Anketlere değil siz kendinize bakın

NEREYE gitsem aynı soruyla karşı karşıya kalıyorum:
“Son anketler ne diyor?”
Ortada o kadar çok anket dönüyor ki, hangisine inanacağımı artık şaşırmış durumdayım. Önceki seçimlerde, çıkan sonuçlara daha dikkatli bakar, incelerdim. Örneğin; 1999, 2002 seçimlerinde şirketlerin neredeyse yüzde 100’lük bir tahmin başarısı yakaladıklarını biliyorum. Ama birkaç seçimdir kafalarda soru işaretine neden olan sonuçlar ortaya çıkınca ben sandığa bakar oldum. Hele bu seçimlerde hangi anket önüme gelirse gelsin merak edip kapağını açmıyorum bile...
O yüzden siz ne biliyorsanız ben de o kadar biliyorum. Ama gittiğim kentlerde sokağın nabzını ölçebiliyorum, ibrenin ne tarafta olduğunu kestirebiliyorum. Elbette önemli bir ayrıntı daha var.

Bu seçimler yerel olmaktan çoktan çıktı. Kimin aday olduğunun elbette önemi var, ama genel görüş 30 Mart’ın bir referanduma dönüştüğü yönünde... Aslında liderler de bu stratejiyi bilerek uyguluyor. İktidar, kamuoyunda tartışılan yolsuzluk dosyalarına cevabın sandıkta verilmesini istiyor. Muhalefet sandıkta iktidarı zayıflatmak sonrasında da erken seçime götürmeye çalışıyor. Hangi açıdan bakarsanız bakın bu seçimlerin sonuçları çok ama çok tartışılacak. Şundan emin olun, 31 Mart sabahı siyasi tansiyon düşmeyecek, aksine yeni konuları konuşmaya başlayacağız. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin zor geçeceğini hiç unutmayın. 2014’ün yazı hepimizi kavuracak, şimdiden söyleyeyim.

Gelelim anket meselesine...
Hürriyet Gazetesi olarak birkaç seçimdir anket sonuçlarını yayınlamıyoruz. Önceki dönemlerde yayınladıklarımızda da prensibimiz anketi Hürriyet’in yaptırmış olmasıydı. Bu görüşümüz bu seçimde de devam ediyor. Kaç kişiyle, ne zaman, nasıl, hangi yöntemlerle yapıldığı belli olmayan anketlere itibar etmek yerine ben sokağa bakıyorum, insanların ne konuştuklarına bakıyorum. Toplumun ruh haline bakıyorum, vatandaşın mutlu olup olmadığına bakıyorum, gelecekle ilgili kaygılarına bakıyorum.
Umutları var mı, yok mu, bu detaylara bakıyorum.
Elbette kendime bakıyorum. Ne istiyorum, ne bekliyorum, neleri hayal ediyorum diye kendi kendime soruyorum.
Bu seçimde siz de öyle yapın.
Bırakın anketleri bir kenara, kendinize sorun, “Nasıl bir Türkiye, nasıl bir kent istiyorum?” diye...
İnanın vereceğiniz cevap, okuyacağınız anketten daha sağlıklı olacaktır.