Yılmaz Vural’la 90 dakika…

Güncelleme Tarihi:

Yılmaz Vural’la 90 dakika…
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2014 09:54

Yılmaz Vural, Türkiye’nin önemli Teknik Direktörlerinden biri… Ve 3 hafta önce Mersin’e ayakbastı… Mersin idman Yurdu ile devam ettiği 3 haftalık sonuçta Mersinlilere 2 galibiyet ve ilk kez karşılaşmaya çıktıkları Mersin Arena’da 1 beraberlik yaşattı… Play Off’a kalmadan Süper Ligi hedefleyen Yılmaz Vural ile tam 23 takımla, 35 Yıllık Teknik Adamlık hayatını ve ülkedeki futbol sistemi, yönetimi ve sorunlarını konuştuk…

Haberin Devamı

Maç sırasında sahaya atlayıp, koşmak, Forvet, Defans, Orta Saha, Kaleci olmak istediğiniz anlar var mı?
(Gülüyor) Var tabii!!! Mesela bazen önde oluyorsunuz, bitse de buradan çıksam gitsem diyorsunuz.

En sinir dakikalar hangisi?
Futbol bir şans işi, birden kaybedebiliyorsunuz!

90 dakikanın her saniyesiyle taraftar sizi ne kadar anlayabiliyor?
Çok şükür benim taraftar gruplarıyla aram iyidir. Boks düşünün, boksör yumruk yiyor yiyor onun taraftarı da onla beraber yumruk yer, aynı acıyı çeker! Biz de yumruk yiyen değil atan, daha çok atak yapan, çaba sarf eden bir takım oluşturduk. Taraftar da bu çabayı görüyorlarsa sonuç ne olursa olsun destek olmaya devam ediyorlar. Benim uygulamamda sadece kazanmak yok. Biraz da göze hoş gelmesi, ikna edici ve seyredenin keyif alacağı bir maç olması önemli. Adam çoluk çocuğunu bırakmış para vermiş gelmiş! Seyirci takımın kapasitesini bilir! O yüzden empati denen şeye dikkat ederim…

Maçlardaki anlayışınız kaybetmemeye oynamak mı yoksa kazanmaya oynamak mı?
Kesinlikle kazanmayı ön planda tutan bir anlayış!

Çalıştırdığınız takım sayısı toplam 28 mi oldu?
23 değişik takım!

Mersin İdman Yurdu dışında, “Benim için yeri ayrı” dediğiniz kulüp var mı?
Sakarya! Çocukluğum, memleketim… Orada başladım futbola. Babam 94 yaşında, takım yenilince ağlar hala! Sakarya şu anda çok kötü bir durumda belki düşerse kapanıp gidecek…

O kulübü de çalıştırdınız değil mi?
Evet… 3 Sene önceydi. Şansal Büyüka geldi, “Gel şu takıma destek olalım” dediler. O zaman PTT 1. Lig’delerdi… Son 12-13 maç.. Cebimden para ödedim, memleketime vefa borcumu ödeyeyim, destek olayım dedim. Sakaryaspor’un çok iyi olduğu dönemlerde ama kimse bana gel demedi, bu üzücü. Ama ne olursa olsun en mutlu olduğum 3 aydır!

Haritanın her yerine iziniz var…
23 ayrı şehirde oldum… Birçok bölgede ikişer defa bulundum. Ülkemin 81 ilini ve bütün ilçelerini gördüm!

Adanaspor’da da 2 defa!
Evet evet…

Çok rahat belediye başkanı olurum diyor musunuz?
(Gülüyor) Siyaset bana göre değil!

Federasyonun bu kadar siyasetle iç içe olması ne kadar doğru?
Turgut Özal, Türk futbolunda özerkleşmeye giderek bana göre büyük katkıda bulundu. Osman Sümer, Turgay Şeren’ler bunlar bir araya geldiler ve futbol siyasetten koptu. Eskiden milli takımlar kamplara gittiğinde fişlerle kola filan alırlardı. Milli takımın topu yoktu, 25 tane ben Almanya’dan getiriyordum. Şimdi inanılmaz ileri hale gelen bir kuruluş oldu. Ama zamanla bu gelişeceğine aksine tekrar siyasete döndü. Dışardan özerk olan ama kesinlikle özerk olmayan bir durum.

