Yargıya saygı

ANAYASA Mahkemesi’nin Twitter yasağını kaldırması iktidar yanlısı çevrelerde büyük tepki çekti.

Haberin Devamı

Zaten Sayın Başbakan’ın “Karara saygı duymuyorum” demesinin ardından bekliyordum bu tepkileri. Çünkü siyasi kutuplaşma maalesef “siyasete göre düşünme”yi keskinleştirdi; siyasi yarar dışındaki değerlere gereken önem verilmiyor, bunlardan biri de maalesef hukuk... Emniyet müdürlerine Ankara’dan telefon açılıp “Savcıların emrini uygulamayın” diye emir verilmesi kimin aklına gelirdi?!
En tuhafıma giden, AYM kararının “gayri milli” diye suçlanmasıydı. Çok saçma olduğu görülmüş olmalı ki artık böyle diyen yok. Anayasa Mahkemesi “İç yargı yolu tüketilmeden karar verdi” diye eleştiriliyor. Yani İdare Mahkemesi’nin, hatta belki de Danıştay’ın kararı beklenmeli, AYM en sonunda karar vermeliymiş...

NİYE ACİLEN?

Anayasa Mahkemesi, Twitter yasağı konusunda “iç yargı yollarının tüketilmesi”ni bekleseydi, yasak aylarca sürebilirdi, hatta “iç yargı yolu” belki birkaç yıl zaman alabilirdi. Bunun anlamı yasak süresini idarenin yani iktidarın takdirine bırakmak değil midir?
Halbuki Twitter yasağı basit bir “asayiş” tedbiri değildir. AYM kararında “milyonlarca kullanıcısı olan bir sosyal paylaşım sitesine erişimin engellenmesinin demokratik toplumun temellerinden olan ifade özgürlüğünü sınırlayıcı etkisi” olduğu belirtiliyor. Kim böyle olmadığını söyleyebilir?
Bu tespiti yapan AYM şu sonuca varıyor: “Bu tür sınırlamaların hukuka uygunluğunun acilen denetlenmesi ve hukuka aykırılık tespiti halinde sınırlamanın hemen kaldırılması demokratik hukuk devleti ilkesinden kaynaklanan bir zorunluluktur.”
Sayın Başbakan, “şu kadar dava sırada beklerken” AYM’nin bu kararı “hemen” vermesini eleştiriyordu ya, sebebi budur.

Haberin Devamı

YASAĞIN SÜRESİ?

Bu yazdıklarım AYM’nin bu dava için icat ettiği görüşler değildir. Kararda hem AYM’nin hem AİHM’nin bu yöndeki içtihatlarından çok sayıda emsal verilmektedir. Twitter yasağının aslında siyasi bir karar olduğu, Başbakan’ın sözlerinden açıkça bellidir. Madem hükümetimiz gerek görmüş, yasak birkaç ay daha devam etsin, AYM karışmasın, denilebilir mi?
AYM kararında bunun da cevabı var: Kararda idari yargı süreci beklenseydi “siteye erişimin ne zaman sağlanacağının belirsiz” kalacağı belirtiliyor. Gerçekten, AYM kararı olmasaydı hükümet yasağı ne zaman kaldırırdı? Bunun bilen var mı? Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir hürriyet kısıtlaması “belirsizliğe” bırakılamayacağı için AYM davayı kabul ederek yasağı kaldırdı.

Haberin Devamı

DÖRDÜNCÜ KUVVET

Demokrasinin temeli seçimlerdir, yasama ve yürütme erkleri elbette sandıktan çıkar. Fakat üçüncü erk olan yargının bağımsızlığı da demokrasinin olmazsa olmaz bir temelidir. Bir de ‘dördüncü erk’ var, AYM kararında şöyle anlatılıyor: “Demokratik bir sistemde, kamu gücünü elinde bulunduranların yetkilerini hukuki sınırlar içinde kullanmalarını sağlamak açısından basın ve kamuoyu denetimi en az idari ve yargısal denetim kadar etkili bir rol oynamakta ve önem taşımaktadır...”
Peki hiç sınırlanamaz mı? Elbette sınırlanır. AYM kararında şöyle deniliyor: “Sınırlayıcı tedbir, gereğinden ağır ve katı ise o sınırlama ölçülü olmayacağı gibi demokratik toplum düzenine de uygun bir sınırlama olmayacaktır.”
Bazı sayfalar yüzünden tüm erişimi yasaklamanın “ölçülü” bir hareket olduğunu kim söyleyebilir?! Ben 2010 referandumuyla evrensel hukuka yönelen Anayasa Mahkememizle iftihar ediyorum.

Haberin Devamı

ELEŞTİRİNİN DİLİ

Son bir not: AKP’li Süleyman Soylu, Adana İl Seçim Kurulu’nda ve YSK’da “paralel hâkimler” olduğunu söyledi! Bu sözleri merkez sağdan gelen Soylu’ya yakıştıramıyorum, kınıyorum. Hâkimlerin, mahkemelerin, yargı kurullarının yanlışları varsa itiraz edersin, eleştireceksen hukuk diliyle eleştirirsin. Siyasette kariyer yapmanın yolu “ölçüsüz” söz ve davranışlar olmamalı. Siyasi kutuplaşma, hukuku ve nezaketi ezmemeli. Ergenekon ve Balyoz davaları sırasında da yazmıştım, yargıyı eleştirelim fakat “saygılı” ve “hukuki” bir dille...

Yazarın Tüm Yazıları