Mazeret ‘0’ çekti

Güncelleme Tarihi:

Mazeret ‘0’ çekti
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2013 01:44

Mazeret sınavlarına katılım düşük oldu. Uzmanlardan bazıları bu durumu, sistemin öğrencilere tam anlatılamamasına bağlarken, bazıları da hedefsiz öğrencilerin sınava girmediğini savundu. Öğrencilerin ‘sıfır’ alacağını belirterek, diploma notlarının düşeceğini söylediler.

Haberin Devamı

MİLLİ Eğitim Bakanlığı bu yıl ilk kez, kasım ayı sonunda 8’inci sınıflar için uyguladığı Merkezi Sistem Ortak Sınavları’na girmeyen öğrenciler için mazeret sınavı uyguladı. 14-15 Aralık’ta yapılan sınavlara Türkiye genelinde 45 bin 984, İstanbul’da ise 6 bin 598 öğrencinin katılması bekleniyordu. Ancak İstanbul’da sınavlara katılım yüzde 10 civarında kalırken, diğer illerde de katılım düşük oldu. Bu durum akıllara, “Bu sınavlar sadece liseye geçişte etkili olmayacak, öğrencilerin ortaokul başarılarını, sınıf geçmelerini nasıl etkileyecek?” sorusunu getirdi. Konuyla ilgili uzman görüşleri şöyle:

SORUN YAŞAYABİLİRLER

Cihan Yeşilyurt- Fen Bilimleri
Dershanesi Rehberlik Koordinatörü Mazeret sınavlarına girmeyen öğrencilerin çoğunun liseden ümidini kesmiş olduğunu düşünüyorum. Otomatik olarak açık liseye devam etmeyi düşünen öğrencilerden oluşuyordur. Belki içlerinde hedefi olup da olağanüstü bir durumdan dolayı giremeyen vardır ama bunlar çok az kesimdir. Sınava girmeyenlerin bu 6 dersin yazılılarının bir tanesi ‘sıfır’ sayılacak. Dolayısıyla ortalaması düşecek ve sınıf geçme notunu etkileyecek. Mezun olmayla ilgili sorun yaşayabilirler. İkinci dönem sınavlarına girip ortalamalarını yükseltmelerini tavsiye ederim.

EĞİTİMCİLER ANLATAMADI

Umut Şahin- Bağımsız Eğitim
Danışmanı Mazeret sınavına katılımın düşük olmasının nedenini, öğrencilerin içinde bulunduğu durumun çok da farkında olmadığına, eğitimcilerin veya velilerin öğrencilere durumu tam anlatamadığına bağlıyorum. Sonuçta 14 yaşındaki gencin başına gelen çoğu şeyi, kendisine değil onlardan sorumlu olan yetişkinlere bağlamak gerekir. Adı, yöntemi, ne olursa olsun sınavlar öğrencileri eleyen bir sistem. Yeni sistem SBS’nin yerine geldi ama doğasını ortadan kaldıramadı. Ekonomik durumu elverişsiz, çocuğunun eğitimi ile ilgilenme şansına, bilgisine sahip olmayan velilerin çocuklarının bu sınavı atlaması, önemsememesi de katılımın düşük olmasında bir faktördür.

OLUMSUZ ETKİLEYECEK

A. Serdar Şeker - Uğur Dershaneleri Liselere Hazırlık Koordinatörü Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrencileri birer istatistiki done olarak değil, geleceğini kurmaya çalışan birer birey olarak değerlendirip mazeret sınavlarına katılımın neden bu kadar düşük olduğunu araştıracağını ve önümüzdeki yıllar için çözüm üreteceğini umuyoruz. Ana sınava da mazeret sınavına da girmeyen öğrenciler ‘sıfır’ alacak. Dolayısıyla bu öğrencilerin hem liselere geçiş için kullanılacak merkezi sınav sonuçları hem de ortaokul başarı puanları ciddi etkilenecek. Binlerce ‘sıfır’ almış öğrencinin, ülke ve sistem başarısını da olumsuz etkileyeceği de gözden kaçırılmamalı.

HEDEFSİZLER GİRMEDİ

Salim Ünsal- Kültür Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Bu sınavlara girmeyen öğrencilerin bir sınavı ‘sıfır’ olarak kabul edilecek. Bu da onların yıl sonu başarısına ve diploma notlarına yansıyacak. Diploma notları biraz azalacak, tabii ne kadar azalacağı diğer derslerindeki başarılarına bağlı. Belki mezuniyet için yeterli puan alabilirler ama iyi liselere girme şansları olmayacak. Bu sınavlara girmeyen öğrencilerin iyi lise hedefi olmayanlardan oluştuğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

PISA sonuçları ciddi bir uyarı

Haberin Devamı

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “PISA raporunda çocukların okuldaki mutluluğu, öğretmenlerin kullandıkları yöntemlerin etkisi gibi unsurlar da işleniyor. 2012 PISA Raporu’nda ülkemizin 32’inci sırada yer alması bizim için ciddi bir uyarıdır” dedi. ‘Okulda Üniversite: Türkiye’de Öğretmen Eğitimini Yeniden Yapılandırmak İçin Bir Model Önerisi’ raporunun tanıtım toplantısında konuşan Yılmaz, “Amaç sadece son sıralarda yer aldığımızı vurgulamak değil, asıl sorgulanması gereken nokta, eğitim politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gereğidir” dedi. TÜSİAD Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Enver Yücel de “Dünyada öğretmen yetiştirme sorununu halletmeyen hiçbir ülke başarılı olamaz. Hangi teknoloji ve standardı getirirsek getirelim bunu yapacak olan öğretmendir. Çocuklarımıza 21’inci yüzyıl becerilerini kazandıracak öğretmenleri yetiştirmemiz lazım” diye konuştu. Toplantıda TÜSİAD Sosyal İşler Komisyonu bünyesindeki Eğitim Çalışma Grubu faaliyetleri kapsamında, Rhode Island College Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özcan’ın hazırladığı ‘Okulda Üniversite: Türkiye’de Öğretmen Eğitimini Yeniden Yapılandırmak için Bir Model Önerisi’ başlıklı rapor da tartışıldı. Öğretmen yetiştirme önerisi olarak üniversitelerle okulların işbirliği yapması öngörülen rapora göre, öğretmen yetiştirmek için artık 4 yıllık lisans eğitimi yeterli değil. Öğretmenler lisans eğitimi ile birlikte bir bilim dalında yüksek lisans da yapmalı. Eğitimlerinin büyük bölümünü okullarda yardımcı öğretmen olarak geçirmeliler. Eğitim fakültelerinde görevli akademisyenler de zamanlarının büyük bölümünü okullarda geçirmeli, öğretmen adaylarına eğitim vermeli. Özcan, atama bekleyen öğretmenlerin de bu modelle sisteme dahil edilerek yardımcı öğretmen olarak görevlendirilebileceğini değinerek “Bu yöntemle hem öğretmenler mesleği öğrenir hem de çocuklarımız daha iyi yetişir” dedi.
Gönül KOCA

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!