Gittikçe kötüleşiyor

Güncelleme Tarihi:

Gittikçe kötüleşiyor
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2014 01:10

Ergenekon davası kapsamında yaklaşık 5 yıldır tutuklu olan eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun sağlık durumuna ilişkin bir rapor hazırlatan Türk Tabipleri Birliği (TTB), ağır sağlık sorunları nedeniyle infazın ertelenmesi ya da tutukluluğun kaldırılmasına karar verilmesinin tıbbi açıdan da gerekli olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Hilmioğlu’nun aynı zamanda avukatı olan ağabeyi Hayati Hilmioğlu’nun başvurusu üzerine TTB, gastroentoroloji ve hepatoloji uzmanı Prof. Dr. Osman Cavit Özdoğan, ceza ve ceza usul hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Mahmutoğlu, adli tıp uzmanları Prof. Dr. Ümit Biçer ve Dr. Ali Çerkezoğlu, anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanı Dr. Ali Özyurt’tan oluşan bir bilimsel kurulu görevlendirdi. Kurul, Hilmioğlu’nun 2008’den bugüne kadar Başkent, Haseki, Cerrahpaşa Tıp ve Bakırköy Sadi Konuk Hastaneleri’nde yapılan tüm muayene ve tetkik raporlarını inceleyerek rapor hazırladı. Cumhurbaşkanlığı, Adalet ve Sağlık bakanlıklarına da sunulacak rapor İstanbul Tabip Odası’nda düzenlenen basın toplantısında açıklandı. Toplantıda konuşan TTB Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, İnsan Hakları Derneği ve Vakfı’nın verilerine göre halen hapishanelerde ciddi sağlık sorunu yaşayan 560 tutuklu ve hükümlü bulunduğunu söyledi. Aktan, “13 yıl içinde 2 bin 300 kişi hapishanede hayatını kaybetti. Prof. Dr. Hilmioğlu’nun sağlık sorunları da gittikçe kötüleşerek devam ediyor. Bu kabul edilebilir değil” dedi.

ADLİ KONTROLLE KALDIRILABİLİR

Haberin Devamı

Raporu okuyan Dr. Ali Çerkezoğlu, Hilmioğlu’nda kronik hepatit B enfeksiyonu zemininde gelişen karaciğer sirozu saptandığını, söz konusu hastalığın ilerleyici olduğu ve son MR incelemesinde şüpheli karaciğer kanseri lezyonu, portal hipertansiyon (karaciğere giden vende yüksek basınç), yemek borusu varisleri, diyabet saptandığını, kronik majör depresyon ve intihar riski nedeniyle yatarak tedavi görmesi gerektiğini söyledi. Çerkezoğlu, “Ceza Güvenlik ve Tedbirlerinin İnfaz Hakkında Kanun’un 16/2 ve 16/6 maddesinin uygulanması için gerekli prosedüre başvurulmadan da ilk derece mahkemesi tarafından adli kontrol tedbirine hükmedilerek tutuklama kararı kaldırılabilir” dedi. Rapor özetle şöyle: “Hilmioğlu’nun hayat süresini kısaltan, kronik hepatit B enfeksiyonu sonucu gelişip hayatı tehdit eden ve acil müdahaleleri zorunlu kılan ciddi kronik karaciğer hastalığı (siroz) mevcuttur. Buna hastanın durumunu daha komplike hale getiren şeker hastalığı, şiddetli depresyon ve olası kronik böbrek yetmezliği sorunları da eşlik ediyor. Medikal ve psikiyatrik tedavisinde gecikmeye sebebiyet verebilecek klinik tablolar ve ruhsal durumu nedeniyle refakat ve desteğe ihtiyaç olduğu cihetle infazın ertelenmesine ya da bu prosedüre başvurmadan tutukluğunun kaldırılmasına karar verilmesi tıbbi açıdan da gerekli.”

Yeni rapor için Çapa’ya sevk

Haberin Devamı

PROF. Dr. Fatih Hilmioğlu, Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları tahliye başvurusu nedeniyle yeni bir sağlık raporu için dün İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Yaklaşık 5 saat süren tetkikin ardından Hilmioğlu yeniden Silivri Cezaevine gönderildi. Hilmioğlu’nun kardeşi ve avukatı Hayati Hilmioğlu, şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi’ne yaptığımız talebin neticesi bu. Rapor 1 haftaya, 10 güne kadar çıkar diye bekliyoruz. Cumhurbaşkanlığı konusu yanlış anlaşılıyor. Biz doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat ediyoruz af için. Konu Adalet Bakanlığı’na iletiliyor. Konu Adli Tıp Kurumu’na götürülüyor. Adli Tıp Kurumu’nun raporu Adalet Bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığı’na sunuluyor. Bizim Adli Tıp’a müracaatımız var 1 ay önce. O gelmedi ki. Adli Tıp Kurumu’nun raporu benim elimde olsa.

TARAFSIZLIĞINI YİTİRMİŞ

Haberin Devamı

Adli Tıp doğru düzgün karar vermiyor. Kızdığım durum bu. Tarafsızlığını yitirmiş Adli Tıp Kurumu. Doğru düzgün rapor vermiş olsa Hilmioğlu çoktan tahliye olmuştu. Sorun Adli Tıp Kurumu’nda. Hastane raporları o kadar açık ki. Tereddüte düşmeden ‘Cezaevi şartlarında bu hastanın hayati tehlikesi var’ demesi lazım. Demiyor. Bilinçli olarak demiyor. O zaman üniversitelerin raporlarının bir anlamı kalmıyor. Mahkeme de diyor ki, ‘İlle Adli Tıp Kurumu’ndan rapor isterim.’ Biz de diyoruz ki Adli Tıp Kurumu’nun raporu sizi bağlamaz. Ceza Genel Kurulu var. Üniversite raporları sizin için yeterli. Onlar da karar vermiyor. Kimse görevini yapmıyor. Sorunun Cumhurbaşkanı’na çıkmasına gerek yok ki.” - Eyüp SERBEST/İSTANBUL

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!