Ekonomi gazeteciliğini ‘bitirecek’ o maddeyi değiştirmeye bakarız

ŞUBAT ayının ilk günü, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Gaziantep’teki toplantısında Fatma Şahin’e Tüketici Yasası’nın 28 Mayıs 2014’te yürürlüğe girecek yeni maddelerinden birini gösterdim:

Haberin Devamı

* Tüketici Yasası’nın 61. Maddesinin 4. Fıkrası: Reklam olduğu açıkça belirtilmeksizin yazı, haber, yayın ve programlarda, mal veya hizmetlere ilişkin isim, marka, logo veya diğer ayırt edici şekil veya ifadelerle ticari unvan veya işletme adlarının yer alması ve tanıtıcı mahiyette sunulması örtülü reklam kabul edilir. Her türlü iletişim aracında sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılması yasaktır.
O günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan yeni ayrılıp Gaziantep Büyükşehir Belediyesi başkanlığına aday olan Şahin, maddeyi okuyunca şaşırdı:
- Bu maddeyi biz mi çıkardık?
- Maalesef öyle oldu. Değişiklikleri hazırlayanlar o maddeyi RTÜK Yasası’ndan aynen alıp Tüketici Yasası’na da koymayı uygun görmüşler. Bu madde yürürlüğe girdiği anda gazetelerin ekonomi sayfalarında, ekonomi gazetelerinde, dergilerinde hiçbir haberde şirket ve marka adları yer alamayacak. Belki Borsa İstanbul’un işlem tablosu bile sırf şirket isimleri yer alıyor diye yayınlanamayacak.
- Olmaz öyle şey...
Şahin
’den maddeyi bir de Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’şe okutmasını rica ettim. Zeybekçi, okuduktan sonra aynı tepkiyi verdi:
- Haberlerde şirket ve marka ismlerinin kullanılmasını tamamen yasaklamak çok yanlış olur. Bu maddeyi yeniden ele alırız.
Konu seçimden birkaç gün önce Denizli’de Zeybekçi’ye sorduğumuz şu soru üzerine yeniden gündeme geldi:
- İhracatın artırılmasıyla ilgili yeni planlarınız olacak mı?
Yanıt verirken Amerikan filmlerinin dünyadaki tüketim alışkanlıklarını önemli ölçüde etkilediğini, hatta belirlediğini vurguladı:
- Biz de tüketim alışkanlıklarımız konusunda edilgen konumdaydık. Aynı şekilde tekstil ve konfeksiyon ihracatında da ilk başta edilgen durum vardı. Çünkü, dünya markalarına fason üretim yapıyorduk.
TV dizisi ihracatının, Türkiye için bir işaret fişeği niteliği taşıdığını belirtti:
- Türk dizileri, Ortadoğu’da, Orta Asya’da, Balkanlar’da yaygın şekilde izleniyor. Öyleyse dizilerle söz konusu bölgelerdeki tüketim alışkanlıklarını yönlendirmemiz söz konusu olabilir. Bunu yapabilirsek, ihracatımız daha da artar.
- RTÜK’ün koyduğu kurallar gereği TV dizilerinde markaların görünmesi söz konusu değil. Bu nedenle dizi yapımcıları, reklam bedelini aldıkları ürünleri filmlerde kullanıyor. Bunu da jenerikte belirtiyor. Bırakın TV dizilerini, 28 Mayıs’tan itibaren gazete haberlerinde de şirket ve marka isimleri hiç yer alamayacak. Bu durumda stratejinizi nasıl uygulayabileceksiniz?
- TV’de daha önce çekilmiş filmlerde markaların görünmesini engellemek için buzlu görüntüye başvurulması bana çok yanlış geliyor. Bundan vazgeçmek gerekiyor. Tüketici Yasası’nın 61’inci Maddesinin 4’üncü fıkrasını iptal etmeyi gündeme getiririz.
Hükümet, 2023 için 2 trilyon dolarlık milli gelir, 500 milyar dolarlık ihracat hedefini belirlerken, yanına Türkiye’den 10 dünya markasının çıkmasını da koymuştu.
Tüketici Yasası’ndaki söz konusu madde, hükümetin “10 dünya markası” hedefine de ters düşmüyor mu?
O madde yürürlükte olursa, Türkiye’nin dünyaya açılan markalarını kim, nerede, nasıl duyurabilecek?
Bunu hiç düşündünüz mü?

Yazarın Tüm Yazıları