Sevdiğimden mi vazgeçeyim, İstanbul’dan mı?

Merhaba abla, öylesine otururken birden bilgisayara sarılıp sana yazmaya koyuldum.

Haberin Devamı

Çünkü kafamın içi çok dolu.
Bana kendi duygularını dışarıda bırakıp bir yol gösterecek birini arıyorum...
Bir ilişkim var. Okulda tanıştık...
O Adana’da yaşıyor, bense İstanbul’da.
Görüşmeye başlarken aradaki bu uzaklığı göze aldım. Ve çok da mutluydum aslında.
Çünkü karşımda bana değer veren, beni gerçekten anlayan, saatlerce oturup konuşabildiğim birisi var.
Hiç çekinmeden her şeyimi onunla paylaşabiliyorum. Yeri geldiği zaman çocuklaşabiliyorum. Her şeyi alttan alıyor.
Biraz bana benziyor. Zaten onu ilk gördüğümde bu hisse kapılmıştım. Hiç tanımadığım halde beni ona yakınlaştıran da bu histi.
Ve çok üzüldüğüm bir ilişkinin noktalanmasından sonra bunları yaşamak çok güzeldi.
Altı ay kadar okulda görüştük. Ama okulum bitti ve ben evdeyim artık. Yedi aydır da internetten ve telefondan konuşuyoruz.
İnternet üzerinden görüntülü olarak da iletişim kuruyoruz. Bu sayede ailesiyle bile tanıştım.
İlişkimizi benim annem de biliyor. Her şey çok güzel. Kafama takılan ve beni mutsuz eden bir tek şey dışında: Evlenirsek, Adana’da yaşamamız gerekiyor...
Ben İstanbul’da büyüdüm. Çevrem burada. Dolayısıyla bu şehri çok seviyorum.
Annemle babam ayrılar. Annemin benden daha yakını, sığınacağı başka kimsesi yok.
Uzaklara gitmek istemiyorum. Bütün hayallerimi buraya sığdırdım. Bu şehre. Başka yerde yapamam, mutlu olamam, dolayısıyla karşımdakini de mutlu edemem.
Bu konuda çok tartıştık. Ortak noktayı bulamıyoruz.
Şimdi orada çalışıp para kazanmayı ve durumumuzu ciddileştirmek istiyor. “Seneye aileler tanışsın” diyor. Yani işler ciddiye bindi.
Fakat ben mutlu olamıyorum. Çünkü hayat sadece ikimizden ibaret değil, bizi biz yapan insanlar var, dostlarım var.
Orada başka kültürden yeni insanlar olacak. Bu saatten sonra hiçbiri benim yıllardır alıştığım dostlarımla olduğum kadar mutlu edemeyecek beni, güvenemeyeceğim. Ve yalnız kalacağım.
İş güç peşinde koşan, birkaç ayda bir annesini görmeye gelen sıkıcı bir kadın olacağım.
Peki evliliğim, sevdiğim adam? Onu da mutsuz edeceğim. Ya sonra?
Ben şimdi ne yapacağım? Sevdiğim., anlaştığım insandan mı vazgeçeceğim, çevremden, çok sevdiğim İstanbul dan mı? Kısacası kendi dünyamdan mı?
Umarım yazımı okuma fırsatınız olur, çünkü gerçekten size çok ihtiyacım var.
Rumuz: Nazar değdi

Haberin Devamı

Her şeyden önce önyargılı davranıyorsun gibi geldi bana. Her şeye karamsar bakıyorsun.
Belki de bütün bunların hiçbiri olmayacak, belki bir çözüm bulabileceksiniz.
Annenle oturup konuştun mu? Belki o senin sandığın kadar yalnız değildir. Senin mutluluğun için böyle bir ayrılığa katlanabilir.
Evinden uzaklara yerleşen ilk kız olmayacaksın elbette...
Ya da sevdiğin gencin, senin çok sevdiğin İstanbul’a taşınıp burada bir iş bulmaya niyeti yok mu hiç? Belki senin uğruna bu fedakârlığı yapar. Sonuçta senin mutsuz olmanı istemez.
Aileler bir araya gelip hep birlikte bir çözüm üretebilirler belki.
Madem birbirinizi bu kadar seviyorsunuz, eminim hiç kimseyi üzmeden ortak bir noktada buluşabileceksiniz.
Yeter ki, sen böyle karamsar olma, umudunu kaybetme...

Yazarın Tüm Yazıları