Darbeci fuhuşçu ve casus ha!

‘PARALEL yapı’nın, ayrı bir erk olarak devlette mevkisi, demokraside tanınmış bir yeri var madem, bizi niye ayıktırmıyorsunuz yahu?

Haberin Devamı

Adliyenin ve kolluğun ‘adli kolluk’ olarak ‘paralel yapı’ya bağlanması, meğer Kopenhag kriterleri gereğiymiş.
“Adli kolluğun valilere bağlanması, Kopenhag kriterlerine aykırıdır” diye yeri göğü inletiyor Zaman gazetesi.
Paralel bağların atılması kriterlere ters, AB’ye uymuyor da ondan, yoksa ne olacak...
AB bile kabul etmiş hukuki statüsünü, müktesebatın parçası olarak alıp bağrına basmış ‘paralel yapı’yı, desenize!...

***

Bağımsız milletvekili Haluk Özdalga’nın ağzından yazıyorlar ki, “Sayın Başbakan’ın adli kolluğu valilere bağlama önerisinin, hiçbir demokratik toplumda uygulanması değil, tasavvur edilmesi dahi mümkün değildir. Ayrıca, AB üyelik sürecinin temelini oluşturan Kopenhag ilkelerinin de açık ihlali anlamına gelir...”
Kriterleri karşılama bakımından hükümet daha geri zahir, ona laf yetiştirmekten ‘paralel’e sıra gelmiyor.
Maşallah, yürütme erkinden sözünü esirgemeyenler, ‘paralel erk’i hiç mi hiç sorun etmiyor, dillerine doladıkları görülmedi. İması dahi geçmiyor söylemlerinde.
Onun tasavvuru mümkün, uygulaması da var, AB’nin kitabında mahalli yazıyor mu ne, sorgulamıyorlar varlığını.
Zaman gazetesi, bol bol ‘parti devleti’ göndermesi yaparken ‘paralel devlet’ isnatlarına zerre miskal aldırış etmiyor.
Oysa serbest seçimle gelen parti, yönetmiyor muydu devleti? ‘Parti devleti’ dedikleri şey buysa sorunları demokrasiyle mi olmuş oluyor, partiyle mi?
Yanlış mı yani, sandıktan çıkmayan karanlık yapıların devlete hâkim olma talebini doğal karşılıyorlarsa, demokrasinin d’si uğramış mıdır semtlerine? AB’nin A’sı, BM’nin B’si her dakka divane âşık gibi geçiyor mudur kapılarından?...
Haluk Bey’den de tek kelime duymuyoruz bu hususta, bozuntuya vermiyor.

***

Misal, üç ayrı listeyi karşılaştıran bir çizelge ulaştı elime. ‘Paralel yapı’ yoksa ve bürokrasideki tasfiye ile kadrolaşma operasyonlarına ‘adli kolluk’u alet etmediyse, bu ne peki?
En az iki listede birden adı yazanlar, Balyoz davasında örgütlü darbeciyken ya İstanbul ya da İzmir’deki casusluk ve fuhuş davalarında da teşekkül halinde fuhuş ve casusluk şebekesi elemanı olmuşlar. Nasıl yani demeyin...
Suç değişiyor, suç örgütü değişiyor, suç zamanı yıllarla değişiyor ama suçlananlar hep aynı.
Avukat Mahir Işıkay’ın hazırladığı bu çizelge, AB hukukundan mı fırlamış gelmiş, bir bakılsın bakalım...
Belki ‘paralel işler’ dışında bir izahı vardır, ne bileyim, şeytan karışmıştır, Merkür geriye gidiyordur, Satürn’le çarpışmıştır, tesadüfen Ay yörüngesinde rastlaşmışlardır filan...
Altyazısı dahil orijinal şekliyle dikkatlere sunuyorum, paralel bir AB çıkmadan buyursunlar:


Darbeci fuhuşçu ve casus ha

Yazarın Tüm Yazıları