Türkiye’de Türk futbolunun 3 büyükler arasında dolanıyor olmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Yaklaşık 100 tane takım var ve tabii ki sadece onlara endekslemek kötü! Zaten buna endekslenmenin sıkıntısını hem onlar hem biz yaşıyoruz! Anadolu takımları da bu yarışın içerisinde. 3 büyük takım Türkiye’yi bölüşmüş!
“Bence çok gereksiz” dediğiniz takımlar var mı? Mesela İstanbul BB? Seçim öncesi Mustafa Sarıgül kapatacağım filan demişti hatta… Taraftar sayısı da oldukça düşük…
Kapatamaz çünkü belediyenin takımı değil. İsmi öyle ama işlevinde belediye yok. Artı doğru iş yapılıyorsa taraftar sayısı bir kriter değil. Zaten bugün belediyeler olmazsa takımların çoğu kapanır. Biz hep yerel yönetimlerden destek bekleriz.

Şirketleşmeye nasıl bakıyorsunuz? Adanaspor, Kahramanmaraş, Ankara… Bunlar PTT 1. Ligin şirketleşmiş takımları…
Hepsi de batıyor! Bakın Maraş düşüyor, Adanaspor 4 yukarda! Şirketleşmenin mantığı çok önemli… Ben Uzan döneminde Adanaspor’da çalıştım, şirketti. Sakaryaspor şirketti… Sakaryaspor da neredeyse düşmek üzere…
“Zaten bunlar şirket, neden bunlara destek olalım ki” anlayışından dolayı da desteksiz kalıp, zor durumda olabilirler mi?
Bravo! Demek ki kulübün sahibi varsa o zaman kent kulübü sahibine bırakıyor. Mal seninse al kardeşim bana ne ihtiyacın var durumu. Demek ki bu tür şirketleşme doğru bir yapılaşma değil. Dernek yapısında olmalı, hisseleri bir kişiye değil kişilere dağıtılmalı. Dernek demek katılımcılık, kalabalık demek... Engellerseniz yalnız kalırsınız!

MİY’de durum nasıl?
Şuanda görüşüp konuşuyoruz. Sevgili Başkanımız Ali Başkan İstanbul’da benimle görüşmek istediğinde her şeyi konuştuk. Hocam al kulübün anahtarı bu dediler. Kendi yeterliliğinde, özgürlüğünde dediler. Bu beni çok mutlu etti. 2 milyon küsur bir şehir, 90 yıl mazisi olan bir kulüp! Şimdinin ve geleceğini inşa etmek adına geldik.

2 Sene Süper Lig’de kaldı. Haliyle şuanda hem üzüntünün hem de beklentinin yüksek olduğu bir durum içerisinde!
Kesinlikle! Potansiyele baktık… Hem takıma baktık, hem yönetime baktık… Bu takım olur!

Oğlunuz küçük Yılmaz’ın da futbolcu olmasını ister misiniz?
2 büyük oğlum var 6-18 yaş Köln’de seçilmiş oyunculardı şimdi geldiler baba istemiyoruz bırakıyoruz dediler. Sizin istemenizle olmuyor.

Yeni stadyumunuz da hayırlı olsun!
Evet, yerel yönetime, bakanlara, başbakana herkese teşekkürler. Mersin’e sınıf atlatacak bir tesis!

25 bin taraftarla geçen hafta Antep maçı oynandı!
Çok güzeldi! 25 bin kişinin PTT 1. Lig’de bu oran çok yüksek! Futbol çok farklı yapıdaki insanları bir araya getiren, onları birleştiren, sosyalleştiren bir şey. Futbola, sadece 11 kişinin bir futbol topunun peşinden koştuğu iş olarak bakılmamalı.

Sohbet arasında söylediğiniz bir şey vardı. Gençmiş oyuncular, hocalar için. Biraz açar mısınız konuyu?
Her hafta maçtan önce artık burada oynanan maçtan sonra hizmeti geçmiş sporcularımıza plaket vermeyi düşünüyoruz. Eski başkanlarımızı, oyuncularımızı hocalarımızı stadyumun en güzel yerince ağırlamak istiyoruz. Geçmişi unutursanız geleceği yönlendirmek çok mümkün olmaz.

Yetiştirdiğiniz çok önemli oyuncularınız var! Hakan Şükür mesela
Tabii tabi… Ümit Karan, Burak Yılmaz daha çok var…

Sizin hedefiniz yıldız Futbolcu yetiştirmek! Bayrampaşa’yı almak istediğinizi de dile getirmiştiniz. Hala istiyor musunuz bilmiyorum?
Hala devam ediyor o çalışmamız. Sanica Boru firmanın sahibi bu konuda bana destek veren insanlar. İsmini veremeyeceğim bir 2.Lig takımıyla ilişkilerimiz sürüyor. Bir kulüp nasıl yönetilir, nasıl futbolcu yetiştirilir bunlara örnek olsun istiyorum.

