Twitter deyip geçme

Haberin Devamı

ŞUBAT başında bir bölge turuna çıktım. Çanakkale’den Muğla’ya kadar bizim bölgemize bağlı kentleri tek tek gezdim. Bazı şehirlerde adaylar netleşmemişti, bazılarında büyükşehir adayları açıklanmış, ilçe adayları için yoğun bir çalışma yapılıyordu.
Aydın’da Başkan Özlem Çerçioğlu’nu ziyaret ettik, epeyce sohbet edip projelerini dinledik. Çerçioğlu’nun adaylığı aslında aylar öncesinden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanmıştı. Çerçioğlu da; bunun rahatlığıyla bütün projeleri en ufak detayıyla hazırlamış, hatta bunları üç boyutlu hale getirmişti. Başkanın yanından çıkıp AK Parti’nin adayı Mustafa Savaş’ın yanına gittik. Savaş’ın bir görüşmesi devam ettiği için ekibimizi bekleme odasına aldılar. Bizi ağırlayan il yöneticilerinden biriyle sohbet etmeye başladık.
“İki ay kalmasına rağmen ilçe adaylarının hala belli olmadığını, Yüksek Seçim Kurulu’nun takviminin beklendiği, geriye de sadece 40 gün kaldığını” konuştuk.
Odadaki herkes adayların çok daha önceden vatandaşın karşısına çıkması gerektiğini söyledi.
Aşağı yukarı ben de böyle düşünüyorum. Amerika gibi gelişmiş bir demokrasi olsak, yarışın en az bir yıl öncesinden başlaması gerektiğine inanıyorum.
Ama Amerika değiliz; daha gidecek çok yolumuz var. O yüzden Türkiye’de üç aylık bir dilimin yeterli olduğuna inananlardanım.
O gün de benzer bir yorum yaptım.
Salonda sessizce konuşmaları dinleyen, yaşı 20’lerin başında olan bir genç vardı. Hepimizin konuşmasını dinledi ve bir sessizlik anında söze girdi.
“Ben sizin gibi düşünmüyorum” dedi.
Nasıl düşündüğünü sorduk.
Dedi ki...
“Bugünün dünyasında 30 gün yeterlidir. Sosyal medya düşüncelerinizi anlatma fırsatı veriyor. Biz gençler facebook, twitter gibi siteleri takip ederek çok daha hızlı bilgi sahibi olabiliyoruz. Adaylar da bu araçları iyi kullanıyor. Bence süre yeterli...”
Hepimiz birbirimize baktık; o sessiz genç, bir iki cümleyle bize manifesto vermişti.
Kendisine “İyi ama herkes twitter ve facebook kullanmıyor ki; yine geleneksel yöntemleri arayan yerler yok mu” diyecek olduk; cevabını aldık.
“Türkiye artık eski Türkiye değil...”
O gün çok mutlu oldum ve gelecek için çok umutlandım. Hangi parti olursa olsun; gençlerin siyaset yapmasını istiyorum çünkü... Gençlerin siyasetle ilgilenmesini ve gelecekleriyle ilgili söz sahibi olmalarını... Daha da önemlisi; “Türkiye eski Türkiye değil” yorumunu siyasetçilerimizin tam olarak anlamadığını düşünüyorum. İşte AK Parti’ye yaptığım bir ziyarette, bu partiye gönül vermiş bir gencimizin “Twitter”, dolayısıyla sosyal medyayla ilgili samimi düşünceleri bunlardı. Hükümet her ne kadar “bu siyasi değil, mahkemenin kararı” dese de, twitter’ın kapatılmasını Aydın’daki o gence bile anlatmak bana göre mümkün değil.

Haberin Devamı

Bu bir demokratik yarış

Haberin Devamı

Önce afişlerini söktüler, sonra Konak’ta arabaların camlarına, evlere yazılar astılar. İçeriğine girmek istemiyorum. Hakan Tartan DSP’den aday oldu ve bir yarışa girdi. Herkes gibi onun da bu yarışta söz sahibi olduğunu söylemek lazım. Önemli olan siyasetin seviyesini düşürmemek, önemli olan siyaseti sokakta yapmak. Bu konuda Tartan’ı haklı buluyorum. Yazı yazıyorsan, imzanı da atarsın. O zaman kimsenin söyleyecek bir şeyi kalmaz. Siyasetin doğal akışından çıkmamak, bunun demokratik bir yarış olduğunu unutmamak lazım.

Yazarın Tüm Yazıları