Sağlık Bakanı’na teklif: Eczaneleri gezelim mi?

Milyonlarca insanı yatağa düşüren grip salgını, hafta sonu itibariyle bizim eve de giriş yapmış bulunuyor.

Haberin Devamı

Yok, ben henüz hasta değilim ama eli kulağında herhalde...
Dışarıda bile bulaşan salgının eve girdikten sonra tüm aileyi elden geçirmemesi imkansız.
Sıramızı bekliyoruz.
Uzmanlar grip salgınının son bir ayda milyonlarca insanı etkilediğini, nüfusun 3’te 2’sinin risk altında olduğunu söylüyor.
Daha da kötüsü piyasada ilaç yok.
Cuma günü en az 10 eczaneye girip çıktım.
Aradığım ilaç yok. Benzerleri de yok.
Bütün eczacılar aynı şeyi söylüyor; “Bu ilaçları bulmanız mümkün değil, piyasada yok çünkü...” Tamiflu, Oseflu, Enfluvir gibi griple mücadelede etkili olan ilaçların bir tanesini bile bulamadım.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı, tam 471 adet ilacın piyasada olmadığını söylüyor.
Sağlık Bakanlığı ise tam aksi görüşte.
Piyasada ilaç sıkıntısı olmadığını söylüyor.
Önceki gün 59’uncu yaşını pasta keserek kutlayan, Allah uzun ömürler versin, bakanımız Mehmet Müezzinoğlu, son beş ayda sadece 1 milyon kişinin grip olduğunu söyledi.
Demek ki o 1 milyon kişi hep benim etrafımdakiler. Nereye baksam herkes grip.
Eminim sizin etrafınızdakiler de aynı 1 milyon kişidir.
Bakan, pastayı keserken ilaç sıkıntısı olmadığını bir kez daha yineledi.
Peki sayın Bakan, ilaç sıkıntısı yok da ben bu ilaçları şehrin göbeğindeki eczanelerde neden bulamıyorum?
Taksim’deki eczanelerde bulunamayan ilaçların bu karda kışta Doğu’da, Anadolu’da bulunabilmesi mümkün mü? Elbette değil!
Karaborsaya düşmüş vaziyette ilaçlar, sonunda bir eczacı tezgah altından çıkarıp verdi bir kutu ilaç bana. 27 değil, 47 lira istese vereceğim.
“Bunu yapanlar da var, karaborsa olarak satılıyor ama biz yapamayız. Elimizde üç-beş kutu kaldığı için tanıdıklara veriyoruz” dedi eczacı...
Ya tanımadıkları?
Allah’a havale...
Ben üç gün önce bizzat bunları yaşadım ama Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu hâlâ “İlaç sıkıntısı yok” diyor.
Peki ben gördüğüme mi inanayım, duyduğuma mı sayın Bakan?
Siz bana inanmazsanız, buyurun beraber gezelim eczaneleri.
Piyasada ilaç var mı yok mu gözlerinizle görün...

Haberin Devamı

Zorlu’da yemek

Zorlu’ya son bir ayda üç kere gittim, hepsi de geç saatlerde yemeğe...
Üç mekânda yemek yedim:
1- Morini
2- Jamie’s Italian
3- Tom’s Kitchen
Üçü de yurtdışından gelen restoranlar.
Son ikisi dünyaca ünlü şeflerin İstanbul’da açtıkları mekânlar...
Sadece bu restoranlara girip çıktığım için Zorlu’nun nasıl bir AVM olduğu konusunda hâlâ bir fikrim yok.
Ama bu restoranların olduğu giriş bölümünün; hem birbirinden ünlü mağazaları hem de yeme içme kalitesiyle çıtası çok yüksek.
AVM’nin diğer bölümlerine ise henüz adımımı atmış değilim.

Haberin Devamı

Radikal

İyi ki bağımsız ve tarafsız medya, iyi ki Hürriyet var...
“Hürriyet benim” kampanyası çok hoşuma gitti. Ben buna bir ek daha yapmak istiyorum. İyi ki Hürriyet var...
İyi ki Radikal de var arkadaşlar...
Siyasi analizleri ya da duruşu, pozisyonu değil...
Bunu son iki yıldır yaptıkları çevre ve arkeoloji haberleri nedeniyle söylüyorum.
Son iki yıldır gündeme gelen neredeyse bütün tarihi ve çevre haberlerinde Radikal’in imzası var.
Topkapı Sarayı’ndaki taht kaçırma haberini de, tarihi silueti bozan gökdelenleri de Radikal patlattı ilk kez.
Son olarak Gökçeada’da SİT alanına dikilen oteli haber yaptılar.
Şimdi otel için yıkım kararı alındı.
Radikal’in son yıllarda böyle onlarca haberi var.
Çevre ve şehircilik haberleri nedeniyle Radikal’i kutlamak gerekiyor.

Haberin Devamı

Çıplak Düşes’ten sonra...

Berlusconi, İtalya’da iktidardan uzaklaşmış, Avrupa politikasında etkisi kalmamış olsa da Avrupa’da gündemi belirlemeye devam ediyor.
Hem de bir magazin dergisiyle...
Fransız Closer dergisi, geçen yıl Cambridge Düşesi’nin tatilde çekilen çırılçıplak fotoğraflarını yayınlamıştı.
1 kilometre uzaktan çekilen üstsüz, altsız fotoğraflar olay olmuştu...
Şimdi de Fransa Cumhurbaşkanı’nın scooter’la çapkınlığa giderken çekilmiş fotoğraflarını bastı aynı dergi.
Önce çıplak Düşes’le İngilizlere ağır şok yaşattı Closer dergisi...
Şimdi İngilizler kadar olmasa da, çapkın Cumhurbaşkanı’yla Fransızları şaşırttı... Her iki bombayı patlatan Fransız Closer dergisinin sahibi ise Berlusconi’nin patronu olduğu Mondadori grup.
Aynı Berlusconi, Kraliyet Ailesi’nin bütün ricalarına rağmen Düşes’in çıplak fotoğraflarını sahibi olduğu İtalyan Chi dergisinde de yayınlatmıştı.
Berlusconi ortalarda yok ama Avrupa’nın gündemini belirlemeye devam ediyor.
Başbakanlığı döneminde kendisini çok eleştiren başta İngilizler olmak üzere Avrupa’nın tamamından magazin haberleriyle intikam alıyor sanki...
Closer dergisi yakında Merkel’in de bir bombasını patlatırsa işte o zaman inanacağım bu komplo teorilerine...

Yazarın Tüm Yazıları