‘Bağımlı’ olan insan bağımsız düşünemez

CUMARTESİ sabahı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yönetim kurulu olarak gazete ve haber ajanslarının yöneticileriyle biraradayız. Konu başlığımız şöyle:

Haberin Devamı

- Günümüz Koşullarında Gazetecilik.
Önce TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in sunumunu izledik:
- Gezi eylemlerinin etkili olduğu 27 Mayıs-30 Eylül 2013 döneminde 153 gazeteci darp edildi. 39 gazeteci gözaltına alındı. 2013’te darp edilen gazeteci sayısı 186’ya ulaştı. Darp yelpazesinin genişliğine işaret etti:
- Örneklerden görüldüğü gibi Sabah’tan Doğan Haber Ajansı’na, Zaman’dan Yeni Akit’e, Evrensel’den İhlas Haber Ajansı’na, Habertürk’ten El-Cezire’ye, Anadolu Ajansı’ndan TRT’ye, Agos’tan Radikal’e, Star Gazetesi’nden Sözcü’ye, Birgün’den yerel yayın organlarına kadar birçok kuruluştan meslektaşımız darp listesinde yer alıyor.
Cezaların dökümünü yaptı:
- 2013’te “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla 8’i gazeteci toplam 11 kişiye 3 yıl 7 ay 7 gün hapis, 59 bin 700 lira para cezası verildi.
Ardından sansür örneklerine değindi:
- 2013’te 12 internet sitesi, 6 film, 5 Facebook sayfası, 3 gazete, 1 kartpostal, 1 konser, 1 klibin sansür edilmesi dahil, toplam 31 sansür olayı oldu.
Televizyon ve radyolara RTÜK etkisine dikkat çekti:
- Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 2013’te televizyonlara 324 uyarı, 1208 para cezası, radyolara da 124 uyarı, 92 de para cezası verdi.
Bu durumun dünyaya yansıması üzerinde durdu:
- ABD merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CJP) “Basın Özgürlüğünün Risk Altında Olduğu Ülkeler Raporu”nda Türkiye ilk 10 içinde yer aldı. Amerikan düşünce kuruluşu Freedom House da, Türkiye’de basın özgürlüğünün gerilediği görüşüne yer verdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yolunu tutanları anımsattı:
- AİHM, 2’si gazeteci 29 kişi ve 11 yayın kuruluşunun açtığı davalarda Türkiye’yi toplam 198 bin 935 Euro tazminat ödemeye mahkum etti.
3 saatlik tartışma sonrasında Dünya Gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt, toparlayıcı konuşmasına Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun sıkça kullandığı sözle girdi:
- Ülkemizde defosu olmayan vatandaşımız çok azdır.
Sonra iş dünyasını, vatandaşları “bağımlı” yapan alanları sıraladı:
- Türkiye’de kayıtdışılık oldukça yüksek. En küçük bir noktasında kayıtdışılık olan, devletten, hükümetlerden korkar. Teşviklerden yararlan, devlete, hükümete bağımlılık hisseder. Kamu bankalarından kredi kullanan bağımsız hareket etmeye çekinir.
Konuşmasını şöyle bağladı:
- “Bağımlı” olan insan bağımsız düşünemez...
Başka söze gerek var mı?

Haberin Devamı

‘81 ilden 81 annenin çay buluşması’na seçim molası olur mu

Haberin Devamı

RİZE Ticaret Borsası (RTB) ve Çaykur’un desteğiyle 10-12 Nisan’da İstanbul’da Uluslararası Çay Fuarı ve Forumu düzenleyecek olan Trio İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Cingöz ve Genel Müdürü Feraye Özfescioğlu’nun davetiyle geçen hafta Rize’ye gittik. Meslektaşlarım Abdurrahman Yıldırım ve Celal Toprak’la birlikte Rize Valisi Nurullah Çakır’la sohbet fırsatı yakaladık.
Çakır, kentin ekonomisinin temelini oluşturan çayın yanısıra turizmi de daha fazla öne çıkarmayı kafasına koymuş:
- Kültür ve Turizm İl Müdürümüze Berlin’deki Turizm Fuarı’na katılım dururumuzu sordum, “Kaynak sorunu var” cevabı verdi. Bu yıl bir ekip gönderiyoruz. İstanbul’daki EMITT Fuarı’nda Rize standı Kültür ve Turizm Bakanlığımızın ilgisini çekmiş. Bizim Dubai’deki fuara ayrı standla katılmamızı istediler.
Sohbet arasında “81 ilden 81 anne Rize’de çayda buluşuyor” projesinden söz etti:
- Geçen yıl mayıs ayında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’yle birlikte “81 ilden 81 üniversite öğrencisinin annesi Rize’de çayda buluşuyor” projesini hayata geçirdik. Çok da iyi oldu.
- Bu yıl da yapacak mısınız?
- Seçim var diye programa almadık.
Yıldırım, Toprak
ve ben aynı anda itiraz ettik:
- Annelerin buluşmasının seçimle ne ilgisi var?
Haksız mıyız?

Yazarın Tüm Yazıları