General Electric’teki siyah kuşaklı Türk

GENERAL Electric piyasa değeri açısından dünyanın en büyük şirketi.

Dow Jones endeksinin kurulmasından bu yana burada kalmayı başarmış tek şirket.

Uçak motorlarından, medyaya, beyaz eşyadan finansal hizmetlere faaliyet gösterdiği 11 alanda yılda 135 milyar dolarlık satış gerçekleştiriyor.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde 260 bin kişi çalıştırıyor.

Bunlardan yaklaşık 2 bini üst düzey konumda.

Geçenlerde İstanbul’da, General Electric’te böyle bir konuma gelmeyi başarmış bir Türk’e rastladım:

GE Sağlık Hizmetleri’nin Global Finans Programları Direktörü Derya Biren.

Biren
Boğaziçi Üniversitesi’nden kimya mühendisliğinden mezun... ABD’de pazarlama üzerine yüksek lisans yaparken GE tarafından keşfedilmiş.

ABD’de bu iş böyle...

Büyük şirketler beyin avcılığına resmen üniversite kampusunda başlıyorlar.

Neticede Derya Biren 12 yıldan beri General Electric’te çalışıyor.

Dünyanın çeşitli kentlerinde, şirketin çeşitli bölümlerinde görev yaptıktan sonra ‘GE Tıbbi Sistem’de finansla ilgilenmeye başlıyor.

Bu arada bir parantez.

General Electric’te bir bölümden diğerine nasıl geçildiğini merak ediyorum.

Şirketin insan kaynakları bölümü, her yıl çalışanlarla teke tek görüşmeler yaparak performansını ölçüyormuş.

CEO’lar dahi ‘Bu yıl şirkete katkıların nedir’, ‘Başarını nasıl değerlendiriyorsun’ gibi sorulara muhatap oluyormuş.

Şirket için terfi de performansa göre.

Derya Biren ‘GE Tıbbi Sistem’e geçer geçmez bölümü tek bir finans sistemi altında birleştirmek için bir proje başlatmış.

Proje o kadar başarılı olmuş ki, bu ona 2003 yılı temmuz ayında ‘GE Başkanlık Ödülü’nü kazandırmış.

Ayrıca kalite artırma programı ‘Six Sigma’yı başarılı bir şekilde uyguladığı için ‘siyah kuşak’ sahibi.

‘GE Tıbbi Sistem’ geçen yıldan itibaren bilişim ve bio-teknoloji alanında faaliyet gösteren iki şirketi 21 milyar dolara satın alarak verdiği sağlık hizmetini genişletiyor.

‘GE Sağlık Hizmetleri’ adını alıyor.

Derya Biren, şirketin genel merkezini İngiltere’ye taşıması üzerine ailesiyle birlikte Milwaukee’den Londra’ya geçiyor.

Global Finans Programları Direktörlüğü’nü yaptığı şirketin yıllık satışı 15 milyar dolar.

Yani General Electric’in yıllık satışının yüzde 10’dan fazlasını gerçekleştiriyor.

Peki GE’nin başarısının sırrı nerede?

Cevap şöyle: ‘Geleceğe yönelik yatırım’, ‘kalite arayışı’ ve ‘şeffaflık’.

Bir tanıtım fırsatı daha kaçıyor

WASHINGTON Post
Gazetesi, Washington’da 2 ve 3 Ekim tarihlerinde yapılacak IMF ve Dünya Bankası toplantıları için bir Türkiye eki yayınlamaya karar vermiş.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bir makalesinin yayınlanacağı 1 Ekim’de yayınlanması planlanan eki en az 2 milyon Amerikalı okuyacak. Ancak yeterli ilan toplanamadığı için ekin 1.5 sayfada kalma tehlikesi mevcut.

19 Mayıs tarihinde bir Türkiye eki çıkartan New York Times da yine ilan gelmediği için 1 sayfa yayınlanmıştı.

Perge’de sütun Bursa’da tabela

ANTİK
Perge’nin kazıları 1985 yılından beri sürüyor.

Kazı Başkanı Prof. Haluk Abbasoğlu, maddi koşullar nedeniyle kazıları sürdürmekte zorlanıyor.

Bu yüzden eylül başında ‘Perge’de Sen de Bir Sütun Dik’ kampanyası başlıyor.

Toplanan paralarla Roma döneminden 40 sütun yerine dikiliyor.

Kampanyanın arkasında Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı var.

Zaten Perge kazı başkanı Prof. Abbasoğlu da vakfın üyeleri arasında.

Vakfın ne yaptığına gelince...

Ona geçmeden önce küçük bir anekdot.

Geçenlerde yakın bir dostumun tanıdığı aradı. Şişli’de oturduğu evin bahçesinden tarihi bir duvar görülüyormuş. Ancak duvar şu anda başlatılan inşaat nedeniyle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Endülüs tarzı pencerelerinden, vitrayından bunun eski bir duvar olduğunu anlamış, Anıtlar Kurulu dahil bir sürü yere başvurmuş duvarı belki kurtarabilirim diye. Tahmin edebileceğiniz gibi uyarılara pek de kulak asan olmamış. Kadıncağız hálá duvarı kurtarma peşinde...

Eski bir belediye başkanının Tarlabaşı’nda tarihi evleri yıkıp ‘zaten bunlardan bizde çok var’ dediği bir ülkede bir duvarı kurtarmaya çalışan kültür ve tarih severlerin sayısı kabul edin ki pek az.

Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın amacı işte bu sayıyı artırmak. Yani tarihi ve kültürel mirası tanıtmak, sevdirmek, sahip çıkmayı öğretmek. Geçen yıl okul çocukları arasında bu bilinci yerleştirmek için ‘Kültür Karıncaları’ projesini başlatmış olan vakıf bu yıl da başka bir projeye Bursa’da start vermiş.

Tarihi yerleri tanıtmak için tabela yerleştirme projesi bu.

Düşünün yolda giderken İstanbul’da günde kimbilir kaç kez bir tarihi eserle karşılaşıyoruz.

Gözlerimiz belki aşina ama gördüğümüzün tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz.

Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı, tarihi yerleri tanıtma ve bilgilendirme işine Bursa’dan başlamayı seçmiş.

Osman Gazi Türbesi, I. Bayezid Türbesi, Bursa Muradiye Külliyesi, II. Murad Türbesi ve diğer yerlere dikilen tabelalarda eserin ne zaman, kimin tarafından yapıldığı gibi bilgiler bulmak mümkün.

Ne gördüğünü bilmek, tanımak ve sevmek. Kültür bilinci ancak böyle yerleşebilir.
Yazarın Tüm Yazıları