Ordu’da ‘dönme dolap’

Büyükşehir olması için İstanbul’dan 60 bin nüfus kaydı-gitti-geldi.

Haberin Devamı

LİBERAL Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker, Ordu’da ortaya çıkan bir ‘siyasi hile’yi anlatıyor:
“Ordu’nun büyükşehir statüsüne alınabilmesi için nüfusunun 750 binin üzerine çıkması gerekiyordu.
Tüm uyarı ve itirazlara rağmen, kâğıt üstünde iki sene içinde nüfus 710 binden 760 bine çıkarıldı.
Liberal Demokrat Parti, bu oyunu defalarca “Ordu’nun nüfusunu iki senede 50 bin arttırabilen güç, her seçimi kazanır” diyerek kamuoyunun ve basının dikkatine sunmaya çalıştık.
Pazar günü Sakarya ziyaretimde, dönen ‘dolabın’ somut örneğini birebir dinledim.
25 senedir ailesi ile Geyve’de yaşayan bir vatandaşımıza ve ailesine muhtardan “Nüfus kaydının nakli Ordu’dan geldi” haberi geliyor.
Vatandaş şaşırıyor. Benim kaydım 25 senedir Sakarya Geyve’de diyerek durumu inceliyor. Kendisinden habersiz, nüfusunun sahte imza ile Ordu’ya nakledildiğini, TBMM’de Ordu büyükşehir statüsüne kavuştuktan sonra, tekrar geri gönderildiğini öğreniyor.
Konuyu belgeleri ile muhalefet partilerine iletiyor, ancak onlardan da “Şimdi Ordu’nun büyükşehir olmasına karşı çıkar bir pozisyonda görünmeyelim” denilerek destek alamıyor.
Ülkenin her yeri ‘dönme dolap’ ama Ordu’daki böyle çalışmış.
Toker’in yazdıklarına bizim de bildiklerimizi ekleyelim:
“Bu iş, ‘taklacı bakan’ olarak bilinen ve ‘açılımdan’ ötürü başı yenen ve AKP’den istifa eden eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin tarafından organize edilmişti. Bu işleme karşı çıkan Ordu Nüfus Müdürü görevden alındı. İstanbul’daki Ordu dernekleri yoğun bir çalışma yaptılar. Yeni nüfüs müdürü kayıtlar üzerinde yoğun bir çalışma yaptı. İstanbul’daki nüfus kayıtları Ordu’ya taşındı. Bir süre sonra da yeniden İstanbul’a gönderildi. Bu arada da Ordu’nun büyükşehir olması için gerekli yasa çıkarıldı.”

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“17 Aralık operasyonunu 24 operasyon izleyecekti. Bütün bu operasyonların önünü kesmek için savcıları görevden almak, polisleri sürgün etmek, iletişim yasağı gerektiriyordu. AKP onu yaptı. 30 Mart klasik bir belediye başkanlığı seçimi değildir. Ya demokrasi ve özgürlüğü tercih edeceğiz ya da otoriter yapıya onay vereceğiz.”
(CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin)

Haberin Devamı

Dünya zulümle fitne fesatla harap olmaz

ESKİ DPT müsteşarlarından İlhan Kesici, ‘Vakıf 2000, Ankara’da Yavuz Ege ve Emin Sazak’ın katıldığı panelde, Türkiye’nin ekonomik görünümü, gelişmeler ve riskler üzerindeki konuşmasına meşhur Osmanlı paşası Keçecizade İzzet Molla’dan bir beyit okuyarak başladı. (Keçecizade İzzet Molla, Tanzimat bürokrasisinde çok uzun seneler Sadrazamlık, Hariciye Nazırlığı yapmış meşhur Fuat Paşa’nın da babasıdır.) “Meşhurdur ki fısk (zulm) ile olmaz cihân harâb/ Eyler anı müdâhane-i âlimân harâb.”
“Dünya zulümle, fitne fesatla harap olmaz. Onu asıl harap edecek olan şey bilginlerin, önde giden insanların, kurumların yönetimlere dalkavukluğudur.”
Kesici’nin kalabalık bir bir grup tarafından ilgiyle dinlenen konuşmasını Mehmet Necati Güngör erzurumajans.com/yazar/33119-ekonominin-durumu.html’den okuyabilirsiniz.

Haberin Devamı

Sayın Başbakan benim de çocuğum yok!

