Sandığa sahip çıkılsın ama...

Dün AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, iki gün sonraki seçimler için 60 bin kişinin görevlendirildiğini söyledi.
Her okulda, her sandıkta kurul üyeleri ve müşahitlerden oluşan 60 bin AK Partili...
CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın’ın verdiği rakamlar şöyle:
24 binin üzerinde sandık görevlisi. Metropol ilçelerde 3 bin görevli. Bine yakın hukukçu. Seçimlerde farklı alanlarda çalışacak 3 bin kişi. Yani gönüllüler ve parti yetkilileri dışında 32 bin CHP’li...
MHP Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya seçim günüyle ilgili çalışmalarını anlatıyor:
Tüm ülkücüler seçimde ‘doğal’ görevli. Onun dışında 30 binin üzerinde sandık görevlimiz var. Bin 500 mahalle temsilcisi ve teşkilatlarla birlikte 50 binin üzerinde ülkücü, seçimin adaletli bir şekilde yapılması için sahada olacak.
Sadece üç parti için seçim günü sandık başında 140 binin üzerinde Ankaralı olacak.
Adayların; provokasyon, hile, suikast kelimelerini dilinden düşürmediği Başkent’te 30 Mart’a giderken en çok dikkat edilmesi gereken konu 140 bin rakamıdır.
Seçim sonucunda bir taraf kazanacak, diğerleri kaybedecek. Peki kaybeden kaybettiğini kabul edecek mi?
Adaylar ‘ilk kez böyle bir atmosferde seçime gidiliyor’ diyerek tedirginliklerini belirtiyor, sanki bu gerginliğin sebebi vatandaşmış gibi.
Gün sağduyu günüdür, itidal çağrısı yapma günüdür.
Aksi takdirde bir kişinin bile saçının teline gelen zararın vebali siyasilerindir.
NOT: Valilik Başkent’te 11 bin polis 2 bin jandarmanın seçimde görevli olduğunu açıkladı. Tahrikler ve yukarıdaki rakamlar düşünüldüğünde bu önlem umarım yeterlidir.

* * *

TAHRİKLERE KAPILMAYIZ HAKKIMIZI ARARIZ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün yine ‘sokağa çıkmayın’ çağrısında bulundu. Ülkenin içinden geçtiği kritik süreçte “Evlatlarım size sesleniyorum, sokaklar karanlıktır” diyerek bir lidere yakışanı yaptı.
Ankara’daki durumla ilgili sohbet ettiğim MHP İl Başkanı Fatih Çetinkaya
Başkent’teki ülkücü refleksin olaylara bakışını şöyle özetledi:
* Ülkücüler aylardır heyecanlı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Maalesef son haftalarda tahrikler başladı.
* Büyükşehir zabıtası eşliğinde polis nezaretinde dağda gezer gibi 200 kar maskeli adam pankartlarımızı söküyor.
* Bir taraftan iktidarın, bir taraftan muhalefetin adayının tahrikleri var.
* Türk milletinin kaderini şekillendirecek bir seçim bile olsa bir kişinin bile burnunun kanamasını istemiyoruz.
* İtidal çağrısı yapmamız, sakin olmamız aylardır emeğimizin çalınmasına sessiz kalacağımız olarak algılanmasın. Olası çirkinliklere her türlü yasal tepkimizi gösteririz.

* * *

Yanlış MUHALEFET

Genel seçim havasında geçen seçim sürecinde, ‘yerel’ tartışmalar da yaşanmadı değil.
Bu ‘yerel’ tartışmaların ne getirip ne götüreceği belirsiz.
AK Parti’nin Ankara’da muhalefette olduğu Etimesgut, Yenimahalle ve Gölbaşı’nda adaylar, ne Başbakan Erdoğan’ın rüzgarını beklendiği ölçüde değerlendirebildi ne de Melih Gökçek’in performansına yaklaşabildi.
Bu da yetmezmiş gibi hassas konularda yanlışlara imza attı.
Yenimahalle’de belediye başkanlığı yapan Fethi Yaşar, başkanlık süreci boyunca kucaklayıcı bir tavır sergiledi. Muhafazakar kesimden takdir topladı, iş dünyasından, ‘CHP’li olmadığımız halde belediyeyle ilgili konularda herhangi bir tıkanma yaşamadık’ sözleriyle destek aldı. Yani Yaşar’ın reklamını CHP’lilerden çok diğer partiye gönül verenler yaptı.
Yenimahalle’ye talip olan Yaşar muhalifleri ise yapılan iyi işleri eleştirmeyip, ‘hükümet yardımıyla ilçeyi daha ileriye götüreceğini’ söylemek yerine ‘Cemevini teröristlere vermişler’ ya da ‘Göstermelik namaz kılıyor’ ifadeleriyle gündeme gelmeyi tercih etti. Bu sözlerin ne kadar yararlı olacağını 30 Mart’ta göreceğiz.
Bir değer örnek de Etimesgut’tan...
Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel’in 11 yaşındaki kızı için, ‘Gölbaşı Beldiyesi’nde çalışıyor’ diyerek, belediye yönetimi MHP’de olan bu iki ilçeye yönelik siyaset yapmak istendi.
Bunun yerine Gölbaşı’nda ve Etimesgut’ta AK Parti’nin var olan potansiyeline göre strateji hazırlansa daha etkili olurdu.