Adana’da hayat var

Güncelleme Tarihi:

Adana’da hayat var
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2013 22:58

Bir şehir düşünün her saatine, her mevsimine özel yiyecekleri var! Yaz gelir bicibici yersiniz… Kış gelir Şırdan’a gömülürsünüz… Ama kebabın mevsimi, saati yoktur… Her daim şifa niyetine indirirsiniz mideye…

Haberin Devamı

Şalgamı içersiniz sindirim olsun diye, şalgamı içersiniz gribe iyi gelsin diye… Aç karnına içersiniz bağırsaklarınızı çalıştırsın diye!!!

Gece dışarı çıkarsınız köşe başlarında, otobüs duraklarının arkasında yanında önünde koca koca kazanları görürsünüz… Başına geçer Şırdan’ınızı yersiniz…

Sabaha karşı uyanırsınız soluğu Kuşpazarı’nda alır seyyar ocakbaşlarının başına geçer o dumanın, kokunun içinde afiyetle ciğerlerinizi yersiniz!

Yaz sıcağında muhteşem gülsuyu aromasıyla, kıpkırmızı rengiyle ağzınıza attığınız her kaşık ile midenize giden yola klima taktırmış hissini yaşarsınız!

Aile birliğinde, dost muhabbetinde her zaman her yerde bazen dürüm, bazen açık servis ile mideye şenlik yaşatan kebabınızı yersiniz!

Kısacası acılısıyla, acısızıyla her bir haliyle ne güzeldir bu şehir!

Haberin Devamı

Ve o güzelliklerden birini de geçtiğimiz pazar günü sabaha karşı her yıl Aralık ayının 2. Haftası yapılan Dünya Rakı Günü’nde yaşadık…

Herkes kendi saatini belirledi… Biz Hürriyet Adana ailesi olarak alarmlarımızı 03:00’a kurduk… Gecenin o saatinde yataklarımızdan fırlayıp soluğu Büyüksaat Kuşpazarı’nda aldık… O saatte tabii ki kafayı yemedik, ciğer yemeğe gittik!

İçersiniz ya da içmezsiniz… O size kalmış… Bizim için önemli olan o havayı solumak, Adanalılığı yaşamaktı…

Gencinden yaşlısına her telden insanla hep beraber gırgır şamata tavandı… Şarkılar, türküler, tutulan takımların tezahüratları… Onuncu Yıl Marşı… Hep bir ağızdan tek ses…

Herkes güler yüzlü… Herkes herkesin kamerasına poz veriyor... Ne kavga ne gürültü! Üstelik burası ön yargıların merkezi Adana!

İlki Seyhan Lionslar tarafından kendi aralarında 2010 yılında yapılmış ki başı çeken Cengiz Taltekin ile de bu konu hakkında kısa bir sohbet yaptık… 2011 yılında haber yayılmış, etkinlik dernekten çıkmaya başlamış… Derken 2012’de şenliğe dönmüş… Bu sene ise buyurun gelin hep beraber okuyalım neler olduğunu…

Haydi bakalım gelsin ciğerler, gitsin cigerler, sönmesin mangallar!!!

(Fotoğraflar için Aysuhan-İlmiz Ünlü, Tuba Bağdatlı, Hasan Tahsin Yaktu’ya çok teşekkürler…)

Adana’da hayat var

Haberin Devamı

Öncelikle nedir bu Büyüksaat, Kuşpazarı hikayesi?

Kazancılar Çarşısı’ndaki esnaf Pazar günleri dükkânını açmaz ve sokak bomboş olur. İşte bu boşluğu ise başka bir olgu doldurur. Bu da Kuş Pazarı ve ciğerciler. Bu yıllardan beri ola gelmiştir. Kuş Pazarı’nda çoğunlukla güvercin olmak üzere, keklik, kanarya, tavşan, sincap (kalle) ve bu gibi hayvanlar sergilenir, alıcıları ile buluşur ve sabah erken gelenler karınlarını doyurmak için, sokakta tezgâh açan ciğercilerden karınların doyururdu. Bir başka gurup ise gece pavyona gidip saatlerce eğlenen guruplar, sabaha karşı acıkırlar ve günü tamamlamak üzere sabaha karşı saat 03.00 te 04.00 te pavyonlar kapandıktan sonra Kuş Pazarı’na gelir ve karınlarını doyururlardı. Oradan da gün ağarınca saat kulesinin karşısındaki çarşı hamamına veya bir arka sokaktaki ırmak hamamına gider göbek taşının üzerinde uyurlardı.

Haberin Devamı

Bunlar da büyük eğlenceler mi oluyordu?

Tabii televizyonun olmadığı gazetelerin ise İstanbul'da basılıp bir gün sonra Adana'ya geldiği dönemlerde bunlar insan hayatındaki küçük eğlencelerdi. İlerleyen zaman içerisinde Kuş Pazarı Regülatör Köprü yanına taşındı ama ciğerciler burada baki kaldı. İnsanlar sabahları buraya gelip ciğer yemeye ve bir şeyler yudumlayarak sabahı etmeye devam ettiler.

Bu organizasyon nasıl ortaya çıktı?

Adana Seyhan Lions oalrak çıktı. Kulüp arkadaşlarımla yıllardır senede bir kez Aralık ayının ikinci Pazar günü sabah güneş doğmadan buluşup ciğer yiyip herkes cebinde getirdiği meyleri yudumluyordu. 2010 Yılı Aralık ayında olayı kulüp dışına taşıyıp arkadaşlarımı davet ettim. Hepsi çok mutlu oldu. Mustafa Öncül ise duygularını ifade eden bir yazı yayınladı. Buradan elde ettiğimiz üç beş kuruş parayı ise kulübe bağış yapıp eğitime harcamaya başladık.

