Kılıçdaroğlu ile Baykal arasında ne fark vardır

UZUN yıllardır CHP’yi takip eden bir kişi olarak seçimden bir gün sonra Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını izleyince aklıma Deniz Baykal’ın 2004 yerel seçimleri sonrası açıklamaları geldi.

Haberin Devamı

Ne demişti Deniz Baykal, gazete haberlerinden okuyalım: “CHP Lideri Deniz Baykal, CHP’nin yerel seçim sonuçlarıyla ‘gücünü gösterdiğini’ iddia etti. Oy oranlarını 1999 yerel seçimleriyle karşılaştırıldığında artırdıklarını, 2002 genel seçimiyle karşılaştırıldığında da koruduklarını savunan Baykal, sonuçları şöyle izah etti:
“CHP bu seçimlerde belediye başkanlığı temelinde yapılacak bir değerlendirme halinde yüzde 21.7 oranında oy almıştır. İl genel meclisi olarak da yüzde 18’in üzerinde oy aldı. Ciddi bir kaybın olmadığı görülüyor. Bu bir yerel seçimdir. Bir yerel seçim bir başka yerel seçimle karşılaştırılmalıdır. 1999’la karşılaştırılmalıdır. CHP son yerel seçimlerden bugüne kadar oylarını yüzde 8 civarında artırmıştır. CHP geçen milletvekili seçiminde yüzde 19.4; 28 Mart‘ta da belediye başkanlığında yüzde 21.7 oy almıştır. Eğer il genel meclisi oranlarıyla karşılaştırıyorsanız da 1 puanlık fark vardır. Antalya’da belediye başkanlığını 21.9’la kazanmıştık, 28.6 oyla kaybettik. Oylarımızı artırdık. Kaybettik. Gaziantep ve Hatay’da da öyle.
Peki Kılıçdaroğlu 2014 yerel seçimleri sonrası nasıl bir açıklamada bulundu: “İstanbul, Ankara ve İzmir’de oylarımızı ciddi oranda artırdık. Büyük metropollerde oylarımızı artırdık. Çoğu büyükşehirde ise ilk kez kırsalın da oy kullandığı bir seçim oldu. Biz hep kırsaldan dolayı seçimleri kaybediyorduk; ilk kez oralarda da varlığımızı hissettirdik. Sonuçta biz her türlü yanlışı doğruyu tabii ki değerlendireceğiz ve daha iyi olması için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
İki konuşma arasındaki benzerliği bu sözleri okuyunca sizler de görmüşsünüzdür sanırım.
Başarısız olduğunu kabul edip istifa etmek bir erdemdir. Ancak başarısızlığı başarı olarak göstermeye ne denir ben bilemiyorum?2004 yılında Baykal’ın değerlendirmesine dönemin PM üyesi ve Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay şu sözleri söyleyerek bayrak açmıştı: “CHP tüm Türkiye’den doğusu, güneydoğusu, iç anadolusu ve batısıyla adeta Anadoludan silinmiş ve 8 kıyı ilimiz hariç denize dökülmüştür. Siyasi harita bunu göstermektedir. En güçlü toplumsal desteklerimizin olduğu ve yıllardan beri seçimleri sürekli olarak kazandığımız Hacıbektaş ve Tunceli gibi seçim bölgelerinde bile seçimi yitirmiş durumdayız. Bu konuda ayrıntılı analize girmeyeceğim ama kendimizi hiç aldatmamalıyız. CHP olarak Türkiye’de kamuoyu nezdinde her geçen gün güvenilirliğimiz azalmakta ve sadece iktidar alternatifi olmaktan değil muhalefet partisi olmaktan bile hızla çıkmaktayız.” Bu sözleri günümüz için de geçerliliğini korumaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi günümüzde de Artvin, Antalya, Mersin, Ordu vb. illeri kaybetmiş. Zonguldak gibi bir emekçi ilini az bir oyla kazanmış ve doğu ve güneydoğuda komik yüzdeli oylar almıştır.
Bu değerlendirmelerden sonra CHP’nin iktidar alternatifi olamamasının altında şunu görmekteyim:
- CHP politika üretememekte AKP karşıtlığı üstünden oy almaya çalışmaktadır. Bu söylemler AKP’ye oy veren kitlelere inandırıcı gelmediğinden büyük bir halk kitlesinin oyu alınamamaktadır.
- CHP örgütleri eskimiş, inançsız ve hantaldır. CHP örgütleri bu yapısı ile hızlı organize olamamakta sandıklara bile sahip çıkamamaktadır.
- CHP’ de Baykal döneminde örgütlerin ve adayların çalışmamasına neden olan merkez ataması yöntemi devam etmektedir. 5 kişilik bir kurulun ve Genel Başkan’ın belirlediği adayların birçoğunun kendi yerellerinde sevilmedikleri ve başarısız oldukları seçim sonuçlarından görülmektedir.
- CHP yöneticileri ilkesiz ve ideolojisiz bir parti yaratmaya çalışarak seçime girmiştir. F Tipi yapılanma ve merkez sağ adaylar CHP’ye hiçbir katkı sağlamamıştır.
- CHP tüm Türkiye’nin partisi ve iktidar alternatifi olmak için Doğu ve Güneydoğu’dan oy almaya çalışmamakta ve Kürt seçmene uzanacak hamleleri yapmamaktadır.
Bu kısa değerlendirmeden sonra CHP’nin bütün yönetim kadrolarına çağrım şudur: Çıkın başarısızlığınızı kabul edin ve CHP’nin yönetimini Haziran Direnişinin inançlı ve çalışkan gençliğine bırakın

