‘Piyasaya gelmiş’ muamelesi istemiyoruz

Denizli’de 16 yaşındaki bi kız çocuğunun 30 yaşında biri tarafından tecavüze uğradığı iddiasına karşılık savcı, kızın kendi rızasıyla birlikte olduğunu söylemişti.

Haberin Devamı

Bunu da birlikte bira içmelerine dayandırmıştı. Niye şaşırıyorsam, 13 yaşında çocuğun 32 tane kocaman yaşlı başlı adamın tecavüzüne uğraması bile, ‘kendi rızası’ olarak geçti tarihe... Aklıma geldikçe deliriyorum, o korkunç adamlarla bile empati yapabiliyorum ama savcıyla yapamıyorum maalesef!

İzmirliler bilir, her parkın içine bi jet, ne bileyim tarihi bi savaş uçağı koyarlar. O parklardan biri de babaannemlerin mahallesinde. Bir sabah, 13-14 yaşlarında bir kız çocuğu parkta çırılçıplak o uçaklardan birinde asılı şekilde bulunmuştu. En son akşam saatlerinde kızı parkın içinde birileriyle konuşurken görmüşler, sonrası zaten korkunç! Olaydan daha korkunç bir şey varsa o da mahallenin kadınlarıydı maalesef. Herkes tek bir ağızdan, “Gecenin vakti tek başına bi kızın ne işi varmış orada” diyordu. Üstelik zannetmeyin bu mahalle öyle tutucu bir mahalle olsun, alakası yok. Zaten hep böyle değil mi, “Ne işi varmış adamın evinde”, “O da o arabaya binmeseymiş”, “Öyle giyinirse olacağı bu tabii”. Suçlu hep kadın anlayacağın, “O da kendini korusaymış canım” durumu.
Üveylikle büyüyen bir çocuk olduğum için, en fazla duyduğum ikazlardı, “Kapını kapat”, “Öyle kıkırdama”... Olur da bir hata olursa(!) kapısını kapatmayı unutan çocuğun hatası olacak. Erkek bu, yapar, bakar, saldırır. O yüzden de hayatımız hep “Benim yüzümden” ezilmesiyle, her olayda “Keşke yapmasaydım” iç çekişiyle devam ediyor. Çünkü büyükler tarafından, bize sorulmadan, ‘kendi rızasıyla’ damgası vuruluyor. Sonrasında da cinsellik ayıp, günah...
Biriyle iki kadeh bişey içince, onunla sevişmek zorunda değiliz. Ya da birini evimize davet edince...
Ya ‘yollu’ ya ‘Kezban’
Okul, iş, otobüs ne bileyim her yerde kadın ve erkek sürekli dipdibe yaşarken, kendimizi devamlı cinsel saldırılardan korumak ne kadar korkunç bilemezsin. Arkadaşlık diye bir şey var, insanlık diye bir olay var en önemlisi. Gece dışarı çıktığımız zaman, ‘piyasaya gelmiş’ muamelesi görmek istemiyoruz mesela. Dans etmenin, eğlenmenin kötü olduğunu da düşünmüyorum. “Şimdi bu saatte eve gitmeyeyim, babam etlerimi kerpetenle kopartır” diye diye saçma sapan evlerde kalmamız daha mı iyi? O son otobüsle eve giderken Müge Anlı’nın bütün bölümleri tek tek gözümüzün önünden geçiyor. Allah’a en fazla dua ettiğimiz saatleri o otobüsten inip, eve koşarken yaşıyoruz. Bir de kafamız çok karışık, cinsellikten rahat bahsedince ‘yollu’, biraz kendimizi çekince ‘kezban’ oluyoruz. Üniversiteyi Ankara’da okumuştum, ilk yıl şort giydim diye okuldan uyarı almıştım. Etrafımdakilerin “Kesin kaşar bu” bakışlarından bahsetmiyorum bile.
Erkekler için ne kadar korkunç bir yafta aslında. Potansiyel sapık gözüyle bakılıyorsun. Beynin yokmuş gibi, düşüncelerin sadece sapkınlıktan ibaretmiş gibi davranan kadınlarla dolu etrafın.
Uzun lafın kısası, kriptolu telefonların bile dinlendiği yüzyılda, şu çağda, şu yazıyı yazmak bile utanç verici...

Yazarın Tüm Yazıları