AKP’yi kutlarım

İZMİR’de Binali Yıldırım ve Aziz Kocaoğlu medeni bir seçim yarışından sonra birbirlerini kutladılar.

Haberin Devamı

Kazanan kaybeden bütün adaylar bir araya geldiler, el ele tutuşarak güzel bir davranış sergilediler.
Bütün Türkiye’de böyle olmasını kim istemez?
Öncelikle iktidar mensupları düşünmeli bunu. Tamam, “muhalefet şöyle, şunu yaptı...” falan da ortamı germede sizin düzeltmeniz gereken yanlışlarınız yok mu?

EKONOMİYE BAKARSAK

Ben de iktidarın seçim başarısını kutluyorum, fakat dikkatlerini çekmek istediğim önemli sorunlar var.
Sayın Ali Babacan, “2009’dan beri ekonomimiz sürekli büyüdü” diyor. Doğru...
Küresel kriz yüzünden 2009’da ekonomi dibe vurmuş, işsizlik patlamış, AK Parti’nin oyları da yüzde 38’e düşmüştü... 2013 yılında ise ekonomi yüzde 4 büyüdü, kişi başına gelir 324 dolar arttı. İşte geçen pazar günkü seçimlere bir de bu açıdan bakmak gerekir. AKP’ye verilen oyların önemli bir bölümü, hizmetler devam etsin, istikrar bozulmasın diye verildi.

ÖNÜMÜZDEKİ AYLAR

Fakat 2011 seçimlerine göre, iktidar 2 milyon, yani yüzde 5-6 puan oy kaybetti. Genel seçim olsaydı 35 kadar sandalye kaybedecek, Meclis’te 290 civarına düşecekti.
2013’te büyüyen bir ekonomi yaşadığımız halde iktidar bu oyları neden kaybetti? Yolsuzluklara ve otoriterleşmeye tepki değil mi?
Kaldı ki, ekonominin sıkışmasını önümüzdeki aylarda hissetmeye başlayacağız.
İktisaden zor bir döneme giriyoruz. İktidar buna çok dikkat etmeli, ortamı yumuşatmalı, hukuka güveni sarsmaktan sakınmalıdır.

KÜLTÜREL ÇATIŞMA

Çok daha önemlisi... Seçim sonuçlarını tahmin eden KONDA’dan Bekir Ağırdır, AK Parti’nin ülke coğrafyasında her yerde var olduğunu fakat “kültürel kimlik olarak veya sosyolojik olarak bir yerlere sıkıştığını” belirtiyor.
Böyle yalnız muhafazakârların partisi olunabilir, fakat yalnız onların iktidarı gibi davranılabilir mi?
Kültürel ayrışma çok tehlikelidir.
AK Partili gençler araştırsın, yaşlılar hatırlasın, demokrasi tarihimizde gerilim ve kutuplaşma çoktur ama hiç böylesi olmuş muydu?
Güvendikleri sosyologlar anlatsın, kültürel kutuplaşmayla siyasal kutuplaşma üst üste geldiğinde, toplumda onarılması zor yarılmalar, feci toplumsal ve siyasi krizler ortaya çıkabilir.
Süratle bu gidişten dönmek gerekiyor.

KUCAKLAYICI OLMAK

Ali Babacan da Mehmet Şimşek de, ülkede barışık bir ortam olmasının, hukuk devletinin ve AB ilkelerinin ekonomi için ne kadar önemli olduğunu niye ikide bir söylemek ihtiyacını duyuyorlar? Başka çare yok da ondan.
Eminim, yakından tanıdığım AK Partililer de hukuk devletini, hükümetin herkesi kucaklamasını, gerginliğin giderilmesini istiyorlardır.
İlginç değil mi? AB da aynı şeyi istiyor!
AB Dışişleri Komiseri Catherine Ashton adına yapılan açıklamada da seçimlerden sonra “iktidarın hukukun üstünlüğüne saygılı ve bütün vatandaşları kucaklayıcı davranması” istendi.
Hani dünya bize düşmandı?... Yaşadığımız çağda bir milletin krize sürüklenmesi başka hiçbir milletin yararına değildir.
Onun için şu “dış güçler, faiz lobisi, hainler...” edebiyatını bırakıp ülkeyi normal bir ortama getirmek herkesten çok iktidarın görevidir.

KORKUTMAYIN, MÜJDELEYİN

Muhafazakâr-liberal düşüncenin büyük isimlerinden merhum Prof. Ali Fuat Başgil’in, merhum Adnan Menderes’e söyledikleri:
“Derhal gerilimi düşürün... İtidale dönün, muhalefetle uzlaşın...”
Maalesef Celal Bayar “Bu zaaf olur” diyerek yumuşamayı engellemişti.
Bugün, iktidarın seçim başarısını elbette kutluyorum fakat iktidarın alkışa değil, itidale ihtiyacı olduğunu belirtmeyi de gerekli buluyorum.
Hz. Peygamber’in dediği gibi, “Korkutmayın, müjdeleyin”.

Yazarın Tüm Yazıları