Annem memleketten gelene numaramı veriyor

* “Kim O!” nasıl bir program, sizden dinleyelim?

- Şahin Irmak: Sit-com ve talk show karışımı bir program. Böyle bir program, Türkiye’de ilk defa yapılıyor. Sit-com bölümünde Hatçe, Ferhat ve Kazım’dan oluşan üç kişilik ailenin her hafta başlarına gelen komik olayları anlatıyoruz. Daha sonra ünlü konuklarımız bu sit-com’a dahil oluyor ve ardından talk show bölümüne geçiyoruz.

* Alıştığımız tarzda bir talk show mu bu?

- Şahin Irmak: Hayır, bildiğimiz talk show’lardan olmayacak.

* Farkı ne peki?

- Şahin Irmak: Konuklarımıza bugüne kadar sorulmamış, biraz muzip sorular yöneltiyoruz biz. Konuklarımızı biraz sıkıştırıyormuşuz gibi gözükse de elbette onları üzmeyecek ya da rencide etmeyeceğiz. Hep birlikte eğlendiğimiz bir bölüm olacak.

* Sizce Türk izleyicisi bu formata hazır mı?

- Şahin Irmak: BKM Mutfak’ta Yılmaz Erdoğan’ın bize söylediği çok önemli bir şey vardı: “Sahneye çıkın ve eğlenin. Siz eğlenirseniz seyirci de eğlenir.” Biz bu programı yaparken çok eğleniyoruz, dolayısıyla seyirciye de bu enerji geçer diye düşünüyoruz.
Eğlenmediğimiz bir işin içinde bulunmuyoruz zaten.
- Büşra Pekin: Bu İngiltere’de sekiz sene üst üste “Emmy” ödülü almış çok başarılı bir format. Biz o formatı kendimize uyarladık. İşin en güzel tarafı, anında seyirciden geri dönüş alabilmek. Sahnede olmak bana tedavi gibi geliyor.
- Sadi Celil Cengiz: İnsanlar televizyonu eğlenmek için seyrediyorlar, biz de bu işe eğlenceli olduğu için giriştik. Dizi çekerken sürekli tekrara dayalı çekim yapıyoruz ama burada tamamen performansa dayalı bir iş var, daha heyecan verici.

HATÇE VE KAZIM KADAR UYGUN KARAKTER YOKTU

* Bu programa başlamadan önce de Yılmaz Erdoğan’a danıştınız mı?

- Şahin Irmak: Evet, teklif geldikten sonra hem Necati Akpınar’a hem de Yılmaz Erdoğan’a danıştık. İkisi de destek verince içimiz rahat bir şekilde işe başladık.
- Büşra Pekin: Program formatını kime anlatsak herkesten olumlu yorumlar aldık.

* Farklı projelerde ikili olarak çalışmıştınız ama üçlü olarak ilk kez karşımızdasınız. Birbirinize uyum sağladınız mı?

- Şahin Irmak: Projede Hatçe ve Kazım dışında üçüncü birine ihtiyaç doğduğunda aklıma gelen ilk isim Sadi oldu. Sadi’yle hem çok iyi anlaştık hem de seyirci onu çok seviyor. Ayrıca şovdaki üçüncü tip ona çok uygun.
- Sadi Celil Cengiz: Kişisel olarak işle ilgili birtakım hassasiyetlerim vardır. İşin kalitesi ve kimlerle çalıştığım benim için çok önemli. Çalışırken huzurlu olmak istiyorum. Büşra ile zaten daha önceden çalışmıştım, Şahin’le de tanıştıktan sonra çok iyi arkadaş olduk. Yapımcı ve yönetmenimizle çok iyi anlaştık. Daha ne olsun...

* Hıyarlı Baba ve Havuçlu Anne’yi farklı bir formata taşımak ne derece doğru? Farklı tiplemelerle bu program yapılamaz mıydı?

- Şahin Irmak: Elbette başka karakterler de olabilirdi ama Kazım ve Hatçe bu programa çok uygundu.
- Sadi Celil Cengiz: Marjinal karakterler olmak zorunda. Gelen konuklara dolaysız soru sorabilecek en iyi karakterler de Kazım ve Hatçe.
- Büşra Pekin: Bir oyuncu her zaman farklı karakterleri canlandırmak ister. Biz de bu program için farklı karakterler kurguladık ama ne yaptıysak Hatçe ve Kazım kadar uygun olmadı.

“HIYARLI BABA TUTMAZ” DEMİŞTİK

* Bu karakterleri “Çok Güzel Hareketler”de kim yazmıştı?

- Şahin Irmak: Hıyarlı Baba’yı Eser’le birlikte skeç yazarken doğaçlama olarak bulmuştuk. Biz yazarken çok eğlenmiştik ama “Tutmaz bu karakter” diyorduk. Yanılmışız. Sonra iş büyüdü ortaya bir de Hatçe çıkıverdi.

* Konuklarınızı nasıl belirliyorsunuz?

- Büşra Pekin: Bizim için önemli olan işiyle gündeme gelen isimler olması. Bu şarkıcı da olabilir, oyuncu da, yazar da, futbolcu da...
- Şahin Irmak: Promosyon talk show’u olmayacağız. Gelip bizimle eğlenmek isteyen herkes konuğumuz olabilir.

* Programın ne kadarı yazılı metinden ne kadarı doğaçlamadan oluşuyor?

- Büşra Pekin: Sit-com kısmı yazılı ama talk show kısmı tamamen doğaçlama.
- Şahin Irmak: Konukla ilgili hiçbir şey yazılı değil. Konuğumuz mevcut durumun içine düşüyor ve oradan nasıl bir doğaçlama çıkarsa artık...

ANNEM, MEMLEKETTEN GELEN HERKESE NUMARAMI VERİYOR

* Ünlü olduktan sonra hiç tanımadığınız akrabalarınız ortaya çıktı mı?

- Şahin Irmak: Tanınmaya başladıktan sonra hiç tanımadığım 120 akrabamla görüştüğümü biliyorum. Bayramlarda hiç tanımadığım insanların evlerine annemi kırmamak için gidiyordum.
- Sadi Celil Cengiz: Annem, bizim memleketten gelen herkese telefon numaramı veriyor. Zaten bizim kuşağımızdaki ünlülere artık çok kolay ulaşılabiliyor. Geçmişin “dokunulamayan, görülemeyen ünlü” imajı artık yok. Çünkü hem bizim nesil toplumla ve kendiyle daha barışık hem de toplumun özgüveni daha yüksek.
- Şahin Irmak: Biz yine her gün Sadi ile kahveye gidip tavlamızı oynuyoruz, şöhreti yaşam tarzımızı etkilemedi.