Haberin Devamı

Sonrasında da devamı mı geldi?
Evet, 2011 yılında her kes kendi çevresinde ki arkadaşlarını davet etti ve 270 kişilik bir gurup geldi. Bu etkinlikte ise Mustafa Öncül olayı baştan sona belgeleyen bir video klip haline getirdi ve youtube’a koydu. Bu video klip öyle ses getirdi ki, Amerika'dan, Almanya'dan, Fransa'dan çeşitli Avrupa ülkelerinden, yurt içinden ise İstanbul, İzmir, Ankara, Bodrum, Mersin, Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş'tan arayanlar oldu. Bu denli ilgi göreceğini ben de ben de tahmin etmiyordum.

Epey de tıklanma oranı var!

Evet, evet… Video 72.000 kez tıklandı. 2012 yılında sabah saat 05.00 te gittiğimde oturacak yer bulamadım. Saydığım şehirlerden gelenler, ara sokaklar dahil tüm çarşı sokaklarını doldurmuş ve el ele kardeşçe eğleniyorlardı. Tahminen 2 bin kişinin üzerine çıkmıştık. Artık kulüp olarak dedik ki, bu olay bizden çıktı çıkıştı, kamuya mal oldu dedik.

Haberin Devamı

Bu yıl da çok eğlenceli…

Aynen… Bu yıl yine üç dört ay önceden çok çeşitli şehirlerden arayanlar oldu tarihi sormaya başladılar. Rezervasyon yaptırmak isteyenler oldu. Rezervasyon yok E.G.O. (Erken Gelen Oturur) dedik.

Şuanda tahmini kaç kişi vardır?

3 bin vardır herhalde… Bu yıl Tarihi İstanbul Lokantasını olduğu sokağı ilave ettik.

Kimsenin kimseye karışmadığı, kavganın olmadığı bir durumdu… Sizce?

Eşlerimizin ve katılan bayanların olması ile kalite yükseldi… Ve hiç olay yaşamadık. Gündüzlere taşıyor zaman dilimi.

O halde 2014 tarihini sizden öğrenelim?

14 Aralık 2014 Pazar sabahı saat 03.00’te. Saati 3 yaptık çünkü bu yıl sabah 03,30 da gittiğimde oturacak yeri zor buldum. Gece 02,30 uçağı ile İstanbul'dan gelenler sokağın yarısını doldurdu.

Daha nerelere gider bu organizasyon? Mesela gerçekleştirmek istediğiniz bir şey var mı?

Hayalim Valiliğin izni ile 2.000 yıllık Tarihi Taş Köprü üzerine taşımak. Kim bilir? Belki bu hayalimde gerçekleşebilir. Bir gün hayallerimizin gerçekleşmesi dileği ile...

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Bu vesile ile 38 yıllık eşime de buradan teşekkür etmek istiyorum. Zira eşim vejetaryen. Hiç bir şekilde et yemez ayrıca bırakın alkollü içkileri hayatında soda bile içmedi. Ama sadece bana ve olaya destek vermek amacı ile her yıl yanımda yer alıyor.

Katılımcılardan kısa kısa…

Bu organizasyon hakkında ne düşünüyorsunuz? Mesela Adana’da bunun gibi birçok organizasyon yapılmalı mı?

Taner Acar (Bankacı): Evet, buna benzer organizasyonlar gerçekleşmeli. Türkiye’nin başka hiçbir yerinde sabaha karşı bunca insanı buluşturup, beraberce eğlendiği hiçbir organizasyonun olduğunu düşünmüyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz? Mesela gecenin 3’nde kalkıp gelmek akıl karı mı?

Nezihi Aslankeser: (Gülüyor) Akşam 20:00’da başlayıp sabaha kadar devam etse daha iyi olurdu! Ama sabah 3’te kalkıp gidilmesi etkinliğe başlı başına ayrıcalık katıyor. Düşünün insanalr uykusunu bölüp, şu soğuğa aldırmadan kalkıp geliyor!

Bir kadın olarak kalkıp siz de geldiniz… Burada sizi rahatsız eden bir şey var mı?

Yasemin Basuslu (Mimar): Tabii ki hayır… Herkes ailesiyle de geliyor… Her köşede, kenarda tanıdık var. Hem bir kere bu organizasyon sadece eğlence için de değil, sosyal yardımlaşmaya da dönmüş durumda. Bakın üzerinde bugünün anlam ve önemine ait baskısı yapılmış tshirtler satılıyor ve bunun geliri Çocuk Vakfı’na gidecek. İnsanların muhteşem sesleriyle sabahlara kadar çalgıcılara eşlik etmeleri... Bazen çalgısız ortamlarda kendi kendilerine eğlenmesi ve şarkı söylemeleri hakikaten süper… Üstelik ben bütün bunları daha 4 yıldır Adana’da yaşayan biri olarak söylüyorum. (Gülüyor)

Siz neler düşünüyorsunuz?

Aysuhan Ünlü: Bu tür sosyal etkinliklere gerçekten ihtiyaç var, yoksa o saate o kadar insan gelmezdi. Monotonluktan kaçmak ve farlılıklar yaratmak, arkadaşlarla karşılaşmak birçok nedenle bunlara ihtiyaç duyuyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!