Ya kaç ya istifa et

Güncelleme Tarihi:

Ya kaç ya istifa et
Oluşturulma Tarihi: Şubat 26, 2014 01:00

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydıyla ilgili, “Yarın, öbür gün yeni şeyler de çıkacak. Benim tavsiyem, helikopteri al, ya yurtdışına kaç ya başbakanlıktan istifa et. Devleti soyan başbakanlık koltuğunda oturamaz” dedi. CHP grup toplantısında ‘17 Aralık Operasyonları’ kapsamında kamuoyuna yansıyan ses kayıtlarını dinletmeye dün de devam eden Kılıçdaroğlu, TBMM TV ve bazı TV’lerin yayını kesmesini salondakilere duyurarak, “Niye kestiriyorsun? Yalan mı bunlar? Senin Başbakan’ın hırsızlık yapıyor, bunları açıklamayacak mıyız?” diyerek duyurdu.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

AĞRI DAĞI KADAR GERÇEK

İnternette yayınlanan telefon görüşmesi kaydını ses mühendislerine sorduk. Dikkatli olalım dedik. ‘Hiç meraklanmayın’ dediler. Tamamı gerçek. Bu konuşmaların tamamı doğrudur. Biz en az 3-4 kanaldan doğrulattık. Ağrı Dağı, Erciyes Dağı ne kadar doğru ve gerçekse bu tutanaklar da o kadar doğru, o kadar gerçek. Hayatı yalan söylemekle geçen bir Başbakan’dan bir şey beklenmez. Benim üzüldüğüm, ona hâlâ inanan yurttaşlarım. Daha arkası gelecek bunların. Nasıl milletin önüne çıkıyorsun, nasıl milletin yüzüne bakıyorsun. Ar damarı yok mu?

ÜZÜLDÜĞÜM ÇOCUKLARI

Bir ülkenin başbakanı kendi ülkesini soymakla görevlendirilmiş adeta. Emin olun Erdoğan’a üzülmüyorum, üzüldüğüm çocukları. Yazık değil mi o çocuklara, kendi hırsızlığına ortak ediyorsun. ‘Yolsuzluğu ört’ diye sana kriptolu telefon verilmedi. ‘Devletin sorunlarını, işlerini konuş’ diye sana kriptolu telefon verildi. Erdoğan’a artık ‘Başbakan’ denilemez. Hükümetin meşruiyeti bitmiştir. Yalancıdan başbakan olmaz, hırsızdan başbakan olmaz. Cumhuriyet tarihinde ilk kez halkını soyan, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen bir Başbakan’la karşı karşıyayız. Hayatımın en üzüntülü gününü yaşıyorum. Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin. Allah kimseyi yolundan şaşırtmasın. Bu yolsuzluğun üzeri kapatılamaz.

Haberin Devamı

TABLO ÇOK DAHA NET

Başbakan Erdoğan, 17 Aralık Operasyonu sonrasında ‘Oğlum Bilal üzerinden bana ulaşmak istiyorlar’ yönünde bir açıklama yaptı. O zaman toplum bunu pek kavrayamadı. Bugün o tablo çok daha net önümüzde duruyor. Ben Recep Tayyip Erdoğan için özel bir deyim kullanmıştım, ‘Başçalan’ diye. Bazı arkadaşlar beni eleştirdiler, ‘Bir Başbakan’a Başçalan denir mi? Çok ağır bir ifade’ diye. Ama artık bugün anladık ki kendisi Başçalan. İnternete düşen ses kayıtları bütün gerçekleri ortaya koyuyor.
Erdoğan’a bir çağrı yapıyorum: TİB kayıtlarını yayınlayın. Sen sahte mahte ayaklarını bırak. Devletin kayıtlarını yayınla.
Yayınlayamaz.

TEKİN’İN ÖLÜMÜ VE YOLSUZLUK

17 Aralık’ı artık hepimiz ezberledik. 2 önemli olay oldu. 1’inci olay genç bir çocuk Salih Yiğit Tekin, TBMM önünde “Açım” diyerek kendisini yaktı ve 10 gün sonra da yaşamını yitirdi. Hangimizi hatırlıyoruz? Gencecik birisi, tek çare olarak TBMM’yi görüyor. 2’nci olay, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu. Hepimiz, bütün dünya biliyor. Bilmek istemeyen bir tek kişi var. Onun da artık cilaları ağır ağır dökülüyor. Utanmıyor da zaten. Farklı bir insan, bizim halkımızın alışık olmadığı bir tip bu. İlk kez Cumhuriyet tarihinde bir bakan da istifa ederken yolsuzlukların asıl kaynağının Başbakan olduğunu ifade etti.

Haberin Devamı

KENDİNİ SATMIŞ BİR ADAM

Reza Zarrab diye bir isim çıktı ortaya. 4 bakanı teslim alan bir Reza Zarrab. Devletin bütün bilgilerine ulaşma kanalları açan Reza Zarrab. O kadar teslim almış ki 4 bakanı, İçişleri Bakanı Reza Zarrab’a telefonda, ‘Sana bir şey olmaz. Sana kimse dokunamaz. Senin telefonların dinlenmiyor, sana bir şey olursa ben önüne yatarım’ diyebilecek kadar kendisini satmış bir adam. Bunlar bütün milletin gözü önünde oldu.

