Eğitimdeki eşitsizlik bütün eşitsizliklerin kök sebebi

EĞİTİMİN ayrılmaz parçası sınavlar, yani ölçme değerlendirme sistemleri.

Haberin Devamı

Sınavın olduğu yerde öğrenciler arasında başarı farklılıkları olmasından daha doğal bir şey de olamaz.
Peki ama, diyelim 40 kişilik bir sınıfta, hepsi de aynı öğretmenden aynı dersleri alan öğrenciler arasında başarı farkı ne kadar olabilir?
O sınıfın en başarılı öğrencisi 100 alırken en başarısızın 0 alması normal karşılanabilir mi?
Hayır karşılanamaz. Bu örnekte anlattığım durumların Türkiye’de pek çok okulun pek çok sınıfında gerçekleşebildiğini biliyorum ama aynı öğretmenden aynı şartlar altında aynı dersi alan öğrenciler arasında bu denli büyük bir fark kabul edilebilir bir fark değildir; önce bu konudaki bakış açımızı değiştirmeliyiz.
Eğer 40 kişilik sınıfta bir öğrenci 100 alırken bir diğeri 0 alıyorsa, ya öğretmende ya zayıf alan öğrencide veya daha yüksek olasılıkla ikisinde birden sorun vardır.
Normal şartlarda okul idaresinin bu soruna eğilmesi, 0 alan öğrenciyle yakından ilgilenmesi ve onun 0 alma nedenlerini ortadan kaldırmak için aktif çaba içine girmesi gerekir. Okullarımızda rehberlik bölümleri tam da bu sebeple varlar.
Peki bu durum 40 kişilik sınıf için böyleyken bütün ülke için de sağlanabilir mi? Yani mesela lise birinci sınıf öğrencisi milyondan fazla kişi içinde en başarılı ile en başarısız arasındaki fark ne olmalıdır?
Bizde farkın yüzde 100 olduğunu, en iyi 100 alırken en kötünün 0 aldığını biliyoruz. Oysa Finlandiya’da bu fark yüzde 20 değil. Evet, ülke çapındaki farktan söz ediyorum. Finlandiya liselerinin en iyi öğrencileriyle en kötüleri arasındaki fark yüzde 20 değil!
Eğitimde sağlanması gereken birinci eşitlik budur. Yani önce aynı sınıfın içindeki başarı farkının azaltılması. Sonra o okulun içinde farkın azaltılması ve en sonunda da ülke çapındaki okullar arasındaki farkın azaltılması.
Dün anlatmaya çalıştım, ülke çapında eğitim çıktımız çok kötü ve derin bir eşitsizliği ortaya koyuyor. Oldukça kötü sonuçlarla okullarını bitirip üniversite kapısına dayanan çok büyük bir kalabalık var. Bu kalabalık yetişkin yaşa geldiğinde ucuz işgücü olarak hayata karışıyor.
Yani, okuldaki eşitsizliği biz aynen hayata taşıyoruz; toplumsal eşitsizlik olarak yaşamaya başlıyoruz.
Eğer sosyal hayatımızdaki eşitsizlikleri azaltacaksak ve eşitliği de sefalette değil refahta tesis edeceksek işe eğitimden başlamalıyız.

Haberin Devamı

Paraları FATİH projesinden daha verimli harcayamaz mıydık?

Haberin Devamı

KISA adı FATİH olan proje, Milli Eğitim Bakanlığı’nın epeydir devam eden ve artık en önemli aşamasına geçen çok büyük bir projesi.
Okullara internet götürmek, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde gelişkin bir eğitim portalı kurmak, akıllı tahtalar ve öğrencilere dağıtılacak tablet bilgisayarlarla eğitimin yükünün bir bölümünü hiç değilse elektronik ortama aktarmak projenin özünü oluşturuyor.
Sabancı Üniversitesi bünyesinde son derece faydalı faaliyetler yapan ve Türkiye’nin en önemli sivil eğitim düşünce kuruluşu olan Eğitim Reformu Girişimi (ERG) geçen gün FATİH projesiyle ilgili raporunu açıkladı.
ERG’nin raporunu meraklısı http://erg.sabanciuniv.edu/sites/erg.sabanciuniv.edu/files/ERG_Fatih%20Projesi.pdf web adresinden okuyabilir.
Rapor çok önemli tespit ve önerileri içeriyor; eğitimin içeriğine odaklanılması gerektiğini söylüyor.
Ben de ERG raporu vesilesiyle epeydir söylemek istediğimi bir hayli gecikmeyle söylemiş olayım: FATİH projesine karşı değilim, eğitime teknolojinin ve internetin imkânlarının mutlaka dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorum ama biz acaba sahip olduğumuz kısıtlı kaynağı FATİH’ten önce başka alanlara, mesela öğretmenlerimizin kalitesinin yükselmesine mi harcamalıydık diye düşünmeden de edemiyorum.

Haberin Devamı

Haydi bilgisayarcılar, dünyayı kurtarmaya...

ÖNÜMÜZDEKİ hafta Sabancı Üniversitesi kampusu Türkiye için ümit vaat edici çok güzel ve önemli bir yarışmaya ev sahipliği yapacak.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA’nın dünya çapında düzenlediği ‘Space Apps Chalenge’ adlı yarışma Türkiye’de de TTNET sponsorluğu ve TAG organizasyonuyla Sabancı Üniversitesi bünyesinde yapılacak.
Tüm dünyada aynı anda 96 şehirde ve 48 ülkede gerçekleşecek olan 48 saatlik kod maratonu, dünya ve uzaydaki yaşamı geliştirmek üzere Yerkürenin Korunması/gözlemi, Uzayda Teknoloji, İnsanlı Uzay Uçuşu, Asteroidler ve Robotik kategorilerinde düzenleniyor. Tüm konu başlıkları için detaylı bilgiye, yarışmanın internet sitesinden ulaşılabiliyor:
https://2014.spaceappschallenge.org/challenge/
48 saatlik bu organizasyon sırasında Sabancı Üniversitesi’nin yüksek teknoloji donanımlı Bilgi Merkezi’nde çözüm üretecek olan katılımcılar, tüm dünyada sayıları 10 bini geçecek olan diğer katılımcılarla da işbirliği yapabilecekleri gibi takım kurarak ya da bireysel olarak da projelerini hazırlayabilecekler.
Meraklıları bence başvursun bu yarışmaya.

Yazarın Tüm Yazıları