Her şey kendi içlerinde başladı

Güncelleme Tarihi:

Her şey kendi içlerinde başladı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2014 11:18

Temelleri 1932’de atılan Kültür Okulları bugün3. kuşağın yönetiminde. Aile işletmeleri üzerine doktora yapan, kitap yazan ve aile işletmeleri merkezi kuran 3. kuşaktan Dr. Bahar Akıngüç Günver, aile şirketlerine danışmanlık vermek istediklerini söylüyor.

Haberin Devamı

Her şey kendi içlerinde başladı
Kültür Okullarının kökeni 1932 yılında dede Halil Akıngüç tarafından atılıyor. Laleli’de Kültür Ders Evi’ni kuran Halil Akıngüç’ün o dönem üniversitede okuyan oğlu Fahamettin Akıngüç de bu ders evinde fizik, kimya ve matematik dersleri veriyor. Mezun olunca bir süre müteahhitlik yapan ve kazandığı paralarla 1960 yılında Kültür Koleji’ni kuran Fahamettin Akıngüç, Kültür Okullarının onursal başkanı. Kızları Ful Akıngüç Över, Lale Akıngüç Sevgen ve Bahar Akıngüç Günver ise işin başındalar. Bugün İstanbul Kültür Eğitim Kurumları çatısı altında bulunan toplam 4 anaokulu, 2 ilkokul, 2 ortaokul, 2 lise ve 2 fen lisesinde 2.000’e yakın öğrenci, İstanbul Kültür Üniversitesi’nde (İKÜ) ise 10 bine yakın öğrenci bulunuyor.

İKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı, ailenin en küçük kızı Dr. Bahar Akıngüç Günver’in, aile işletmeleri konusunda doktorası ve aynı zamanda ‘Aile İşletmelerinin Yapısı ve Geleceği’ adlı bir kitabı da bulunuyor. Doktoraya ABD UCLA Üniversitesi’nde başlayan fakat yarım bırakıp İstanbul’a dönen Dr. Bahar Akıngüç Günver, doktorasını İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Davranış Bilimleri Bölümü’nde tamamladı. Kendisine tez konusu olarak aile işletmelerini seçti. Dr. Günver, neden bu konuyu seçtiğini şöyle anlatıyor; “Çünkü aile işletmeleri içinde yaşadığımız bir konuydu. Okuduğun şeyin kendine değmesi, öğrendiğin şeyin öğrencinin ihtiyacına cevap vermesi çok önemli bir motivasyon” diyor.

Doktoradan yola çıktı
UCLA’da doktora yaparken edindiği bilgiler ve UCLA Üniversitesi Aile İşletmeleri Grişimcilik Merkezi’nin başında olan Prof. Dr. Alan Carsrud ile tanışıklığı, Kültür Üniversitesi’nin kuruluşunda ailenin çok işine yaramış. Dr. Günver, “Prof. Dr. Alan Carsrud bizim aile işletmesinde danışman olarak başladı, vakfın kurulması, vakıfla ilgili çalışmalar, aile anayasasının yazılması, bunları hep beraber yaptık. O zaman daha üniversite yoktu, ama sürdürülebilirlik vardı. Sürdürülebilir kılmanın en önemli yollarından biri de vakıf kurmaktır” diyor.

Kol kırılır yen içinde
Vakfın ardından 1997’de İstanbul Kültür Üniversitesi kuruldu. Hemen ardından o dönem mütevelli heyeti başkan yardımcısı olan Dr. Günver ile yine o dönem rektör olan Prof. Dr. Tamer Koçel’in hayaliyle Aile İşletmeleri ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi (AGMER) kuruldu. Merkez, akademisyenlerin yaptığı çalışmaları toparlıyor, iki yılda bir aile işletmeleri kongresi düzenleniyor ve aileleri ilgilendiren konuları ele alıyor. Bu araştırma ve uygulama merkezi ile önemli bir boşluğu doldurduklarını söyleyen Dr. Günver, “Kol kırılır yen içinde kalır, buraya gelen aile üyelerinin arası kötü de olsa hiç bir şey söylemiyorlar. Ama burada aynı sorunları duyunca, bu sorunların normal olduğunu fark edip, ikinci aşamada konuşmaya başlıyor. Aile işletmeleri için de güzel bir fırsat oluyor” diyor. Dr. Günver, bu nedenle aile işletmeleri ile yılda 3-4 kez kahvaltılı toplantılarda bir araya gelmek istediklerini söylüyor.

İleride aile şirketlerine danışmanlık da vermek istediklerini söyeyen Dr. Günver, “En sancılı konu devretme. Kurucu kuşağın girişimci özellikleri var ve bu özellikler illa çocuğa da geçecek diye bir şey yok. Birinci kuşak tek patron sisteminde büyütüyor ve yürütüyor. Ondan sonra devretmesinde müthiş bir iştahsızlık oluyor. İstemiyor devretmeyi, gücü vermek istemiyor. İstemeyince de ikinci kuşak da sabredemiyor. İkinci kuşağın sabırsızlığı, kurucu kuşağın iştahsızlığıyla devretme yıllarca sürebiliyor. Devretme planının yapılması çok önemli. Delege etmek, yetki vermek ve izlemek gerek.”

‘Burayı çocuğum için kurdum’ yalanı
Kültür okullarında 4. kuşak da yavaş yavaş işe atılmaya başlamış. 4. kuşak için yapılandırış bir yol haritaları olmadığını, bunu da çok doğru bulmadıklarını söyleyen Dr. Günver, “Önemli olan çocuğa temel değerleri verebilmek. Babam yıllarca patronların çocuklarını okutmuş, hep şunu anlatır, “Adamın burada kimya fabrikası var, çocuğunu Amerika’ya göndermiş eğitim için ve çocuğa sürekli ‘bütün bu fabrikaları senin için yaptım’ diyor. Çocuk 10 yıldır Amerika’da okumaya devam ediyor, çünkü gelmek istemiyor, kaçıyor. Şu mantık yanlış, “4. kuşak, biz sizin için kurduk burayı, gelin burada çalışın”, komple yalan, kimse çocuğu için bir şey kurmuyor, kendiniz için kurdunuz, devam etsin istiyorsunuz ama o çocuğun istek ve iştahı yoksa o işletmeye de zarar veriyor” diyor.

10-11 Nisan’da İKÜ’de
İstanbul Kültür Üniversitesi Aile İşletmeleri ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (AGMER) bu yıl 6.’sını düzenlediği Aile İşletmeleri Kongresi, 10-11 Nisan’da üniversitenin Ataköy Yerleşkesi’nde yapılacak. Kongrede ‘Aile sahiplik ve yönetiminde olan işletmelerde karşılaşılan sorunlar’, iş hayatından gelen girişimciler, aile bireyi olan yöneticiler, profesyonel yöneticiler ve akademisyenler tarafından tartışılacak, deneyimler paylaşılacak ve çözüm yolları değerlendirilecek. Kongrede ‘Aile işletmelerinde kadın yöneticiler’, ‘Aile işletmelerinde profesyonel yöneticiler’ ve ‘Aile işletmelerinde genç yöneticiler’ başlıklı 3 panel yapılacak. Psikolog ve iletişim uzmanı Doğan Cüceloğlu, ise ‘sürdürülebilir aile işletmesi olmayı’ anlatacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!