Savcı Öz’e inceleme
Güncelleme Tarihi:
ODATV davasının tutuksuz sanığı gazeteci Nedim Şener, suç unsuru içermediği tespit edilen ve kanun gereği imha edilmesi gereken telefon konuşmaları üzerinden kendisini sorgulayan, tutuklamaya sevk eden ve bu konuşmaları iddianameye koyan Ergenekon soruşturmasının eski savcısı Zekeriya Öz’ü hakkında Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) yaptığı şikayet sonucu başlatılan inceleme kapsamımda İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Ercan Altuncu’ya müşteki olarak ifade verdi.
Şener ifadesinde Öz hakkındaki soruşturmanın, Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a suikast düzenleneceği iddialarına ilişkin telefonlarının dinlemesine neden olan sahte ihbarı yapan kişi yönünde genişletilmesini istedi.
BİLAL ERDOĞAN’A SUİKAST İDDİASI KAPSAMINDA DİNLENMİŞ
17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının eş başsavcıvekili iken soruşturmadan alınan ve daha sonra da Bolu’ya düz savcı olarak atanan Zekeriya Öz hakkında Şener’in şikayeti üzerine HSYK’nın başlattığı inceleme kapsamında müşteki olarak ifade veren Şener, ifadesinin ardından yaptığı açıklamada 2009’da M. Yılmaz isimli sahte ihbar nedeniyle Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a suikast düzenleneceği iddialarına ilişkin 2 kez 3’er aylık süre ile dinlendiğini belirtti.
“ÖZ ÜÇÜNCÜ DİNLEME İÇİN İZİN VERMEDİ”
Daha önce yapılan iki dinlemede herhangi bir suç unsuru bulunmadığı için üçüncü kez dinleme izni verilmediğini, izin vermeyen savcılardan birinin de Zekeriya Öz olduğunu hatırlatan Şener, kendisine ne gerekçeyle dilendiğine dair de bilgi verilmediğini ifade etti. Suç unsuru tespit edilmeyen tapelerin imha edilmesi gerekirken Odatv davasının soruşturma dosyasında kullanıldığını hatırlatan Şener, şunları söyledi: “Bu konuda görevi kötüye kullandığına dair HSYK’ya suç duyurusunda bulunmuştum. HSYK bununla ilgili inceleme başlatılmasına karar vermiş. Soruşturmanın, ihbarı yapan yönünden de genişletilmesini istedik.
“POLİS TARAFINDAN YAPILAN SAHTE İHBARDI”
Polis tarafından yapılmış sahte bir ihbardı. Çünkü o günkü polis teşkilatının hedefi konumundaydım. Onların sahte ihbarı üzerine M. Yılmaz isminde gelen sahte ihbarın içinde, benim Dink cinayetine benzer bir cinayet işleyecek şebekenin, grubun üyesi olduğum anlatılıyordu. Böyle bir ihbar karşısında savcının ve polisin çok geniş ve etraflı bir soruşturma yapması gerekirdi.
“YALNIZ BENİ DİNLEDİLER”
Ancak burada ihbar mektubunda birçok isim yazmasına rağmen yalnızca benim ev ve cep telefonlarım dinlenmeye alındı. İhbar mektubu 6 Mayıs’da gelmişti. Buna rağmen Zekeriya Öz, 22 Mayıs’da dinleme kararını almıştı. Cinayet işleyecek ekibin içinde olacak bir kişi, muhtemelen o süre içinde de bu eylemi gerçekleştirebilirdi. Eğer Bilal Erdoğan’a bir suikast yapacaksam bunun mutlaka açığa çıkarılması gerekirdi.
SORULARI KENDİSİNİN HAZIRLAMASI GEREKİRDİ
İfade alma sırasında soruların çok saçma ve gazete haberlerine dayalı olarak hazırlandığını söylediğimizde, ’dosyayı zaten ben değil polisler hazırladı önüme koydu’ dedi. Oysa adli soruşturmanın kendisi tarafından yapılması lazım. Soruların kendisi tarafından hazırlaması gerekirdi. Görevini ihmal ettiği için bunları da kayda geçirdim. Şimdi HSYK ilgili kurul soruşturma açılıp açılmayacağına karar verecek. Ondan sonrada Zekeriya Öz’ün ifadesini alacaklar. “