Yerel değil genel seçim

SEÇİME üç gün kala...

Haberin Devamı

İzmir Kordon, Kestelli Yokuşu’ndan...
Siirt, Baykan, Botan Çayı kıyılarına doğru bir gezi yaptım.
Sonra Diyarbakır.
Yani bir uçtan öteki uca kadar muazzam bir Türkiye.
Baştan şunu söylemeliyim ki...
Türkiye öyle bir tek bakışla açıklanabilecek, bir tek analizle yorumlanabilecek, birkaç manşetle anlatılabilecek bir ülke değil artık.
Duygusal ve karmaşık bir coğrafyadır bu.
Denizli’deki havayla Siirt’teki hava aynı değil.
Sırasıyla anlatıyorum:

İZMİR

Kestelli Yokuşu’ndan Binali Yıldırım’la yürürken bir esnaf sordu:
“İzmir öksüz kaldı. Yatırım yok. Siz yapmak için gelebilecek misiniz? Bekliyoruz...”
Vitrinlerinde “Herkes onu okuyor” afişi olan esnaf tepkili.
Cemaat’e gönül vermiş esnaf büyük bir haksızlığa uğradığını düşünüyor.
Yıldırım tek tek anlatıyor...
Zaten aşırı duyarlı olan İzmir’de kaset olayları etki yaratmış.

SİİRT-BAYKAN

Memleket Baykal’ın kaset tartışmalarıyla inlerken ben Siirt’e iniyorum.
Baykan Meydanı’ndayız. Buraya kaset tartışmaları pek uğramamış gözüküyor.
Uğradıysa da “montaj”...
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Kürtçe başlıyor konuşmasına...
Meydan coşuyor.

Haberin Devamı

Egemen Bağış baba ocağında:
Adından Egemen Bağış çıkıyor. Alkışlar. “Dik dur eğilme” sloganları.
Dedim ya, dinleme iddiaları buralara uğramamış. En ufak bir soru bile yok.
Bağış alkışlarla iniyor halkın arasına... Sarılıyorlar ona baba ocağında.
Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay coşkulu bir konuşma yapıyor.
Ön tarafta gençler heyecanlı.
Sahnenin sağ tarafında ise ihtiyar heyeti oturuyor.
Sakin...
Ve işte o sırada dikkatimi çekiyor...
Elinde asası. Başında beyaz sarığı. Ak sakallı bir adam öylece dinliyor.
Ne bir alkış ne bir heyecan ne de bir ses veriyor.
Öylece oturuyor.
Ama o kadar bilgece ve o kadar asil oturuyor ki...
İnsan ister istemez o sessizliğe büyük bir saygıyla bakıyor.
Adı Hikmetullah...
Yanımdaki orta yaşlı Siirtliye soruyorum: “Kimdir bu zat?”
Saygıyla ona doğru dönüp, “Büyük bir âlimdir!” diyor.
Bir süre seyrediyorum.
Sanki meydanı başka bir âlemden izliyor... Sükûneti ilminden geliyor.
Anlıyorum ki İzmir’deki kaset etkisi buralara hiç uğramamış.
Buralarda başka bir inanç var.
En büyük eksik ise eğitim... Dünyaya hâlâ kapalı duruyor Siirt.
Türkiye’nin öteki ucu...
Şehir:
Bu bölgede yarış AK Parti ile BDP arasında. Bu kesin.
Kim kazanır bilemem ama... Az farklı bir sonuç olur.
Ve şehre girerken bir şey dikkatimi çekiyor.
Yıllar önce geldiğimizde, şehrin girişi askeri barikatlarla çevrilmişti.
Binalarda keskin nişancılar, tanklar, askerler, makineli tüfekler...
Şehir tam bir savaş cephesi gibiydi.
Şimdi hiçbiri kalmamış. Normale dönmüş.
Vali Ahmet Aydın tam bir gönül insanı.
Kimseyi ayırt etmeden herkese dokunuyor. Seviyor ve seviliyor.

Haberin Devamı

Ethem Sancak etkisi:
Siirt’e gelip de işadamı Ethem Sancak etkisini görmemek mümkün değil.
Doğup büyüdüğü köyün okulunu yaptırtmış, büyütmüş. Gururla bakıyor okuluna.
Gece Siirt’in ileri gelenleriyle geniş ve bereketli bir akşam yemeği veriyor.
Pervari’den Eruh’a doğru sarp dağlara, ovalara bakan konağında ağırlıyor bizi.
Siirt’in âlimler tarihini, Tillo’nun mucizesini konuşuyoruz.
Kitel’i, dolmayı, Abdullah’ın dondurmasını lezzet hafızamızın en güzel yerine alıyoruz.
Siirtlilere bakıyorum...
Onlar, tarihin kadim birer anıtı gibi hiç değişmiyorlar.

