Yolsuzluğun frenlediği noktaya geldik

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yolsuzluk ve rüşvet olayı ortaya çıktıktan sonra yaptığı açıklamalarda “Şeffaflığı artıracak, yolsuzlukları önleyecek yeni tedbirler üzerinde çalışıyoruz” diyor.

Haberin Devamı

Babacan, seçim sonrasında tedbirlerin yasa olarak TBMM gündemine getirileceğini söylüyor. Böyle bir şey olabilir mi?
Başlıktaki sözler, Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dani Rodrik’e ait. Çok hızlı büyümüş birçok ülkede yüksek oranda yolsuzluk görülebildiğini, Türkiye’de, şimdiki kadar olmasa da, yolsuzluğun bilinen bir şey olduğunu hatırlatan Rodrik, Doğu Asya’da olduğu gibi, yolsuzluğun değişik firma ve sektörlerin önünü açtığı oranda büyümeye katkı yapabildiğini söylüyor. Özal döneminde de ihracat patlamasına ve büyümeye zarar vermemesi için bir ölçüde yolsuzluğa göz yumulduğunu hatırlatan Dani Rodrik, “Ancak yolsuzluk yatırımları teşvik etmekten öte rant yaratıp dağıtmak ve özellikle siyasilerin kendilerini zenginleştirmek amacıyla kullanılmaya başladığı zaman, siyaseti zehirlediği gibi ekonomiyi de frenlemeye başlar. Türkiye’nin de bu noktaya geldiğini açıkça söyleyebiliriz” diyor.
Wall Street Journal’ın Türkiye internet sitesinde (wsj.com.tr) yer alan söyleşisinde Dani Rodrik, Türkiye ve benzer ülkelerde “düşük büyüme dönemi”ne girildiğini belirtiyor. “Türkiye’nin sorun yaratmadan sürdürülebilir büyümesini sağlaması için yapması gerekenler listesinde ilk 3 sıra ne olmalıdır” diye sorulduğunda ise ilk sırada tasarrufu artırıcı önlemleri, ikinci sırada sıcak paraya vergi yoluyla sınırlama getirilmesini sayıyor. Üçüncü sırada yapılması gerekeni ise şöyle özetliyor: “Son senelerde siyasi kontrol altına alınmış ve rant dağıtıcı hale getirilmiş ekonomi yönetim kurumlarını –denetleyici kurullar, Maliye, ihale düzeni vs.- yeniden tesis etmeye çalışırdım”
Rodrik’in söylediklerine ek olarak; her iktidarın “kendi zenginini yaratma” döneminin artık sonuna gelindiğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin artık Batı ile tam entegrasyon zamanı geldi ve bunun için yapılacaklar belli. Ekonomide de çağdaş, şeffaf bir sistemin kurulması, yolsuzlukların yok edilip, kayıt dışının minimuma indirilmesi, yeni bir vizyon ve strateji ile sürdürülebilir büyüme ve bunun için küresel bazda üretimin gündeme getirilmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

HÜKÜMET ŞEFFAFLIK TEDBİRLERİ ALAMAZ

Haberin Devamı

Peki, AKP iktidarının bunu yapacak gücü, viz-yonu ve yetkinliği var mı?
Bence kesinlikle yok. Dış dünyanın ve piyasaların Türkiye’deki mevcut kadro içinde güvendiği tek isim olan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bile hafta sonunda, seçim konuşması yaparken “Başbakanımızı yedirtmeyiz” kervanına katıldı. Zorunlu kalsa bile, Babacan’ın düzeyine yakışmayan bir söylemdi.
Babacan ne kadar “yolsuzluğu önleyecek, şeffaflığı artıracak önlemleri alacağız” dese de Başbakan Erdoğan’ın, aynen “mali kural”da olduğu gibi, bu tedbirlerin alınmasına yanaşmayacağı ortada. Rodrik’in sözünü ettiği rant dağıtma mekanizmasına dönüşen ihale düzeni, bağımsız kurumlar yeniden oluşturma gibi tedbirlerin alınmasına Başbakanın izin vermeyeceği de açık. Kaldı ki, Babacan’ın da bu kurumların önemini tam anlamadığı demeçlerinden görülüyor.
Sıcak paranın girişine engel koymak gibi bir önlemin ise şu anda yürürlüğe sokulamayacağı, çünkü büyümenin yüksek tutulması için Başbakanın, hele ki bundan sonra, adım atamayacağı ortada. Yolsuzlukla samimi mücadele edileceğine ise bu anlayışla, bunca yapılanla inanmak mümkün değil.
Özetle; yolsuzlukla mücadele ve şeffaflık dahil, Türkiye’nin çağdaş bir sistem kurup, sürdürülebilir büyüme için gereken adımları atması, bu Hükümetle mümkün gözükmüyor.

Yazarın Tüm Yazıları