Mahmut ASLAN

Haberin Devamı


ATATÜRK’ÜN MEKÂNI SAHİP BEKLİYOR!

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı seçimi huzur ve rejim güvenliği açısından büyük önem taşıyor. Türk toplumu şimdiden bu büyük seçime odaklanmış bulunuyor. Seçim başarısından sonra Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Köşk’e çıkmak isteyeceği genel bir kanıdır. Kendi oyu yetmezse BDP’nin desteği ile seçileceği yolunda rivayetler bulunuyor. Karşı tarafta ise CHP-MHP ittifakına dayalı hesaplar yapılıyor. Şimdiden çeşitli isimler konuşuluyor. Hepsi birbirinden değerli isimler. Ancak, sorulması gereken soru şudur: Tayyip Beyin karşısına çıkarılacak aday seçim aritmetiğine de uygun olacak mı?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, böyle bir ittifaka açık olduğunu belli etmiştir. MHP sözcüleri ise böyle bir ittifaka yanaşmayacaklarını belli eden demeçler veriyorlar. Belli ki MHP kendi adayını göstermesi halinde Erdoğan’ın değirmenine su taşıyacak, Abdullah Gül’den sonra bu defa Erdoğan’ı milletimize armağan etmiş olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı, devletin ve milletin birliğini temsil eden önemli bir makamdır. Aynı zamanda yürütmenin başıdır. Bu makama Cumhuriyetle ve onun kurucusu Büyük Atatürk’le sorunu olmayan bir adayın daha çok yakışacağını düşünüyoruz. 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel, Çankaya Köşkü’nün büyük şeref salonunda yaptığı kabullerde davetlilerini hep şu hitapla karşılamıştır: “Büyük Atatürk’ün mekânına hoş geldiniz.”
Evet, orası Atatürk’ün mekânıdır. Seçilecek insan oraya yakışacak birisi olmalıdır. Hem oraya yakışacak, hem seçim aritmetiğine uygun olacak bir aday üzerinde ittifak edilmelidir. Akla ilk gelen isimlerden biri eski DPT Müsteşarı İlhan Kesici’dir. MHP’nin ittifaka “evet” demesi halinde seçilmesi güçlü bir ihtimaldir. Kesici, eski bir ülkücü olarak MHP tabanından oy alabileceği gibi, DYP’nin bürokratı, ANAP’ın ve CHP’nin milletvekili olarak merkez sağ ve CHP tabanından da oy alabilecek en uygun isim olarak telaffuz edilmektedir.
Atatürk’ün makamı ve mekânı uygun bir sahip beklemektedir. Bayrağın rüzgâr beklediği gibi. Bu konuda en büyük görev CHP ve MHP’ye düşüyor.
M. Necati GÜNGÖR- Cumhurbaşkanlığı eski Başdanışmanı

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ
“İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”
(Hacıbektaş Veli)