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Sivas mitinginde Devlet Bahçeli’yi ima ederek “Aile nedir, çoluk çocuk nedir bilmez, onun böyle bir derdi yok” dedi.
Benim de çoluk-çocuğum yok.
Sayın Erdoğan, Devlet Bahçeli’yi de beni de evlendiriniz, madem bu işi dert ettiniz, size dua ederiz. Hatta bütün çoluk çocuğu olmayan T.C. vatandaşlarını da evlendiriniz!
Bu sosyal devletin görevidir.
Sosyal devlet; ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, bir özgürlük rejimini uygulayan devlet demektir.
Hem siz dindarsınız biliyorsunuz Kuran’da Allah buyuruyor:
İçinizden bekâr olan ‘erkek ve kadın’ları evlendirin.
(S. Nûr 32)
Bu konuya el atar, bizi de çoluk çocuğa katarsanız, Devlet Bahçeli de ben de bütün çoluk çocuksuz T.C. vatandaşları size çok dua ederiz.
Hayırlı haberlerinizi bekliyoruz Sayın Erdoğan!
Ziya ŞAHİN-Azerbaycan

Haberin Devamı

O isimlerin ortalığa yayılması bir suçtur

ÇARŞAF çarşaf, insanların ismini, soyadını ve telefon numaralarını yayınlıyorlar.
Kanunsuz dinleme iddialarını manşetlere çekerken, dinlenenlerin, iletişim bilgilerini isimleri ile beraber ortalığa saçıyorlar.
Kişisel verilerin tespitinin, kişinin iradesi dışında hangi hallerde mümkün olabileceği kanunda yazılı... Bu haberlerde, kanuni bir dayanak yok, haber verme hakkını kullanıyorlar ama kişilerin özel hayatlarına ve hayatın gizli alanına karşı suç işliyorlar.
Ceza Kanunu 5. Bölüm, Madde 136, kişisel verileri, yayma fiilini suç olarak niteliyor ve 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını öngörüyor.
Hemen arkadan gelen, Madde 137 ile, bu fiilin belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde de, yarı oranında arttırılarak cezalandırılacağını düzenlemiş bulunuyor. Bu ceza maddelerinin kaynağı olan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 8 ile, özel ve aile hayatına saygı hakkını temel bir insan hak olarak düzenlemiş bulunuyor. Bu gazeteci arkadaşlar, yaptıkları bu yayınlarla, kişisel verileri yayınlayarak, her türlü özel hayat kutsalını, hem etik hem de kanuni olarak ihlal ediyorlar.
Kanun dışı uygulamalarla, toplumsal paranoya oluşmuş durumda, koca koca gazeteler, bu değirmene su taşıyorlar.

Haberin Devamı

BİLİYOR MUSUNUZ?

2002’den beri yayınlanan Türk Solu’nun bu ay 65 bin basılmasına karşın dağıtımının engellendiğini belirten açıklamasında, “Geriye bir tek internet kalıyor ama malum artık o da sansürlü. Gazetemiz hakkında herhangi bir toplatma veya kapatılmasına yönelik bir karar da yok. Ama açık bir şekilde uygulanan bir fiili sansürü görün; lütfen duyurun” açıklamasını yaptığını (kaya.ataberk@hotmail.com)

CHP’den seçim cephesi haberleri

CHP Kadıköy Belediye Başkan adayı, inşaat mühendisi Aykurt Nuhoğlu, AKP’yi Kadıköy’de baraj altında bırakabileceklerini söyledi.
Kalamış Wyndham Otel’de Kadıköy Belediye Başkan adayı ve Meclis üyelerini tanıtım toplantısında, CHP’liler hayli moralli idi. Kalabalık bir katılım vardı. Başta Gürsel Tekin ve yöre milletekilleri, il yöneticilerinin katıldığı etkinlikte Belediye Başkan adayı Aykurt Nuhoğlu yaptığı konuşmada “İlklerin kenti olan Kadıköy’ümüzün AKP’yi baraj altında bırakarak İstanbul’da bir ilki gerçekleştireceğiz” dedi. Bununla AKP’ye bir mesaj verileceğini, Kadıköy’ü katılımcı bir zihniyetle şeffaf bir anlayışla yöneteceklerini, halkın oy verdikleri siyasetçileri denetlemesi gerektiğini anlattı.
CHP İlçe Başkanı Necati Ekşi, Başkan Selami Öztürk’ün örgüt ilişkilerinin soğukluğunun bu dönem yaşanmayacağının altını çizmesi dikkat çekti. Öztürk’ün tanıtım etkinliliğine gelmemesi tepki ile karşılandı.

