Annesi Efkan Ala'yı su dökerek uğurladı

Başbakanlık Müsteşarı olarak görev yapan Efkan Ala, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 25 Aralık 2013 tarihinde yaptığı kabine revizyonunda İçişleri Bakanlığı’na getirildi. Bu haber, Ala’nın yakınları ve Erzurumlu hemşehrileri tarafından sevinçle karşılandı. İçişleri Bakanı olduktan sonra Erzurum’a bir kez gelen ancak babaocağı Oltu’ya gitme fırsatı bulamayan Efkan Ala, gezi ve incelemelerde bulunmak üzere dün geldiği Erzurum’da gün boyu temaslarda bulundu.

Bakan Efkan Ala, Tortum ve Narman gezilerinin ardından Oltu İlçesi’ne gitti. Bakan Efkan Ala, geceyi annesi Gönül ve babası Temel Ala’nın yaşadığı Kazım Karabekir Mahallesi’ndeki müstakil evlerinde geçirdi. Sabah annesinin hazırladığı kahvaltı sofrasına oturan Bakan Efkan Ala, bugünkü Hınıs ve Karaçoban ilçelerine gitmek üzere evden ayrıldı. Bakan Efan Ala evin önünde toplanan kalabalığı selamlarken annesi Gönül Ala da oğlunun arkasından bir sürahi su dökerek onu uğurladı.

"GEZİ OLAYLARININ VERDİĞİ ZARAR ORTADA"

Bakan Efkan Ala, bu sırada gazetecilerin, Gezi Parkı olayları sırasında İstanbul Kabataş’ta bebeği ile saldırıya uğradığı iddia edilen Zehra Develioğlu’nun açıklamaları ve medyada yer alan görüntülere ilişkin soruları üzerine şunları söyledi:

"Bakan seçildikten 2 ay sonra memleketime gelebildim. Büyük bir sıcak ilgi ile karşılandım. Bu gurur verici. Gezi olaylarına gelirsek hiçbir olay, olayın bir kısmıyla izah edilemez. O zaman kişilerin kendileri de açıklamalarını yaptılar. Devletin elindeki bilgiler de o yöndeydi. O gün neler yaşandığını bütün Türkiye gördü. Şimdi neyi, kim, niçin araştırıyor? Araştırdığında ne kadarını bulmuş oluyor da çıkıp bu hükümleri verebiliyor. Bunları kamuoyunun takdirine bırakıyorum. O olay gerçekleşmiştir, ilgililer ve işin sahibi, o olaya maruz kalan çıkmış ve bunu söylemiştir. Bu da adli tıp raporuyla teyit edilmiştir. Kim neyi, neden yeniden yanlış ve eksik bilgiyle gündeme getiriyor? Burada, Gezi olaylarında Türkiye’ye verilen zarar da ortadadır, onun sonuçları da ortadadır. Yani bir günah çıkartma mıdır bu? Onu kamuoyunun takdirine bırakıyorum."

Efkan Ala, yanında Vali Ahmet Altıparmak, Ak Parti Erzurum Milletvekili Recep Akdağ, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, İl Emniyet Müdürü Kamil Karabörk, ilçe belediye başkanları, belediye başkan adayları ile birlikte Oltu’dan öğlen saatlerinde karayoluyla Hınıs İlçesi’ne geçti. Özel Harekatçılar, Çevik Kuvvet ekipleri ve çok sayıda sivil ve resmi polisin önlem aldığı ilçede belediye binasının çatısındaki buzlar, Bakan Ala gelmeden fırçayla kırıldı. Burada Kaymakam Murat Uz, Belediye Başkanı Ak Partili Enver Taçyıldız, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adnan Yazıcı ve kamu kurum müdürleri tarafından karşılanan Bakan Efkan Ala, daha sonra Belediye binasına geçti.

Belediye Başkanı Enver Taçyıldız ilçedeki çalışmaları hakkında bilgi verdi. Efkan Ala ise Başkan Taçyıldız’a bugüne kadar yapmış olduğu çalışmalardan dolayı teşekkür etti. Bu sırada meclis üyeliğine seçilemeyen Şakir Çelik, yarışı tekrar kazanmak istediğini söyledi. Bunun zerine Bakan Ala şöyle konuştu:

"İnsanlar siyasete ilgi duyuyorlar ve ilgi duymalısınız. Biz de yola başladığımız zaman bütün hedeflerimizi gerçekleştiremiyor olabiliriz. Bu sizin bir eksiğiniz değildir. Sonuçta demokratik ilkelerde daha ne kadar çok insan yarışırsa demokrrasi o kadar güçlü demektir. Bir kişi sonuçta belediye başkanı seçilecek. Birkaç kişi belediye meclisi seçilecek. Bu heyecanlı yarıştan dolayı hepinizi tebrik ederim. Ama sonuca da razı olunmalı. Yarışa girmek kazanmaktan daha önemlidir. Önemli olan demokrasiyi usul olarak beğenmek ve o yarışa girmektir. Yarışa girersiniz ondan sonra birisi sonra başka birisi belki siz kazanırsınız. Sonuç olarak yarışanlardan çok ne kadar çok kişi yarışırsa yarışsın demokrasi varsa halk kazanır. Yani adına haraket ettiğimiz vatandaş kazanır. Hepimiz vatandaşız. Bizden herşeyi alabilirler. Benden bakanlığı sizden üyeğliği birinden muhtarlığımızı birinden makamını mevkimizi ama biz bu ülkenin sahibiyiz ve vatandaşıyız. Bizden onu alamazlar. Biz kaybetsek de demokrasi var ve çok yarışma varsa vatandaş kazanıyordur. Yani istikrarlı bir demokrasiden zararlı çıkan hiçkimse olmaz. Hepimiz k?rlı çıkıyoruz demektir."