Kapatılan özel idarenin malları da yağmalanıyor

BÜYÜKŞEHİR Yasası ile birlikte AKP, il özel idarelerine bağlı gayrimenkulleri de ‘yağma’ ediyor.
Bunlar yerel halka sorulmadan valilerin kontrolünde el altından satılıyor; meralar dahi gidiyor. Çünkü, sayıları 29’a çıkan büyükşehir belediyelerinde il özel idarelerin tüzel kişilikleri kaldırıldı.
CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, bu işin peşine düştü. İçişleri Bakanlığı’na sorular yöneltti.
Diyor ki:
“Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren tüm Türkiye’de kaç ilde il özel idareleriyle ilgili olarak tasfiye ve paylaştırma komisyonu kurulmuştur? Bu iller hangileridir? İl il olmak üzere bu komisyonlarda yer alan temsilciler kimlerdir? Kapatılan il özel idarelerinin taşınır-taşınmaz ve nakdi mal varlıklarının il il olmak üzere listesi nasıldır? Kurulan tasfiye ve paylaştırma komisyonları kapatılan il özel idarelerinin taşınır ve taşınmaz mal varlıkları ile ilgili olarak hangi kararları almışlardır? Alınan bu kararlar neticesinde hangi mal varlıkları (taşınır, taşınmaz, nakdi) hangi kurumlara verilmiştir? Tasfiye ve paylaştırma komisyonlarının bu mal varlıklarıyla ilgili olarak il il olmak üzere aldığı kararlar nelerdir? Tasfiye ve paylaştırma komisyonlarının aldığı kararlar neticesinde kapatılan il özel idarelerinin taşınır ve taşınmaz mal varlıkları hangi ilde, hangi kurumlara, hangi kriterlere göre verilmiştir? Kapatılacak il özel idarelerinin nakdi varlıklarında son 1 yıl içerisinde yapılan nakdi yardım tutarları nelerdir? Bu yardımlar nerelere, hangi amaçlarla, hangi kriterlere göre yapılmıştır? İl il olmak üzere yapılan bu yardımların dağılımı nasıldır?

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

DOĞUŞ’a Danıştay şoku!... Danıştay 6. Dairesi’nin Doğuş Grubu’na ait İstanbul’daki Doğuş Power Center Alışveriş Merkezi’nin planlarıyla ilgili düzenleme hakkında bozma kararı verdiğini....

‘Boş ver deme, ABD’li vekillere gönder’

HALUK Tarcan yazıyor:
Değerli vatandaşlarımız, Ermeni yalanlarına cevap olarak aşağıda linkte görülen petition, Ermeni katili olmadığımızı ABD sorumlularına anlatmak için hazırlanmıştır. Hemen imzalamanız ve dağıtmanız vatan sevginizle orantılıdır.
Aşağıda Sayın Lâle Gürman’ın okuyup da “boş ver” diyenlerin dikkatini çekmek içindir.
http://petitions.moveon.org/sign/stop-ca-politician-for.fb78?source=c.fb&r_by=9968761
Değerli dostlar,
Dün (önceki gün) sizlere alttaki kampanyadan bahsetmiş, katılmanızı rica etmiştim. Çok az kişinin adını listede görünce, sizlere yeniden seslendim, yardımcı olmaya çalıştım, adlarınız listede belirdi... Fakat büyük çoğunluğunuzun adı yok.
Bizler böylesine önemli bir davada bile bir araya gelemiyor, çok önemli konularda bile desteğimizi esirgiyorsak, bütün yazışmalarımız “spor olsun” diye midir?
Lütfen bu çağrımı dikkate alınız. Katılımınız son derece önemlidir.
Değerli dostlar,
Altta sözde soykırımla ilgili bir kampanyanın bağlantı adresi yer almakta; ABD’de yerleşik bir dost başlattı ve bu konuda hepimize ihtiyaç var.
Lütfen adresi açın, yalnızca isim ve ileti adresi kısmını doldurun, yorum bölümüne de yorum bırakabilirsiniz fakat zorunlu değil.
Bizlere empoze edilmeye çalışılan hiçbir safsatayı, asla kabul etmeyeceğimizi Batı dünyasına anlatabilmenin en etkin yönlerinden biri olan bu tarz kampanyalara gereken önemi verelim, seslerimizi birlikte, gür bir biçimde çıkaralım.
Lâle GÜRMAN
(Not: Bu formlar Kaliforniya senatörlerine, milletvekillerine ve valiye dijital olarak anında gitmekte.)

Yazarın Tüm Yazıları