KONUŞULAN LİSTE

CHP
Kadıköy Meclis listesinde, ‘eğilim’ yoklamasında hangi isimler çıktıysa, aynı sıralama kabul edildi.
Bu bakımdan Kadıköy listesi İstanbul’da örnek bir liste sayıldı.
Bu arada Kadıköy’ün 45 kişilik Meclis listesinde ilk beş isim; eski Sancaktepe Meclis üyesi, Hakkı Sağlam, bir önceki dönemin İBB üyesi Hüseyin Sağ, Soydan Alkan (26 yaşında), Uygur Çakmak (Mali Müşavir), Mesut Kösedağı’ından (İşletmeci, 30 yaşında) oluştu.
Sağlam Sancaktepe’ye adaylık başvurusu ve eğilim yoklamasında en yüksek oyu aldı. 3. sırada oy alan mali müşavir Özgen Nama (Gürsel Tekin’in hemşehrisi) Sancaktepe’den aday gösterilince, Hakkı Sağlam’ın bir ölçüde gönlü alınmış oldu.
Kadıköy’de kadın adayları ve sıralamaları şöyle:
10 Ebru Peşdereli (35 yaşında), 13 Hatice Ülkü, 15 Feray Sevil Tos, 17 Canan Akçınar, 21 Kübra Küçük Erden, 22 Sema Sezgin Türedi, 27 Keriman Nalbant, 29 Emel Hubay, 36 Hatice Ayla Doyum, 38 Rabia Ayşen Yıldız, 39 Bahar Kösoğlu, 40 Fatma Betül Uğur ve üç kontenjan:
1- Ülkü Koçar, 2- Ediz Zeyrek (Esenyurt’tan geldi), 3- Damla Toprak, 4- Memet Erzincan, 5- Bahar Yalçın
Özetlersek, Kadıköy kadın bakımından en ağırlıklı liste oldu; çünkü çoğu seçilebilir yerlerde, diğer ilçeler gibi ‘dolgu’ malzemesi değil...

İZMİR’DEKİ DALGALANMA

Yerel Seçim sürecinde CHP’de yaşanan krizler CHP’nin hiç değişmediğini gösteriyor.
Ne gariptir ki, MYK ve PM Üyeleri, Milletvekilleri, İl ve ilçe başkanları akrabalarını ve iş ortaklarını belediye meclis listesine yazması örgütte tepki ile karşılandı.
Aynı durum İstanbul’da yaşandı.
İzmir’in ‘ağır’ topları, Aziz Kocaoğlu, Ali Engin ve Alaattin Yüksel tüm meclis üyelerini biçilendiren isimler oldular. Biraz eş-dost akraba, biraz iş ortağı ve yakın arkadaş ön sıralara yazıldıktan sonra “kimler bize yakın yazın, kimler bize uzak çizin, gitsin” mantığıyla CHP kaosa sürükleniyor, yorumları dikkat çekiyor.
İzmir’de göreve geldikten sonra tüm amacı Karşıyaka Belediye Başkanı olmak olan Tuncelili, müteahhit il başkanı Ali Engin, Adnan Keskin’in arkadaşının oğlu İl başkan yardımcısı Göztepeli Mutlu Akpınar’ın Karşıyaka adayı yapılmasıyla inşaat sektörü açısından Karşıyaka’da rahatladığı belirtiliyor. Açık ve gizli iş ilişkileri olduğu kişileri de Çiğli, Çeşme, Bayraklı, Bornova, Buca, Urla gibi imar rantının olduğu yerlere yerleştirdiği İzmir’deki yerel medyada yer alıyor. Bu haberlere tepkisi ‘il başkanlığını kazandığım gün bu iş bitti, beni kimse sorgulayamaz’ oldu.
http://www.egedesonsoz.com/haber/Ali-Engin-noktayi-koydu-Kongreyi-kazandik-is-bitti/862440

KILIÇDAROĞLU NİYE DİRENMİYOR

Bu gelişmeler il örgütünü böldü, il sekreteri isyan bayrağını açtı. İlçe başkanları istifa etmeye başladı. CHP 3-5 menfaat grubunun etkisiyle İzmir’de zor duruma sokuldu. Ali Engin’in Çiğli’den listeye soktuğu bir aday ve Gürsel Erol ile iş ortağı olduğu da konuşuluyor.
İzmir’in anketlerde en başarılı başkanı, Bornova Belediye Başkanı genç bir profesör iken onun yerine bir müteahhit oğlunun getirilnesi de içler acısı bir durum.
Kimin kimlerden milyon dolarlar alarak başkan adaylığına getirildiği haberleri de ayyuka çıkmış durumda. Merak ettiğim İzmir gibi modern bir şehirde demokrasiyle dalga geçen bu mafyavari yönetim tarzına Kılıçdaroğlu neden sessiz kalıyor?
Haberlerde yazıldığı gibi yoksa ‘boyun mu eğiyor?’
CHP, AKP’yi nasıl eleştirecek bu olaylardan sonra? Ya da halk bu eleştirilere gülerek bakmaz mı?
İstanbul’da da durum pek parlak değil.
İzmir’de bir muhalif kanattan bir grup, “Genel Merkez’den, milletvekillerinden, iş dünyasından, ahpap çavuş hesabıyla listelere konulan isimleri tespit etmeye çalışıyoruz. Parası olanların başkan adaylığını satın aldığı, olmayanların kiraladığı söyleniyor denildiğini duydukça, partimizden utanıyoruz.
Evet... CHP’nin anket, eğilim yoklaması, yaş ve cinsiyet kotası gibi vaatleri iflas etmiş durunda.
Sahte imzalarla geriye dönük istifalar düzenleniyor, son dakikaya getirip alelacele akraba ve işortakları listeye yazılıyor.
CHP ne yapmaya çalışıyor, anlamış değiliz.”