Haberin Devamı

Yılmaz Vural’la 90 dakika…


Hala yabancı oyuncu karşıtlığınız devam mı?
Koca Türkiye’de büyük takımlarda oynayacak, Avrupa’da oynayacak kapasitede seviyede oyuncu yetiştirilmiyor! Önümüzdeki sene 8 tane yabancının 6’sı önde 2’si yedekte bekleyecek hale getirdiler.

Başarılı teknik adamlar olarak bir araya gelip bu konuyu masaya yatırabildiniz mi?
Yook maalesef. Türkiye’de arkanızdan bir kişi bile gelmiyor! Her şey korkuya dayalı, hocalar fikrini söylemiyor. Ben fikirlerimi söyledim 9 ay işsiz kaldım! Hıı sonra çıktı bir aklıselim kapımı çaldı, Mersin İdman Yurdu.

Christoph Paul Daum da sizinle aynı okuldan mezunmuş… Bursa’dan da gitti…
Evet, Beden Eğitimi mezunu o da… Sevgili Daum ile insan olarak sorunum yok. Benim antrenörlük hayatımın 3. 4. Senesinde buraya geldi. Dediler ki senin arkandan geliyor. Aslında vermek istediğim mesaj şuydu; Bir kokain mevzusu oldu kendi ülkesi dışladı. Türkiye kucak açtı, el üstünde tutuldu… Kaldı ki hepimiz insanız hata yaparız. Ya sen kardeşim hadi geldin hadi şampiyon yap! Siz bize Daum’un imkânı verseydiniz gerisini siz düşünün. Saygım sonsuz, ekmeğini kazanıyor oda ama içeriğine bakınca apayrı.

Sezon başında isminiz çok geçiyordu birkaç kulüpte…
Evet bu bölgede vardı bir takım… Ama olmadı…

Yoldan geçen bir kadın bile sizi biliyor! Ve kimsede nefret yok bir gülümseme oluyor!
İşte benim en sevindiğim bu. 28 yılda en büyük kazanç budur! Ben futbol adamıyım, tarafsız olduğumu gösterdim. Halk Yılmaz’ı çok iyi tanıdı.

Elinizde çok önemli lisanslarınız var…
Ben Türküm ama Türk antrenörü değilim. 2 üniversite bitirmiş, dünyanın en önemli antrenör kurslarını almış ikinci bir spor adamı varsa bilemiyorum!

Dünyadaki antrenör sıralamasında 7600 kişiden 34. Sırada siz varsınız!
Evet böyle bir sıralamam varmış. Bir de olumsuz bir başarı rekorum da var. Avrupa tarihinde en çok takımla çalışmış bir antrenör. 23! Bir de Yugoslav antrenör, şimdi yaşamıyor. Bir o bir de ben. (Gülüyor)

Ankara Demirspor’dan sonra futbolcu olarak bir nevi jübile yaptınız. O geçiş nasıl oldu?
Sivas’ta profesyonel futbol oynadım. Akabinde Tekirdağ’a gittim ama o sırada Ankaraspor akademisinin sınavını kazandım ve o dönem Hacettepe’de oynadım sonra Ankara Demirspor’da oynadım derken okul bitti. Öğretim Görevlisi sınavını kazandım. Suphi Varel hocam “Bak seni seçiyorum, gel bana yardımcılık yap” dedi. Antalyaspor’dan da teklif almışım, 26 yaşındayım. Neyse ben İzmir’e gittim. Böyle başladım… 35 yıldan beri futbolculuktan çok antrenörlük yaptım.

Her futbolcu teknik adam olabilir mi?
Yapmak ve yaptırmak apayrı şeyler… Herkes olamaz… Yaparsanız Türkiye’deki teknik Direktörlük durumuna düşersiniz. Karşınızda bir kent var, insan var, takım var, yöneticiler var. Liderlik ister, yaratılış meselesi.
Herkesi boş verin bu 11 adamla bile uğraşmak başlı başına ayrı bir şey!
O sadece sahadakiler! (Gülüyor) Çok kolay değil. Bir kere önemli bir kişilik geliştirmeniz lazım, kendi kişiliğiniz dışında… İnsanüstü davranmanız lazım, kriz yönetimini iyi bilmeniz lazım. Başarı ve başarısızlık o kadar yakın ki birbirine. Teatral boyutu var! Oyuncu değilsiniz ama iyi bir oyuncu olmanız lazım. Her meslekten her şeyden bir şey bilmeniz gerekiyor! Almanlara çok müteşekkirim bu konuda, orada çok şey öğrendim. Ama maalesef Türk futbolu benden çok faydalanamadı.

