İran kadınlarının yanlarında kendimi Şoför Nebahat gibi hissettim

Güncelleme Tarihi:

İran kadınlarının yanlarında kendimi Şoför Nebahat gibi hissettim
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2014 01:08

Asıl mesele güzellikte değil, tavırda! Bu hafif melankoli dokunuşlu özgüvenin temelinde İran’ın binlerce yıllık kadim kültürü yatıyor. Öyle ki İranlı kadınları yakından tanıyınca kendi kadınlığınızdan şüphe ediyorsunuz

Haberin Devamı

Koyu renk saçlar, kelam kaşlar, kahverengi iri gözler... Konuşmaları nazlı, jest ve mimikleri hep iddialı... Çoğu başını, saçlarının ön tarafını tamamen açıkta bırakacak şekilde örtüyor. İranlı kadınların alamet-i farikasıysa, artık neredeyse her üç kadından birinin sahip olduğu estetikli burunları.
Evet, İran’da 1979’daki İslam Devrimi’nden bu yana kadınların örtünme zorunluluğu bulunuyor. Ancak sokak, devrim kadar Batı’daki trendleri ve modayı da kafaya takıyor. Tahran’da genel kıyafet tercihi kısa bir manto ya da tunikten yana. Altına ister dar kot, ister kumaş pantolon. Genç kadınların hemen hepsi Batı’daki trendleri ve modayı yakından takip ediyor. Kapanma zorunluluğu İranlı kadınların fiziksel çekiciliğini dışa vurmalarına hiçbir şekilde engel olamıyor!

İran kadınlarının yanlarında kendimi Şoför Nebahat gibi hissettim

Haberin Devamı

Mesele güzellik değil, tavır

İranlı kadınların güzellikleriyle ilgili söylenti ve efsaneler bu coğrafyada her zaman yaygın. Ama İran’a gidince şunun farkına varıyorsunuz: Asıl mesele güzellikte değil, tavırda! O kadar ki İranlı kadınları yakından tanıyınca kendi kadınlığınızdan şüphe etmeniz bile olası. Evet, İranlı kadınların başı kapalı ama ses tonlarından göz süzüşlerine kadar davranışları o denli kadınsı ve çekici ki, yarı İranlı olduğum halde onların yanında kendimi ‘Şoför Nebahat’ gibi hissettim. İranlı kadınların çoğu bakımlı ve makyaj yapıyor. Ülkede kuaförler ve estetik cerrahlar da çok iyi kazanıyor çünkü kadınların saçları çoğu zaman yapılı, estetik ameliyatları da son derece yaygın.

Pers kadınları hep iddialıydı

Aslında İranlı kadınların süslerine düşkünlüklerinin tarihte de evveliyatı var. Malum, Persler; günümüz İranlıların atası olarak kabul ediliyor. Pers kadınlarının tasvir edildiği eski resimlere baktığımızda çoğunlukla vücudu dövmeli ve iddialı kıyafetler içinde kadın figürleri görüyoruz. İşte bugünün İran’ında da kadınların sosyal davranış açısından eski Pers kadınlarından çok farkı yok. İran’da 18. yüzyılda kurulmuş olan eski Kaçar Hanedanı döneminde İranlı kadınlar şöyle tasvir ediliyor: “Pers kadınlarının saçları çok gür ve asla kesmiyorlar. Neredeyse her zaman kızıla boyuyorlar, ancak doğal rengi parlak siyah. Sürmeli kahverengi göz bir kural gibi. Kaşlarsa kalın ve hemen her zaman boyalı...”

Haberin Devamı

Kadim kültür özelliği

Gerçekten de İranlı kadınlar süslerine, makyajlarına o kadar düşkünler ki, kozmetik tüketimlerine ekonomik ambargo bile engel olamamış. Yıllardır Batılı ülkelerin ambargosu altında olan İran’da, ABD’lisinden Fransız’ına kadar istediğiniz her türlü kozmetik markasını anında bulabiliyorsunuz!

Yıllarca İran’da yaşamış olan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İran Uzmanı Doç. Dr. Osman Gazi Özgüdenli’ye göre İranlı kadınların estetik merakının hem tarihi hem de kültürel sebepleri var. Özgüdenli, İran toplumunun genel olarak anaerkil bir toplum olduğunu söylüyor: “İran’da bugün de, tarih boyunca da kadın hep çok ön planda olmuş. Bu da binlerce yıllık bir kültür ve gelenekten geliyor. Kadının özgüveni de buradan kaynaklanıyor. Toplumsal hayatta kadın hep çok aktif olmuş. Zaten şu andaki rejimde de hükümette önemli yerlere gelmiş, parlamentoya girmiş çok sayıda kadın var. Örneğin İran Dışişleri Sözcüsü bir kadın. Bunu pek çok Arap ülkesinde hayal bile edemezsiniz.

İran kadınlarının yanlarında kendimi Şoför Nebahat gibi hissettim
Ayrıca İran toplumu okuyan, düşünen, Batı’yı takip eden, dış dünyaya açık bir toplum. İran’da şiirin, edebiyatın, müziğin, sanatın çok önemli bir yeri var. Dolayısıyla da sadece kadınların değil, erkeklerin de ılımlı, estetik, yumuşak bir yapısı var. Örneğin İran’da şiir okurken ağlayan pek çok erkek görebilirsiniz. Bu, İran’ın kadim kültürünün bir özelliği.”

Artık karakola çekmiyorlar

Haberin Devamı

Tıpkı ABD Başkanı Barack Obama gibi ‘değişim’ mottosuyla iktidara gelen İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’den sonra İranlı kadınların sokaktaki özgürlüklerinde ve bireysel haklarında da rahatlamalar ve esnemeler olmuş. Konuştuğum İranlı kadınların çoğu Ruhani’yi ‘sakin ve güvenilir’ buluyor. “Ahmedinejad döneminde ortam çok gergindi, dışarı çıkmaya korkar olmuştuk, şimdi ahlak polisi yine var ama artık eskisi gibi kıyafetlerinden dolayı kadınları karakola çekmiyorlar” diyorlar.

Bir elinde tar, bir elinde fırça

Resimleri Tahran’ın sanat galerilerinde yüksek fiyatlardan alıcı bulan Golnaz Hasanzade, profesyonel ressamlığın dışında fotoğraf çekiyor, piyano ve tar çalıyor. Resimlerinde genellikle ‘kadının yalnızlığı’ temasını işliyor. “İran’da yalnız bir kadın olmak ve üstüne bir de kadın sanatçı olmak hâlâ zor. Aka eskiden kadın-erkek birlikte yürüyorsa ahlak polisi durdurup kimlik soruyordu. Karakola götürüp ceza veriyorlardı ya da gençlerin anne-babalarını arıyorlardı. Şimdi böyle bir şey kalmadı” diyor.

Haberin Devamı

Çarşafsız Demir Leydi

Fatemeh Daneşvar (40), İran’ın en güçlü kadınlarından biri. Neden mi? Çünkü İran’ın ilk kadın girişimcisi, ayrıca İran Ticaret Odası’nda Etik Komisyonu Başkanı. 13 yıldır demir madenciliği yapan ve bu yüzden de İran’ın ‘Demir Leydisi’ olarak bilinen Daneşvar, İran’da kadınların son yıllarda elde ettikleri kazanımların simgelerinden biri gibi. En önemli özelliğiyse, İran’ın en güçlü siyasi ve toplumsal figürü olan Ruhani lider Ali Hamaney’in karşısına ilk kez çarşafsız ve resimde görülen turuncu mantosuyla çıkan kadın olması.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!