Türkök ilik bulma kampanyalarına son verecek

Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar ve ekibinin dün düzenlediği basın toplantısının konularından biri de Türkök Projesi oldu. Projeyle ilgili bilgi veren Akar, Kızılay’ın alt yapısının projenin hayata geçirilmesinde büyük avantaj sağlayacağını söyledi. Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi ve hematoloji uzmanı olan Prof. Dr. Gülsüm Özet, kardeş vericiler dışında Türkiye’de büyük bir kök hücre havuzumuz bulunmadığını belirtti. 61 kök hücre nakil merkezinde geçen yıl 2 bin 500 kemik iliği nakli yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Özet, “Aslında yılda 3 bin 500 nakil yapılması gerekiyor. Hastaların verici olsa hem nakil yapabilecek sağlık personeli hem de yatak var. Sorunumuz verici bulmak. Kardeş vericilerden ancak yüzde 30 oranında sağlanabiliyor” dedi.

İLİK NAKLİ NASIL YAPILIYOR
Prof. Dr. Gülsüm Özet ilik nakli için yapılan işlemleri şöyle anlattı: “Önce 5 günlük bir aşı yapılıyor (kök hücrelerin kana dökülmesi için). Beşinci gün trombosit topladığımız afereze bağlayıp kanını alıyoruz. Alet kök hücreyi seçip, kanını geri veriyor. Çok nadir durumlarda ameliyathane ortamında kemik iliği toplanıyor. Ancak bunda da bir uzuv kaybı yok”

"TÜRKİYE'DE GÖNÜLLÜ AZ UYGUN VERİCİ BULMAK ZOR"

İstanbul ve Ankara’da bulunan iki kemik iliği-doku bilgi bankasının kayıtlı toplam 38 bin verici bulunduğunu belirten Prof. Dr. Özet, “Bu havuzlardan maalesef uygun verici bulmak pek mümkün olmuyor. Bunun için yurtdışı bankalarına başvuruyoruz. Yurtdışından

aramak hem zaman alıyor hem de maddi yük getiriyor. Kızılay’ın 4.5 milyon donörü var. 12 bölge kan merkezimizde kan vermek için gelen kişilere kök hücre vericisi olur musun diye soracağız ve bu konuda bilgilendirme yapacağız. Kabul ederlerse onaylarını ve kanlarını alıp, Sağlık Bakanlığı’nın ihalesini yaptığı İstanbul’da bir laboratuvara göndereceğiz. Laboratuvar dokuları çalışacak ve sonuçlarını Ankara’ya yine bakanlığı organ nakli merkezine gönderecek” dedi.

HIV, HEPATİT B VE C BULAŞMASINI EN AZA İNDİREN ALET KIZILAY’DA

Kızılay kan ile bulaşan HIV (AIDS), hepatit B ve C enfeksiyonlarını önlemek için bugüne kadar uygulanan Elisa kan testi yöntemine NAT’ı da ekliyor. Ağustos’da başlayacak NAT testleriyle kan gönüllülerinin kanında virüslerin nükleit asitleri bulunup bulunmadığına bakılacak. NAT’la pencere dönemi denilen, henüz virüslerin kanda saptanamadığı sürecin kısaltılması hedefleniyor. NAT ile örneğin 16-20 günlük percere dönemi, 11’inci güne kadar düşecek. Erken saptanması kanla hastalıkların alıcıya bulaşması riskini sıfırlamasa da önemli oranda riski düşürüyor.