Ne olursa eğer sizi bu çok üzer?
Türk futbolunun gelişimini göremeden ölürsem çok üzülürüm!

Akil Adamlar listesi açıklandığında da sanki böyle bir üzüntünüz vardı?
O listeye kendileri yakıştırdı şikayetlenmem olmadı. Futbolun akil adamı olduğumu düşünüyorum, o birikimim olduğunu düşünüyorum. Sayın Başbakanla ilişkimiz iyi. Kendisini tanıyorum ki zaten kendi de bu işin içinden gelmiş birisi.

Bir yandan spor desteklenmeli deniliyor diğer yandan BESYO’lar büyük sıkıntıda. Ne düşünüyorsunuz?
Öyle ama içi boş! Üniversitenin de içi boş doğru düzgün yetiştirilemiyor. Pratiğe geçince kulüp yönetecek birikime sahip değiller. Okan Üniversitesi’ndeyim içindeyim. Çok kaliteli güncel bilgilere sahip eğiticiler olması lazım! Bakın Türkiye’de sporun gelişimi için devlet politikasını değiştirecek, bu politikalar kurallaştırılacak. Federasyon, spor bakanlığı milli eğitim alt dalları herkes bu kuralları uygulayacak! Türkiye’de bu sayılan hiyerarşi yok! Maalesef Fatih Terim de devrim yapacağım iddiası ile ortaya çıktı ama Allah yardım etsin ortada yetişmiş adamın olmadığı yerde tek başınıza iş yapamazsınız. Kulüpler düşüyorsa nedenini deşmek lazım. İyi yönetilen bir yerin borcu olur mu? Herkesin borcu var. UEFA, FİFA’da bizim dosyalarımız kaynıyor! Alacaklılarla dolu!!! Halk çok iyi takip ediyor, halk farkında… Salak değil!

Taraftar “Yönetim istifa” diye bağırıyorsa, hakeme bir şey söylüyorsa altı dolu mu yani?
O farklı bir şey, o duygu boşalımıdır…

Son dakikalarda neden oyuncu alınır oyuna?
Geçen hafta 89. Dakikada oyuncu soktum! Girerken de dedim ki bu oyunun değişimini sen sağlayacaksın. 5 dakika uzatma süresi. O süre çok önemli. 90 dakika oyun süresi ama oyunda kalma süresi 50-55 dakika demek ki 35 dakikası oyunda değil. Size dolu dolu 55 dakika kalıyor, bu 55 dakika çok uzun bir süre ve sizin o 7-8 dakika bile oyunda kalmanız çok önemli! Geçen hafta Adanaspor 90+4 dakika da gol yedi!

Sizin bir de artist yanınız var! Gurbetçi Şaban’da rol almışsınız… Bir dolu da reklam filmleriniz var…
Rahmetli Kemal Ağabey (Sunal) o dönemde “Hadi gel oyna” dedi. Küçük bir roldü kabul ettim. Toplam 1 buçuk dakika filan ama nereden bileyim bir gün antrenör olacağımı (Gülüyor)

Ne zaman “iyiliğiniz” suiistimal edildiğinizi düşünürsünüz?
Medya! Bana hiçbir konuda destek olmadı ama ben hep onlara oldum. Beklentim oldu mu hayır ama işte destek alamadım.

Sepp Pionte Milli takımda sizinle olmak istemiş ama kabul etmemişsiniz… Bu kadar mı karşısınız? Ki Milli Takım’da olmayı da çok istiyorken…
“Bu kadar konuştu konuştu, kalktı gitti” deseler haklılardı o yüzden gitmedim. Ben kabul etmeyince Fatih Terim’e gidildi. Ben o görevi kabul etseydim Belki Fatih Terim olamayacaktı. Bu bir yaşam şansı…

Bu kadar doğrucu Davut olmak zorunda mısınız?
Böyle olsan ne kaybedersin! Neticede Kanuni öldüğünde elimi tabuttan dışarı çıkarın demiş. Halk ne oluyor demiş. “Bakın ben 7 düveli yönettim eli boş gidiyorsam size ne oluyor ey gafiller!” Yaşam zaten size ne sunacaksa sunuyor istediğin kadar uğraş. Biz insanlar kendimizi bir şey sanıyoruz hele de güç elde edince o güç hep bizde kalacak sanıyoruz. İki dakika sonra yaşamımla ilgili bir şeyi bilmiyorsam her şeye sahip olma gibi bir savaşa neden gireyim ki. Yaşamın şifresini çözünce her şeye farklı bakıp anlayışlı oluyorsunuz! Hayat bana bunu öğretti.

