Buse Özel
Buse Özel
Buse Özel

Saçını tarayamayan kadınlar kulübü

"Madem ki yaşamın yarısı biziz kavganın da yarısı biz olacağız" Bu güzel sözün asıl sahibini bulup hakkını teslim edemiyor olsam da kendisine yüzde yüz katılıyorum. Ama nedense pratiğe baktığımızda kadınlar hayatın yükünün yüzde 50'sini almıyor. En az yüzde 80'ini alıyor! Bu ise sinir krizinin eşiğinde yaşayan, saçlarını tarayamayan kadınlar topluluğunun temel sorunu.

Haberin Devamı

EKONOMİK ÖZGÜRLÜK MÜ ZENGİN KOCA MI?

Bu ülkede para kazanmanın kadınları özgürleştirdiğini sanıyorduk ancak aksine bu durum kadının "kölelik" kollarına bir yenisini ekledi. Çünkü kadınlar hala işverenler için ucuz iş gücü ve bu yüzden bir erkeğe mecburi bağlılığı devam ediyor hem de bağlı olduğu sözde 'eşitlikçi' erkekler artık kadınların parası üzerinde de söz sahibi olduğuna inanıyor. Ama hayata dair işleri bölüşmeye gelince yine eski 'ataerkil' düzene geri dönülüyor. Zaten muhtemelen o "eşitlikçi-ataerkil" ikileminde yaşayan erkeğin annesi de saçını süpürge eden neslin neferlerinden bir tanesi.

Tabii hal böyle olunca herkes kendi çapında çözümler üretiyor. Mesela bazıları iyi bir evliliğin anahtarı olarak hiçbir zaman popülerliğini yitirmeyen "zengin koca"yı görüyor.

Haberin Devamı

MUTSUZ KADINLAR GÜRUHU

Ancak maddiyat için yapılan evlilikler bir yana durum tam isyan edilesi. Ama hayır! Kimse isyan etmiyor çünkü "bencil yaftası" yemekten korkan kadınlar bir türlü avazı çıktığı kadar bağıramıyor. Her şeyi üstlenip, sonra da hiçbir şey yapmayan eşine öfkeleniyor ve sonuç: Mutsuz kadınlar...

Klinik psikolog Deniz Bolsoy Erdem ya da nam-ı diğer yasaklı Twitter'ın 62 bin takipçili "Terapi Defteri" sinir krizinin eşiğindeki mutsuz kadınlar için birkaç önerisi var.

İHTİYAÇLARINI GÖZ ARDI EDEN KADIN YALNIZ KALIYOR

Deniz Bolsoy Erdem'e göre toplumdaki mutsuz evliliklerin temel nedeni ilişkinin eşit olmamasından kaynaklanıyor:

Bir taraf vericidir, bir taraf alır. Otomatik olarak taraflar birbirini otorite yerine koyar. Hala saçını süpürge etmek marifet sayılıyor. Bir kadın vaktini spora, masaja, bakımına ayırıyorsa bencildir deniliyor. Bencil olarak yaftalanma fobisi var, o yüzden yalnız kalıyoruz. Çünkü hayatın yükü ağır gelen kadın herkese karşı öfkeyle doluyor, en çok da eşine...

"SEN YAPMIYORSUN Kİ YARDIMCI YAPIYOR"

Mesela ev işlerine yardımcı olması için en fazla eve bir yardımcı eleman tutuluyor. Erkek sanki elemanı organize etmek bir "iş" değilmiş gibi davranıyor. Oysa muhtemelen haftada bir evi temizleyen yardımcı gidince, çocukların çantasını hazırlamak, ödevlerine yardım etmek, üstünü giydirmek, alışverişe çıkmak, alışveriş listesi oluşturmak, onları marketten gidip almak, misafirleri ağırlamak, çamaşırları katlamak, salonun bir köşesine atılmış çorapları toplamak, toz almak ve en az 2 adet a4 kağıdını doldurabilecek uzunlukta işleri yapmak yine kadının görevi...

Haberin Devamı

ÇÖZÜM: İSTİYORUM, YAPIYORUM

Çözüm ise kendi duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını göz ardı etmemekte, bir de bence korkularından arınmakta... Baş kaldıran kadın ilk başta çok mutsuz olacağını sanıyor ama aksine çok kısa bir süre sonra mutlu bir kadın oluyor ve etrafından takdir görüyor. Bu sayede ilişkileri de daha mutlu birer ilişkiye dönüşüyor. Peki değişim için neler yapmalı?

DEĞİŞİM İÇİN 3 ADIM

İşte uzmanından değişim için atılabilecek bireysel adımlar:

1- Fark etmek

2- Uygun adımları, stratejiyi belirlemek

3- Harekete geçmek

Tabii keşke her şey yazdığı kadar kolay olsa... Ama en azından analiz etmek, buna kafa yormak inanıyorum ki hayatımızda ufak ya da büyük güzel çözümlere kavuşturacak. Çözüm için bir adım atmayıp sadece sorun için söylenmek öfkeyi körükler. En yorucu duygulardan biri de kuşkusuz ki öfke... Hayatta her zaman, her gün, 24 saat mutlu olmak, mutlu hissetmek mümkün değil elbette. Ama yeri geldiğinde mutsuzluğumuzla da barışmak gerekiyor belki.