ERDOĞAN’DAN BEKLEDİĞİMİZ

Biz şunu bekledik: Sayın Başbakan çıkacak televizyonların önüne, diyecek ki, “Kardeşim bu ülkede yolsuzluk mu var, sonunu kadar gideceğim. Gitmeyen namerttir” diyecekti. Ama gitmedi. “Sonuna kadar gideceğim” diyecek ki, o zaman biz ne diyecektik? “Helal olsun Başbakan’a. Başbakan dediğin böyle olur işte. Oğlu da olsa bakanları da olsa yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidiyor” diyecektik. Ama tam tersini yaptı.

Haberin Devamı

ŞEYTANIN AKLINA GELMEYEN

Yolsuzluğun ve rüşvetin boyutları o kadar büyük ki bunu örtecek bir bez daha dünyada üretilmedi. Bunların bir bakanı var, Sayın Babacan demiş ki, ‘Bizde olana yabancılar bir türlü anlamıyor, anlamakta zorluk çekiyorlar.’ Şeytanın aklına gelmeyeni yapıyorsunuz yabancıların nasıl aklı erecek bu işe? Ahlaklı adamlar onlar. Yolsuzluk iddiası oldu mu derhal görevini bırakır,
istifa eder. Topluma, insana, inanca saygısı var. Senin gibi saygısız değil ki.

BAYKAL’IN HESABI YOK

2010’da yayınlanan ‘Wikileaks’ belgelerinde, dönemin ABD Büyükelçisi tarafından Washington’a gönderilen kriptoda, Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 hesabı bulunduğu belirtilmişti. Kendisi bu iddiayı ortaya atanlardan ulusal ve uluslararası mahkemelerde hesap soracağını söylemişti. Başvuru yaptı mı, dava açtı mı? Eski Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal hakkında da böyle bir iddiada bulunulmuştu. O, namuslu her siyasetçinin yaptığı gibi başvurusunu yaptı, ‘İsviçre bankalarında hesabım var mı, yok mu bana bildirin’ dedi. Resmi cevabı aldı. Hesabı yok.

Haberin Devamı

Önce dinletti sonra okudu

Ya kaç ya istifa et

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Baba- oğul Erdoğan” ses kaydını önce dinletti, sonra da kürsüden şöyle okudu:

BABA SENİN PARA VAR KASADA

“Bakın değerli arkadaşlarım, ‘Başçalan’ diyorum, bilinçli söylüyorum. Operasyonun yapıldığı sabah, sabah saat 08.00’i 2 geçiyor ve Başbakan oğlunu arıyor: ‘Oğlum, senin evinde ne var ne yok? Sen bunları çıkar, tamam mı?’ diyor, sabahın 8’i. O anlayamıyor tabii, bir iki sefer soruyor –dinlediniz- ‘Bana bir daha anlatır mısın?’ diyor, sabah mahmurluğu, anlayamıyor tabii. Sonra, o da cevap veriyor: ‘Bende ne olabilir ki baba, senin paran var kasada’ diyor.

Haberin Devamı

KARANLIKTA HALLEDECEĞİZ

Aynı gün saat 11.17, ‘Sıfırlayın” dedikten sonra aileyi topluyorlar, bütün aile bir arada, amca, dayı, yeğen, kardeşler, parayı nasıl yok edecekler, sıfırlayacaklar, onun arayışı içindeler ama Erdoğan rahat etmiyor, bir daha soruyor; ‘Parayı tümüyle sıfırlamakta fayda var’ diyor. Bilal de ‘Evet, tamamıyla sıfırlayacağız inşallah’ diyor. Aynı gün öğleden sonra saat 15.39, yine Erdoğan soruyor; ‘Sana verdiğim görevler tamamlandı mı, tamam mı?’ diyor. Bilal, ‘Bir kısmını hallettik, geri kalan kısmını da karanlık olunca halledeceğiz’ Çünkü gündüz evden çıkaramıyorlar polis takibi nedeniyle. ‘Karanlık olunca halledeceğiz’ diyor.

PARAYI SIFIRLADINIZ MI

Aynı gün gece saat 23.15, Bilal söylüyor; ‘Büyük ölçüde şey yaptık’ diyor. Erdoğan soruyor; ‘Büyük ölçüde şey yaptık derken parayı sıfırladınız mı?’ Bilal: ‘Bir 30 milyon Avro gibi bir miktar daha var.’ Dikkatinizi çekiyorum, ‘Bir 30 milyon Avro gibi bir miktar daha var.’ Yani henüz daha sıfırlayamamışlar. ‘Şey yapamadık, eritemedik henüz’ O gece geçiyor, ertesi gün saat 10.58, yine baba soruyor. ‘Tamamen sıfırlandı mı?’ ‘Hâlâ para var, Samandıra ve Maltepe’nin paraları var’ diyor, o rakamları veriyor ve Erdoğan uyarıyor; ‘Konuşma, açık konuşma, izleniyoruz’ diyor.”

‘Alo Cemil’ hattı yayını kesti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan'a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarını dinlettiği sırada TBMM TV’nin yayını kesmesine CHP’liler tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, TBMM TV’yi ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret ederek, görüştü. Çıkışta konuşan Muharrem İnce, şunları söyledi: “Meclis Başkanı’nın konuşmalarından anladık ki talimatı veren kendisi. Yani 'Alo Fatih' hattından sonra ‘Alo Cemil’ hattı kurulmuştur. İnternette 2 milyon kez izlenmiş bir görüntüyü, anamuhalefet partisinin genel başkanı konuşurken sansürlemek, yasaklamak kimsenin haddi değildir. Bugün Başbakan’ın 'Alo Cemil' hattını kullandığını tahmin ediyoruz. Çalmaya utanmıyorlar ama yayınlamaya utanıyorlar.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!