“Bir gün milli takımda olacağım” diyor musunuz hala?
O hedeflerimi hiçbir zaman kaybetmeyeceğim. FB, GS, BJK… Bu hedeflerimi de kaybetmeyeceğim.

FB’den size teklif gelmiş ama o dönem başka bir takımla mı anlaşmışsınız...
Ali Şen ile 2 defa anlaştık sabah anlaştık akşam bozuldu gibi gibi… O dönem Trabzon’la anlaştık… GS de, Ergün Gürsoy o dönemlerde konuştuk anlaştık sonra Hagi özür diledi, göreve geri geldi. Bu işin çok siyasi boyutu da var. Hep kendilerinden olanı tercih ettiler.

Mersin de dahil özellikle hangi bölgelerin özellikle Süper Lig’de olması lazım?
Adana, İzmir, Mersin! Güneydoğu’dan, Doğu’dan her yere futbol yayılmalı, kalkınmalı.

Sizce kaç yabancı transferi olmalı?
Önümüzdeki yıl 6+2 olacak, kulüpler böyle ihtiyaç görüyorlar.

Bir Teknik Direktör bir kulüpte en fazla ne kadar kalmalı?
Sir Alex Ferguson Menchester 26 sene kaldı! Gitti kulüp bitti… Uzun süreli kalan çok ender örnekler var ama önemli ola size o heyecanı vermez hale geldiğinde bitirilmeli.
Türkiye’de GS ile Fatih Terim özdeşleşmiş durumdaydı…
O örnekler çok az… Başarılıysa, yeterlilik varsa, heyecan varsa neden olmasın kalınabilir… Ama her antrenör 5 yıl kalsa diğerleri açlıktan ölür. Sirkülasyon gerek…

Futbolcularla aranız nasıl?
Benim futbolcularımla çok şükür sorunum olmuyor. Benim yapımı da biliyorlar. Biliyorlar ki yanlış yaparlarsa gözlerinin yaşına bakmam. Adaletli olmak lazım önemli olan bu... Geçmişe değil geleceğe bakmak lazım. Futbolcu bunu ister. Futbolda dün yok bugün var!

Şuanda hedefiniz Play Off’a kalmadan Süper Lig yolcusu olmak… Şansınız nasıl?
54 puandayız. Birinciyle aramızda 6, ikinciyle 5 puan var. Önümüzdeki 7 maçın 7’sini kazanmamız gerekiyor. Belki bir tane beraberlik alabiliriz ama başka şansımız yok direkt çıkmak istiyorsak galibiyet şart!

Kadronuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hemen hemen çoğu süper lig görmüş, yaşamış deneyimli bir kadro. Bu deneyimi bir avantaj görüyoruz. Biz bu maçları kazanma şansına sahibiz. Kazanamazsak Play Off’ta yerimiz olabildiği kadar sağlam.

Devre arasında gelseydim keşke diyor musunuz?
Keşke diye bir şey yok. Bugün geldik bugünden devam…

Hiç mi eksik nokta yok?
Hiçbir eksiği yok. Bu lig için fazla bile. Hakan Kutlu’yu tebrik ederim, çok güzel bir kadro oluşturmuş. Çok ciddi bir ekip yaratmış. Yönetime de aynı şekilde teşekkürler.

MİY’de Tavşanlı ve Denizli mağlubiyeti şok etkisi yaratmıştı…
Evet, futbol maalesef böyle… Böyle şeyler olabiliyor. Bu diğer takımların da başına gelebilir.

Bu kadro bize süper ligde yeter diyor musunuz?
Çoğunluğu kalır! Zaten 19 tanesi Süper Lig oyuncusu!

“Şu şu şu kesin gider…” dedikleriniz var mı?
Bu tamamen futbolcuya bağlı… Tabii ki bir bilanço çıkaracağım ama her şey bittikten sonra netlik oluşur. 3 haftada oyuncu tanıyamazsınız… Ama şuanda gördüğüm 25 tane oyuncumuz var hepsi çok iyi.

Son olarak eklemek istedikleriniz neler?
Mersin İdman Yurdu önümüzdeki yıl 90. yılını kutlayacak umarım bunu süper ligde kutlar. Burası çok büyük bir camia ve çok da büyük zorlukları olan bir camia... Bunları aşabilmek demek süper lige çıkmak demektir.
Çok farklı bir misyonumuz var. Oyuncularla, yönetimle çalışanlarla yerel medyamızla bu takımı yukarı çıkardığımızda keyif veren bir kent olacağız. Bunu başaracağız… İnşallah her şey istediğimiz gibi olur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!