Tüyü bitmemiş betonu yedirtmeyiz!

19 yaşında gazeteciliğe girmiş biri olarak, Hürriyet’te köşe sahibi olmaktan duyduğum heyecanı ifade etmek isterim.

Haberin Devamı

Biraz da gerginim açıkçası. “Nasıl yazacağım” diye değil. Komşu yazarlarla nasıl anlaşacağım diye.
Hiç benim tarzım insanlar değil bunlar ya. Hepsi kalkınma düşmanı, inşaat düşmanı! Ay bir çivi çakılmasın memlekete kardeşim! Başbakan’a nefes aldırmıyorlar, içerliyorum.
Misal Yılmaz Özdil! Sanki kendisi, gazetenin en kafa arazisini, üçüncü sayfayı parsellememiş gibi, üçüncü köprünün arazisine kafayı takmış! Orada inşaat alanı gün be gün çaktırmadan genişletilip, göller hafriyatla dolduruluyor, köylüler köylerden kışkışlanıp manda çiftlikleri kaldırılıyor diye kıyamet kopuyor ya. “Manda sütü, manda kaymağı devri bitti” filan bir yaygara bir yaygara. Manda kaymağı iyi bir şey mi? Kaç kalori, haberleri var mı acaba? Gider direkt basene yapışır! Biraz bilinçlenin ya!

Haberin Devamı

BENCE ÇEVRECİLERİN ARKADAŞ ÇEVRESİ YOK!

Mehmet Yılmaz ayrı bir tip. Urla’daki villalara sinir oluyor. Meğer o binalar 35 senelik değilmiş, iki sene önce o arsa boşmuş. Bu, müteahhidin becerisini ve proje bitirme hızını gösterir beyefendi! Sanırım kendi villası yok, haset yapıyor.
Kanat Atkaya ve Ayşe Arman
da ikide bir tutturuyorlar, ağaçtı, “Aman ormancııı, aman ormancıı”ydı! Bence günümüzde ağaçlara haddinden fazla önem atfediliyor. Örneğin, burnumun dibinde Maçka Parkı var, bir kere kışın gidiyor muyum? Hiç. Orası AVM olsa, ne güzel sıcak sıcak gezerdim. Ayrıca bu iktidar on iki yılda iki buçuk milyar fidan dikti haberiniz var mı? Aynı 12 yılda, ülkede 164 bin hektar orman alanı da kaybedildi! Ama niye kaybedildi bir sor? Bence doğal sebeplerden! Ağaçların eceli geldiyse devlet ne yapsın? Bak geçen gün salondaki devetabanı da kendi kendine kurudu. Bunlar hep kader.
Yetmedi, bir Melis Alphan var! Ay o kız takmış çevreye. Bence çevresi yok, ondan. Eş dost eksikliğinden bu konulara sardırmış. Üçüncü havaalanına karşı. Halbuki bence elleri değmişken dört, beş ve altıncısı da yapılsın. Bayramda filan kalabalık oluyor, sıkılıyorum. Hatta kanımca, her ilçeye bir havaalanı yapılsın! Yeşilyurt uzak, on dakikada evimize varalım. Esas o zaman gör sen Almanya’nın kıskançlığınıı! O Angela’nın gıdısı sinirden iyice şişer, pelikan gibi olur artık!

Haberin Devamı

BAŞBAKANIM MÜSTERİH OLSUN, BEN GELDİM!

Ahmet Hakan ikide bir “Boş buldukları yere, hop AVM” filan diye eleştiriyor caanım hükümeti. Bence bu çocuğun maddi durumu iyi değil. AVM’lerden alışveriş yapamıyor, hırsını böyle çıkarıyor, belli. Zaten ihtiyacı olmasa haftada iki gün program yapıp, altı gün yazı yazar mı? Bana mesela “Bir gün daha yaz” dediler, nasıl yalvar yakar kabul ettiim! Çünkü Allaha şükür durumum var.
İnanın şu an hemen bir AVM’ye abiye elbisenin altına Ugg botlar giyerek gidip, objektiflere poz veresim geldi! Aynı anda hem Ahmet Hakan’ı hem Melis Alphan’ı gıcık etmiş olurum!
Nedir bu ot böcek merakı canım? Vallahi geçen gece eve bir sivrisinek girdi, sabahı dar ettim. Ne gereği var? Bina iyidir, tesis iyidir. Ne kötülüğünü gördüler acaba betonun? Sürekli “Sokaklar şöyleymiş, ağaçlar böyleymiş”. Ama iktidarın dengesini bozmayınız!
Sayın Başbakanım, artık bu gazetede ben varım! Bak göğsüme vura vura söylüyorum! Tüyü bitmemiş kumun, çimentonun hakkını ben koruyacağım! Hürriyet’e beton gibi bir yumruk indiriyorum!
Ahahayt, kız ne güldüm kendime...

Haberin Devamı

Ayağı yere basan bir İstanbul projem!

KANAL İstanbul’a laf edenler “Halk yalıda oturmasın” diyen elitler bence! Ama korkarım tek kanal, yalı alma açısından yine bütçeyi zorlayacak. Aslında tek kanallı dönem eskide kaldı, keşke yedi-sekiz tane yapılsa, fiyatlar inse.
Gerçi benim şu projemle tüm Boğaz bir yalı mahallesi haline gelecek:
Avrupa-Asya arasına yüz metrede bir kazıklı yol yapalım! Ortası çift şeritli şöyle, iki yanında da yeni yalılar! Boğaz boyunca 300 kazıklı yol! “Boğaz’ın ayağı yere bassın” projesi! Hesapladım, belgelerle konuşuyorum! Bu yollara 60 bin yalı dikilebilir! Ortalama 10 milyon dolara satsan, altı yüz bin tane milyon dolar eder! O sayıyı nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum, ağzıma büyük geldi! (Geçen gün birinin evinde 30 milyon avro kalmış dedilerdi, onun aylık faizini hesaplarken de aynı kafa karışıklığı oldu, neyse. Ne gülüyonuz? Ya siz var ya siz!) Sanırım altı yüz milyar dolar deniyor bu paraya. Türkiye’nin dış borcu 214 milyar dolar, 2012 bütçe açığı ise 21 milyar dolar. Yani projemin geliriyle tüm borçlarımızı ödeyip, kalan parayla 3650 adet şıkır şıkır AVM yapabiliriz! Bence dahiyane!
Ama yaptırırlar mı? Boğaz’ın akıntısı kesilir de, çevreydi de, balıktı da. Hürriyet’çiler vır vır konuşur en başta! Ay sırtımızda bir kambur bu gazeteciler Başbakanım! Arkadaş, bir kere balık feci kokan bir şey! Konservesini yiyin temiz temiz! Ayrıca, lüfer, hamsi olmaz ama, kazıklı yollar arasındaki göllerde mükemmel sazan yetişir. Ki bence ülkede şu an arzu edilen şey de, bol bol sazan!
Belki belediye başkanlığına bağımsız adaylığımı koyarım. Dombra şarkısı çalınca, şarkıcının sesinden mi ne bir korkup ürperiyorum! Ama madem anonim ve popüler, kampanya şarkısı olarak kullanabilirim. İsmim nakarata kısa geliyor, “Recep Tayyiip Erdooğan” gibi olmuyor. Şöyle söylenebilir: “Gülse Birsel bir daahiii!”

Yazarın Tüm Yazıları