Çeyrek sayfa ilan vererek iş buldu...

İşadamı Bülent Paksoy, Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Hürriyet Gazetesi’nin Türkiye baskısına çeyrek sayfa ilan vererek kendini tanıttı ve iş aradığını duyurdu. Firmalar ilanı hemen görüp değerlendirdiler ve davet ettiler. Davet edenlerin 7 tanesi büyük holdinglerimizin insan kaynaklarıydı...

Bülent Bey seçici davrandı. Herkes iş ararken, Bülent Bey iş seçiyordu. Sonunda Jak Kamhi’nin şirketini tercih edip makine mühendisi olarak işe başladı...

Amacı ömür boyu birinin yanında çalışmak değildi. Sadece 2 yıl çalışıp ondan sonra da kendi yolunu seçecekti. O yıllarda Jak Kamhi’nin firması büyük bir buzdolabı fabrikası inşaatına başlamıştı. Bülent Paksoy da fabrikanın kuruluşunda bulundu. Genel Müdür yardımcılığına kadar yükseldi... Derken aradan 4 yıl geçti ve fabrika da bitti.

Artık ayrılma zamanı gelmişti...

Jak Kamhi, Bülent Bey’i bırakmak istemese de durduramadı. Onun hayalleri vardı çünkü... Paksoy Ailesi, Adana’nın en eski ailelerinden biridir. Aile sanayicidir. Paksoy yağ ve sabun konusunda oldukça ünlüdür lakin krizle birlikte şu an bir durgunluk dönemi geçirmektedirler...

İşinden ayrılan Bülent Paksoy tavukçuluk işine girdi. Tüm çalışmalarını tavukçuluk üzerine yaptı. Daha sonra da yem işine girerek sistemini oturttu. Okul yıllarındaki hayaline yıllarca sonra ulaşsa da başardı. Bugün Adana’da ve Türkiye’nin her yerinde TAVAŞ bilinmektedir...

Çok zor yıllar ve yollar aşıldı. Hiçbir şey çalışmadan olmuyordu... Bazen geceler gündüze karıştı, bazen günler yetmedi. Çeyrek sayfa ilanla başlayan hayat bugün tüm heybetiyle devam ediyor. Sabun ve yağ fabrikası kapanmıştı ama Bülent Paksoy’un kurduğu Tavaş, profesyoneller sayesinde her geçen gün daha da büyüyerek yoluna devam ediyor...

Bülent Bey her zaman şunu söylüyor:

“Ben kendimi hep profesyonel gördüm. Profesyonellere değer verdim ve bugün kurduğum firmalar profesyoneller tarafından işletiliyor, geliştiriliyor ve büyüyor... Eğer başarılı olmak istiyorsanız işyerlerinizden ailenizi çıkartın. İşi haketmeyen hiç kimseye teslim etmeyin. İş ailenin değil, hak edenin olsun. O zaman profesyonelce düşünebilir ve hem hayatın hem de işin gereklerini yerine getirebilirsiniz. Profesyonellere güvenin, takip edin, denetleyin ama bırakın onlar çalışsın. Onları destekleyin...”

Zaten konu bu... Biz işe profesyonelleri yerleştiriyoruz ama onların yerine biz çalışıyoruz. Onlara verdiğimiz yetkiden haberimiz var. Neler yaptıklarını bilmezsek yetkimizi geri alıyoruz. İnisiyatif kullandıklarında yüreğimiz burkuluyor. Gelişmek istediklerinde endişeleniyoruz...

Boğaziçi Üniversitesi Mezunu, Makine Mühendisi Bülent Paksoy ise işletmelerini profesyonellerin emrine vererek şimdi başka yatırımlar düşünüyor, fizibilite yaptırıyor ve yeni iş yerleri açarak onları da profesyonel ellere teslim etmek istiyoruz...

Tavaş Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Mehmet Erel, bana şunu söylemişti:

“Biz artık para kazanmak için yatırım yapmıyoruz. Biz insanlara iş kapısı açmaktan zevk alıyoruz. Çalışmaktan, üretmekten, üreten insanlarla birlikte olmaktan keyf alıyoruz. Ne kadar çok insana iş kapısı açarsak, o kadar çok büyüyeceğimizi biliyoruz. Türk işadamı profesyonelliğe geçişi başarabilirse, ülkemiz daha çok kazanan ve daha çok üreten bir bölge haline gelecektir... Üretim ekiple olursa keyf verir. Sadece patron çalışacaksa kalkınma olmaz, büyüme olmaz... Nitekim olmadı da...”

İşte böyle... Anadolu’da işadamları profesyonelliği de keşfetti, haberiniz olsun.