TRT beni vurdun yerden yere

Mahvoldum, ayıp, günah. Yapılır mı bu bir köşe yazarına, reva mı bu bana?

Haberin Devamı

Hazırlanmışım saldırmaya, sabahtan beri ellerimi ovuşturmuşum. Şunu da yazarım diye düşünmüşüm, bak demişim, şuradan da çakarım, çocukluğumu da olaya katarım, işe duygusallık da katarım...
TRT, olimpiyatları yayınlarken kıyafetlerinden ötürü buz pateni yarışlarını yayınlamayacakmış ya da buzlayıp yayınlayacakmış, böyle bir düşünce varmış, sabahtan beri bunları okuduk her yerde.
Herkes gibi ben de saldırıya hazırım.
Haklıyım, o da ayrı. Dedim ki yuh.
Dedim ki mesela otel odasında bir ecnebi seyredecek olimpiyatları, adam bakacak buz pateni buzlu muzlu, şekli bir tuhaf yani.
Diyecek ki “Vay be kurnaz otel, herhalde bu kanal paralı, arayıp resepsiyonu satın almalı”... Bekle alırsın, bizde buz pateni yasaklı.
Sonra daha bir sürü şey yazmıştım, ayıp size sayın TRT.
Bakın demiştim ki sizin ne hakkınız var benim eskiden babacığımın kucağında çocukluğumda seyrettiğim buz pateni yarışları anılarımı ambargolamaya, artık her buz pateni yarışı aklıma geldiğinde sinir ve nefret duymamı sağlamaya, haaaa?
Sonra ne dürttüyse beni, yazıyı gazeteye yollamadan bir şey “Google’a gir” dedi.
Aman o bir şey neyse hayatımı kurtardı.
Meğer TRT açıklama yapmış. “Para konusunda anlaşmazlık vardı” demiş, “iskonto istedik” demiş, “buz patenini kılık kıyafetten ötürü yayınlamayacak olsak yüzme yarışlarını, voleybol müsabakalarını da yayınlamazdık herhalde” demiş.
Peh, valla bu kadar olgunluk şu zamanda takdire şayan.
Ne yapalım yani biz her an her şeye, her türlü dönüşe, sağ gösterip sol vurmaya, olmayanın olduruluşuna o kadar çok alıştık, ha bir de içimiz o kadar dolu ki mazur görünüz bizi.
Neyse ölüsünden dirisinden bakın yine yazı çıktı TRT’den.

Haberin Devamı

Yeni balıkçım Zouk

Ve sonunda Trump Cadde açıldı. Trump Cadde’nin açılmasının beni mutlu eden ayrı ve özel bir tarafı var. O da Zouk.
Zouk, alışılagelmişin dışında balık lezzeti sunan şirin mi şirin bir lokanta. Beni hem lezzetiyle hem de kalben fethetmiş durumda. Çünkü Zouk bizim aile lokantamız. Kız kardeşim Ayça’nın eşi Roben’in lokantası.
Roben bir gurme. İsviçre’den, bu işin okulundan gelme.
Zouk’ta fileto balık var, acayip soslar, değişik mezeler, otlar hepsi daha önce tatmadığınız şekilde hazırlanıyor.
Ama esas balık nasıl yenir? Ekmek arası değil mi?
İşte Zouk’ta ekmek arası balık var.
Ayça yemekten anlamaz, bırakın pişirmeyi, önüne konanın adını da düşünürse hatırlar, Ayça’nın gırtlak konusunda da en büyük şanslarından biri olan Roben, artık sizler için de bence bir şans.
Lokantaya gidince “Ayşe Aral’ın arkadaşıyım” diyene benden yüzde 10 iskonto var. İlk 50’nci kişiyle de baş başa yemek yiyeceğim, içimden öyle geldi. Söyleyeceğim şimdi saysınlar valla.
(Bendeki özgüvene de bakın 50’nci kişi dermiş ki “Yok almayayım, lütfen Ayşe Aral’a iletin selamlarımı”...)
Görüşürüz orada, ben hep oradayım da, hani kısmet falan durumları, anladınız...

Haberin Devamı

Köylü milletin efendisi

Geçen gün bir e-posta geldi. Yollayan, Antalya Serik Kuruş Köyü’nden Ömer Çelik.
Ömer, 1963 doğumlu bir çiftçi. Nasıl düzgün bir adam, bayıldım Ömer’e, yazdıklarına. Tümünün linki en altta (kesinlikle okumalısınız).
Ömer’in derdi bazı televizyon programcılarının ve spikerlerin Gezelim Görelim tarzı programlarda köylü halkımıza sergiledikleri hâl ve tavırlar, çok da haklı...
Diyor ki “Bizi görgüsüz mü sanıyorlar? Bir laubalilik, gayet düşük düzeyli insan ilişkileri. (Burası süper, ders gibi...) Örneğin daha köye gelince arabadan iner inmez kendilerini doyuracak enstantanelere girişiyorlar, güya yemek tanıtımı türünden laf kalabalığı arasında bütçeleri zorlayacak ziyafetlere zorluyorlar insanları.
Kusura bakmasınlar, sanki şehirde kıtlık varmış, açlıktan ölmüş gibi bir görüntü veriyorlar.
Evet, elbette biz misafir severiz ama görgüsüzünden de hazzetmeyiz doğrusu.
Kendi içimizde konuşurken bile ayıp sayarak çekindiğimiz mahremiyet konularına girip edepsiz, görgüsüz sorular sorarak insanların ezilip büzülmelerine sebep oluyorlar.
Köylü kadınlarla, genç kızlarla konuşurken tıpkı şehirli hanımefendilere takındıkları saygı görgü hitap şekillerini korusunlar.”
Devamı, programcı olarak kimi beğendikleri aşağıda...
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25620492.asp

Yazarın Tüm Yazıları