KADINLAR DOLGU MALZEMESİ

Gençler yöneticilerin çocuk, yeğen gibi yakınları. Kadınların ön sıralarda olanları da birilerinin yakını. Genelde kadınlar dolgu malzemesi olarak en arka sıralara seçilemeyecek yere yazılmışlar.
CHP çok kötü bir imtihan vermişe benziyor. Kılıçdaroğlu ve MYK’sı çok başarılı bir sonuç beklemesin derim.
İktidar bu kadar yara almışken CHP’deki yağma hasanın böreği paylaşımı AKP’nin yarasına merhem oldu diyebiliriz.”

CHP’YE HİÇ OY VERMEYENLER
AKP, MHP ve BBP KOALİSYONU

- ATAŞEHİR’de CHP listesinde CHP dışında ne ararsan var. Kadın ve Gençlik kotasındaki isimler de seçilemeyecek yerlerde. ‘Kurnazca’ hazırlanmış bir liste olarak nitelendiriliyor.
20+ kontenjanda gösterilen 10 kişi hayatları boyunca hiç CHP’ye oy vermemiş... Akıncılar Hareketinde siyasete başlayan, Milli Türk Talebi Birliği, Refah Partisi’nde Kadıköy ilçe başkanlığı, Meclis Başkanlığı Meclis üyeliği yapan ve 2014’de AKP’den Ataşehir Belediye Başkan aday adayı olan Sadi Özat aday gösterilmeyince, CHP’den kontenjan 2. sıraya yazılmıştır. Eğilim yoklamasında sandıktan çıkan kişiler listeye konulmayarak örgüt tercihi dikkate alınmadığı dikkat çekti. Çoğu yerde olduğu gibi Genel Merkezin %33 kadın ve %10 gençlik kotasındaki adayların, seçilemeyecek yerlere konularak örgütün ‘kandırıldığı’ ortaya çıktı. Meclis aday listesinde görüleceği gibi Ataşehir’de CHP seçime AKP, MHP ve BBP koalisyonu ile girmektedir.

ÇANKAYA İLE İLGİLİ BİR ANALİZ

Başkentimizin önemli ilçesi Çankaya’da 2009 seçimlerinde AKP %21 MHP %15 oranında oy almıştır. Sol oylarında hakim olduğu Çayyolu’nunda Çankaya’ya dahil olmasıyla da (70 bin seçmen) sağ bir adayın belediye başkanı olmasına imkan ve olasılık yoktur. Ürgüp’te yapmış olduğu başarılı belediye başkanlığı referansı ile Bekir Ödemiş, Çankaya’ya önemli hizmetler üretebilir. Bu performansını 6 ay süren aday adaylığı sürecinde de gösterdi. 1999 yılında Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aday olduğu Ecevit’in Partisinden aday olması bence sadece hizmet odaklı bir davranış. Görünen o ki bu seçim belediyeci Bekir Ödemiş ile Doğan Taşdelen’in oğlu arasında geçecektir.
Selami AKBAŞ- Y.Mühendis

DİĞERLERİ

- CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Aydın Ayaydın’ın bir çok yakınının belediye meclis adaylıkları için başvurduğunu, bunlardan dördünün Fatih’te, Eyüp’te, Avcılar’da ve Beşiktaş’tan adaylık için başvurdular.
- EYÜP İlçe Başkanı Dr. Ahmet Kartalkanat hakkında bir çok partili tarafından tepki gösteriliyor. Önce ikinci sıradaki aday ilan ediliyor, sonra 25 gün sahada çalışma yapıyor, araçlar gidiyor, sarıgülle birlikte miting yapıyor, sonra pard7on denilip hiçbir açıklama yapılmadan, şimdiyi kadar ilan ediliyor.

Yazarın Tüm Yazıları