmaktan sakınmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları