Güncelleme Tarihi:
Başbuğ, dün Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile birlikte Sincan Cezaevi’nde bulunan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı ziyaret etti, şöyle konuştu: “Her zaman olduğu gibi kendi tabiriyle bomba gibi. Engin Alan, Türk halkının oylarıyla vekil seçilen ama bugün Meclis’te bulunmayan tek milletvekili. Bugün Engin Alan yaşanılan hukuk cinayetleri süresinde adeta simge olmuş arkadaşlarımızdan biri. Engin Alan bu sürecin kahramanlarından bir tanesi. Bugün Engin Alan’ın ve diğer bütün silah arkadaşlarımızın cezaevlerinde tutsak oluşu sadece onlara yönelik yapılan bir saldırı değildir. Bu TSK’ya ve altını çiziyorum, Türk milletinin iradesine yapılan bir saldırıdır. Balyoz süreci olmak üzere diğer casusluk davaları da dahil olmak üzere tutsak bulunanların artık son noktasındayız diye düşünüyorum. Artık yeter deyin!”
MESAJI İLETTİ
Feyzioğlu ise Engin Alan’ın mesajını şöyle iletti: “Sebahat Tuncel ile birebir aynı durumda olduğu halde, AYM’nin kendi durumuyla ilgili karar vermediğini not ettiğini kaydetmiştir. Kendiyle ilgili herhangi bir talebinin olmadığını özellikle ifade etmiştir. Kendisini mahkum olarak görmediğini ve zindanda çalışmaya devam ettiğini kaydettmiştir. Atatürk’ün önderliğinde Türk milleti bu sınavdan da başarıyla çıkacaktır. Balyoz mağdurları mutlaka özgürlüklerine kavuşacaklardır. Benim vasıtamla sizlere iletmemi istemiştir, bana da bu şerefli isteği yerine getirmek kalmıştır.”
Yapıştırma
ESKİ Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer, yapılan değerlendirmenin kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu belirterek şunları söyledi: “Genelkurmay başkanının görevi başında iken terör örgütü yöneticisi olarak gösterilmesi ve terörist olarak suçlanarak tutuklanması, kamuoyunca haklı eleştiri konusu yapılmıştır. 03.04.2014 tarihinde basına dağıtılan ve hukuken tartışmalı metinde ise toplumsal algıyı etkilemek adına müvekkilimize yönelik ‘terör suçlusu’ ifadesinin kullanıldığı görülmüştür. Müvekkilimize isnat edilen ve TCK 314. maddesinde yer alan ‘silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçlaması ve bugüne kadar terör örgütünde faaliyet gösteren kişilere ne denildiği dikkate alınmadan yapılan değerlendirmenin kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğu düşünülmektedir.” Avukat Celal Ülgen de, kararın kes yapıştır yöntemi ile yazıldığını savundu ve şunları söyledi: “Gerekçeli karar 16 bin 600 sayfa. Kaç günde yazıldı? 8 ayda. 8 Ayda 34 hafta var. 34 haftada 170 çalışma günü var. Demek ki günde 94 sayfa karar yazmışlar bu çalışkan yargıçlar. Bence olanaksız bu... Günde 94 sayfa birisi okusa yazamazsınız. Siz karar yazacaksınız, dosyada kanıtlara bakacaksınız, bazı ifadeleri arayacaksınız ve günde 94 sayfa karar yazacaksınız. Olmaz öyle şey. Bu bileğinin hakkıyla Guinness Rekolar kitabına girer. Peki nasıl yazıldı, nasıl yazılabildi 16 bin 600 sayfa. İyi saatte olsunlar yardım etti. Kes kopyala hazretleri devreye girdi.”