Bu ülkeye üç buçuk seçim fazla

Haberin Devamı

Türkiye’de seçim kampanyaları sert geçerdi, artık çok sert geçiyor. Meydanlar seçimi bir şölen havasında kutlardı, şimdi bir hesaplaşma sahnesi olarak görülüyor. Seçim akşamı öyle ya da böyle tartışmalara son verilirdi, artık bu da olmuyor. Görüyorsunuz sonuçlar üzerinden yapılan tartışmalar halen devam ediyor.
Çünkü seçim bitmiyor.
Ağustos’ta Cumhurbaşkanı’nı seçeceğiz. Hem de halk seçecek, üstelik iki turlu seçim olduğu için bu gerginlik daha da artacak.
Sonra genel seçimler...
Belki de Cumhurbaşkanı’nın Tayyip Erdoğan olup olmayacağına bağlı olarak ve senaryolara göre bir ara seçim de yaşanarak.
Abdullah Gül AK Parti’nin genel başkanı ve hükümetin başkanı olacaksa, 2015 Haziran’ına kadar Siirt formülü gibi Bayburt seçimini de geçireceğiz.
10 ay sonra, Haziran 2015’te de genel seçimlere gidilecek.
Şuna emin olun, hepimiz siyasetçiler kadar yorgunuz. Belki de daha fazla... Çünkü siyaset yapıyorlar, iddialarını parlamentoya, yerel yönetimlere taşıyorlar. Siyasetin adrenalini politikacılara iyi geliyor. O stres, onlara yarıyor, kendilerini daha iyi hissediyorlar.
Ama bu gündem, bu tempo bize, sokaktaki vatandaşa iyi gelmiyor.
Seçim demokrasi şöleni gibi görüleceğine, hesaplaşmaya dönüşünce kılıçlar da çekiliyor.
Türkiye’ye bir buçuk yılda, üç buçuk seçim çok...
Hem de çok...

Haberin Devamı

Bu da İzmir’in farkı olsun

Meydanların dili ne kadar sertleşse de, İzmir’in imbatı, havası, güneşi burada buna izin vermedi. AK Parti en güçlü adayıyla, Binali Yıldırım ile seçimlere girdi. Aziz Kocaoğlu “Adayım...” dediği sürece doğal adaydı. Ne Yıldırım, ne Kocaoğlu genel siyasete uydu. Birkaç sözün hiç önemi yok...
Köşe kapmaca oynamadılar, ortak toplantılarda buluştular, yan yana poz verdiler. Ellerini kaldırırken, MHP’nin de, DSP’nin de, Saadet Partisi’nin de adaylarını yanlarına aldılar. Yine İzmir’in farkını gösterdiler. Bundan çok mutluyum.

BİNALİ YILDIRIM

Seçim sonrasındaki mesajlarını çok yapıcı buldum. İzmir’in sorunlarının çözümünde “ben devredeyim...” mesajı verdi. Bundan sonra Yıldırım’ın hem devam eden projelerinde, hem de kente vizyon katacak yatırımlarında liderlik yapacağını düşünüyorum. Çünkü Yıldırım’ın, “İzmir Türkiye’ye lazım” mesajını çok beğenmiştim. Bu mesajı ben şöyle anlıyorum. “CHP ya da AK parti, kim yönetirse yönetsin; İzmir’in bundan sonraki geleceğini birlikte kurgulamalıyız...”

Haberin Devamı

AZİZ KOCAOĞLU

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu hem seçimi aldı, hem de bir rekor kırdı. Kocaoğlu, İzmir tarihinde 15 yıl görev yapan ilk başkan olacak. Daha önce 1895 ile 1907 yılları arasında başkanlık yapan Eşref Paşa’nın adı İzmir’in en eski semtlerinden birine verildi. II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yıldönümü nedeniyle Konak Meydanı’nda inşa edilmiş olan ve günümüzde İzmir’in sembolü haline gelmiş İzmir Saat Kulesi de Eşref Paşa’nın katkılarıyla yapılmıştı. Yani Aziz Kocaoğlu artık tarihe geçti. Üç dönem seçim kazanarak...

Kadro değişikliğini bu sefer ertelemez

Aziz Kocaoğlu’na yapılan en büyük eleştiri bürokrasisiyle ilgiliydi. İkinci döneminde Kocaoğlu bir kadro değişikliği yapmak istemiş, ancak büyükşehir davası bunu ertelemişti. Kamuoyu baskısı olsa da, devam eden dava sürecinde bunun bir vefasızlık örneği olabileceğini düşündüğü için yapılanmayı ertelemişti. Kocaoğlu artık üçüncü dönemine giriyor. Büyükşehir davası devam etse de, sonuçlarının kimseyi üzmeyeceği şimdiden gözüküyor. Bu dönemde Kocaoğlu, diğer dönemlerinden daha kalıcı eserler bırakmak istiyor. Ertelenmiş bu kadro değişikliğini de bir an önce yapıp, zaman kaybetmeden kolları sıvamayı düşünüyor. Bu sefer ne kamuoyu baskısı var, ne de dava baskısı... Bu değişimi herkesin beklediğini düşünüyorum.

Yazarın Tüm Yazıları