GeriSeyahat Foça’da bahar sevinci
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Foça’da bahar sevinci

Foça’da bahar sevinci

Bahar her yere yakışır. Sanki insanın damarları açılır, etraftaki kokular değişir, hayat fışkırır. Zaten bir “yeniden doğma” zamanıdır ya; seyahatlere başka türlü bir heyecan katmanı serper. Foça ve çevresine gitmişseniz hele, inanın bahar cana can, kana kan katar...

Baharda gezmek, tarifi zor bir his. Gençlik gibi bir şey bana göre. Hayatı yakalamak, enerjiyi hissetmek, tutku trenine binip uzaklaşmak, doğayla birlikte yeniden doğmak sanki. Yaşadığının kesinlikle farkına varmak, kendini ve dünyayı çok sevmek, içinden fışkıran enerji bulutuyla uçmak gibi.
Çiçekler, böcekler eşliğinde rotanızı Ege’ye, özellikle de Foça tarafına kırdıysanız hele… Kesinlikle canlanacak, adeta küllerinizden sıyrılıp, üzerinizdeki ölü deriyi atacaksınız. Tertemiz hava ve güzel enerjiyle yıkanacaksınız. Köylerde kendinizden geçecek, binbir renkli çiçek arasında sarhoş olacaksınız…

MEHMET’İN RENGARENK MAGIC TEA’LERİ

Eminim ki Eski Foça sokakları baharı coşkuyla sarıp sarmalamıştır çoktan. Balık halindeki açık artırmayla başlayan gün, burada ne bereketlidir her zaman… Bu masal gibi sokaklarda yürümek, hem de baharda, ne büyük zevk…
Şen Çay Evi’nde Mehmet’in özenle hazırladığı renk değiştiren “magic tea”ler, artık rahat rahat sokaktaki sandalyelerde oturarak içilir. Pazardaki tezgahlar iyiden iyiye çeşitlenmiştir. Nazmi Usta’nın dondurmacısının önünde Foçalılar mutlaka kuyruk olmaya başlamıştır. Selma Bülbül, kocaman mutfağında, kadınlardan oluşan ekibiyle kimbilir hangi nadide çiçeklerin reçellerini deniyordur… Hem de lavantaların, akasyaların, menekşelerin insanın başını döndüren rayihaları arasında…
Dünyanın en eski yerleşimlerinden birinde olmanın ağırlığına sakın kapılmayın. Evet, tarihte Foça’nın simgesi olan horoz, Marsilya’ya göç eden Fokaililer tarafından tarafından Fransa’ya götürülmüş. Evet, kazılar devam ediyor, yakında burada bir arkeoloji müzesi oluşturulucak. Kentin merkezinde yeni yapılan Mübadele Müzesi, pek de eskileri değil, hâlâ hatırlanan birçok acıklı göç hikayesini gözler önüne seriyor. Siren kayalıkları, efsaneye göre balıkçıların akıllarını başlarından alıyor…

ŞARKILAR SENİ SÖYLER

Ama bu seferlik boşverin hepsini.
Mevsim bahar. Bu gezi, tam şarkının söylediği gibi bir gezi olsun: “Mevsim bahardı, çiçekler vardı…” Yeme, içme, aşık olma gezisi bu gezi. Köylerde dolaşıp kahvelerde saatlerce oturma gezisi. Şöyle birkaç gün, ilkbaharın bu en güzel zamanında, Foça’da, yeniden kendi kendimizi sevme gezisi olsun…
Ve sıradaki şarkı, sizin sesinizden gelsin. Arada geçişleri ıslıkla çıkartmaya çalışın. Tüm gezginlere, tüm sevenlere, baharı yaşayanlara gelsin: “Uçan kuşlar, martılar / Yeşil, tatlı bir bahar / Gülen şen sevdalılar vardı…”

Bilinmeyen köylere gidin

Eski Foça yakınlarındaki Ilıpınar köyü, baharın en güzel karşılandığı yerlerden. Köy civarı, göz alabildiğine yeşillik ve çiçeklerle kaplı. Köye adını veren pınar hemen merkezde. Karnınız acıkırsa da Fatma Bacı’dan enfes otlu gözlemelerle karnınızı doyurabilirsiniz.
Köylüler çok sıcakkanlı, çok konuşkan. Geçen yaz sonunda burada bir nişana katılmıştım; aman sorun soruşturun, nişan veya düğün varsa da sakın kaçırmayın. Hayatımda böyle eğlence az yaşadım. Hala o geceyi gülümseyerek hatırlarım…
Yine fazla uzaklarda olmayan Yeniköy, bir şaheser. 80 haneli köyün nüfusu 200’den biraz fazla. Taş evleri, dar sokakları ve evlerin çatılarında dalgalanan bayraklarıyla gezginleri hemen yakalayıveriyor. Gençler genellikle dışarıda, daha büyük yerleşim yerlerinde iş bulup gitmişler. Yeniköy, nar ağaçları, çiçekleri, böcekleriyle yaşlılara emanet.

Emine Bacı’nin otlu gözlemesi kadar esprilerine de doyulmaz

Yeni Foça yolu üzerinde, Zeytinköy istikametinde devam edin. Bu kez emine Bacı’nın karışık otlu gözlemeleri ve yanında getirdiği “Foça Ayranı”yla karnınızı doyurun. Emine Bacı görüp görebileceğiniz en komik insanlardan. Soru sorun, anlatsın. İştahınız artacak, neşeniz iyiden iyiye yerine gelecek…
Emine Bacı, her sabah erkenden kalkıp kendini dağlara vuruyor. Gün boyunca yapacağı gözlemelerde kullanacağı bütün otları da yanındaki çuvala dolduruyor. Kendince karışımları, mevsimlere göre icatları var. Kahkahalar atarak hayatla bir dalga geçişi var ki, bayılıyorum. Kocaman gözlemelere avuç avuç otları savururken, felsefi şakalarla ortamı renklendiriyor. Yanından ayrılmak istemeyeceğiniz, tam bahar gezginlerine göre bir karakter.
Haydi, etrafı keşfetmeye devam edin. Sorun, akıllı telefonlarınız yolu tarif etsin… Şimdi gideceğiniz yer: Kozbeyli, Foça yakınlarındaki en özel köylerden. Taş evleri, dokusu, atmosferi olağanüstü. Meydandaki kahvede oturun önce, seyredin. Şakir’in dibek kahvesini mutlaka için. Doğal yaşamcı Öngör Hanım’la sohbet edin. Köye yerleşen ressamla tanışın. Merkezin hemen yakınlarındaki papatya tarlalarında kendinizden geçin. Ah papatya, bahara bu kadar yakışan başka bir bitki var mıdır acaba?

False