Yerel değil genel seçim

Botan Çayı:
Ve insan Botan Çayı’nı görmeden...
Sarp dağlar arasında akan o yemyeşil mucizeyi izlemeden Güneydoğu’ya gittim demesin.
Gece ıssız vadilerden, kanyonların arasından geçerek ulaşıyoruz Botan Çayı’na.
Dicle’nin buralara verdiği emanete...
Dikkat ettim, o ıssız dağları geçerken, yanımızda bir tek güvenlik yoktu.
Barış gelmiş çünkü.
Ve az sonra Limak’ın iki barajına ulaşıyoruz.
Alkumru ve Kirazlı...
Dedim ya, insan görmeden inanamaz.
O dağlar aylarca karış karış delinmiş, yollar açılmış. Milyonlarca metreküp dolgu.
Dev iş makineleri. Bir zamanlar terörün geçit yolu şimdi barajlara su olmuş.
Toplam 320 megavat kapasite. 750 milyon dolarlık bir yatırım. 3 yılda bitmiş.
Arkadan 15 baraj daha geliyor. Sabancılar iki baraj bitiriyor.
Eruh, Pervari hattındaki Botan Çayı’na 18 baraj kuruluyor.
Milyarlarca dolarlık yatırım. İnanılır gibi değil...
Eruh denilince, kanlı “baskınlar” gelirdi aklımıza...
Şimdi “barajlar”ı konuşuyoruz...
O yüzden bir kez daha diyorum.
Barış olursa bu ülkeyi kimse tutamaz.

Haberin Devamı

DİYARBAKIR’DA MEHDİ EKER’LE KARŞILIKLI İSMET ÖZEL OKUYORUZ

Yerel değil genel seçim

Öğleye doğru Siirt’ten Diyarbakır’a geçiyorum...
Mehdi Eker’le karşılaşıyoruz.
Yüksek kahvede halkla konuşuyor.
Kısa bir sohbet de biz yapıyoruz. Barış sürecinden bahsederken bir ara nasıl oluyorsa söz İsmet Özel’e geliyor.
“Ben” diyor, “barış sürecini ‘Kanla Kirlenmiş Evrak’ şiiriyle anlatıyorum”.
Ve başlıyoruz karşılıklı okumaya.
O, “Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında” diyor...
Ben, “Aşklarım inançlarım işgal altındadır” diyorum.
Eker şiiri sonuna kadar okuyor.
Ve şu dize:
“Birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın şimdi başından başlayabilirim.”
Sonra ekliyor:
“İşte barış sürecine böyle başlamak istiyoruz.”
Diyarbakır sokakları sakin.

Haberin Devamı

YEREL-GENEL SEÇİM

BDP kendisinden emin.
Güneydoğu’da bir oy patlaması bekliyor.
Az sonra Başbakan Erdoğan konuşacak. Meydan hazırlanmış.
Halk akın akın geliyor.
Dikkat ettim, bu seçim artık bir yerel seçim olmaktan çıkmış.
Adaylar elbette önemli.
Ancak kimle sohbet etsem adayları değil, Tayyip Erdoğan’ı konuşuyor.
Sanıyorum, AK Parti de bu stratejiyi kurmuş.
Yani...
“Bu bir yerel seçim değil. Bu Tayyip Erdoğan’ın seçimi” noktasına gelmiş olay.
Bir nevi güvenoyu.
Nitekim, Mehdi Bey açıkça söylüyor:
“Evet, artık bu bir yerel seçim değil, en genel bir yerel seçimdir.”
Seçimlerin ötesinde...
Botan Çayı’ndaki barajlar, milyarlarca dolarlık yatırımlar gerçekten insanı etkiliyor.
Yeter ki barış olsun.
Yeter ki demokrasi ve adalet işlesin.
Bu büyük ülke, bu muazzam coğrafya,
her ırktan-inançtan halklar, zaten bir zenginliktir bize...
Güneydoğu’da hava böyle...
Biliyorum yine kasetler havada uçuşuyor...
Ama buradaki hava böyle.
Yani, bu topraklarda on yıllar sonra ilk kez barış içinde bir sandık yarışı yapılıyor.
Hasret kalmışız...

Yazarın Tüm Yazıları