Kim bu taş gibi hatun?

Sanırım artık dünyada Danimarka Başbakanı'nın hoş bir kadın olduğunu bilmeyen kalmadı.

Haberin Devamı

Olay malum... Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt, Nelson Mandela için düzenlenen devlet töreninde ABD Başkanı Barack Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron ile birlikte cep telefonuyla kendi fotoğraflarını çekerken yakalandı.

O sırada, Michelle Obama'ya takılan gözler, hemen bir kıskançlık hikayesi yazıverdi. Fotoroman gibi kareler bir anda tüm dünya medyasını, sosyal medyayı sardı.

Tabii, bu fotoroman da Michelle Obama'nın Helle Thorning-Schmidt ile sohbet edip, kahkaha attığı kareler yer almadı.

Sonuçta herkesin konuştuğu, bir anda dünyanın gündemine oturan nur topu gibi bir kıskançlık öykümüz oldu.

Tabii, Mandela gibi bir ismin cenaze töreninde uygunsuz davranıldığından hoş, güzel bir dünya liderinin, hoş, yakışıklı bir başka dünya liderine kur yapmasına varan kadar sayısız tartışma aldı başını gitti.

Haberin Devamı

Ha bir de, dünyada Danimarka başbakanı yaptığı işlerle değil, güzelliğiyle dünya manşetlerini süsledi.

Üstelik, kendi ülkesinde tarih yazmış olmasına, bugün sadece dünyanın değil, Avrupa'nın sayılı kadın liderlerinden biri olmasına karşın bu olayla “meşhur” oldu, Helle Thorning-Schmidt.

TANIMADIM, SONRA ÖĞRENDİM
Durumun vahametini anlamak için bu tartışma yaratan fotoları çeken AFP muhabirinin yazdıklarına bakmak yeterli: "Obama'nın yanına oturan kişiyi ilk bakışta tanıyamadım, ekibinden biri sandım. Sonra öğrendim, Danimarka başbakanı olduğunu".

Oysa, akıllarda "Michelle Obama'yı kıskandıran sarışın, güzel kadın" olarak kalacak olsa da, Helle Thorning-Schmidt bundan çok daha fazlası.

1966 yılında doğumlu, yani 47 yaşında. University of Copenhagen'da siyaset bilimi, Belçika'daki College of Europe'da da Avrupa çalışmaları alanlarında yüksek lisans yaptı.

Zengin bir aileden gelmesine karşın uzun yıllardır sosyal demokrat hareketin içinde.

1994-1997 yılları arasında Danimarka Sosyal Demokratların Avrupa Parlamentosu temsilciliğinin direktörlüğünü yaptı.

İLK KADIN PARTİ LİDERİ, İLK KADIN BAŞBAKAN
Sonra Danimarka Ticaret Sendikaları Konfederasyonu'nun Uluslararası Danışmanlığı görevinde bulundu.

Haberin Devamı

Sonra siyasete girdi. 1999'da Danimarka Sosyal Demokrat partisinden Avrupa Parlamentosu'na seçildi.

Sosyal Demokrat partide işler karıştığında parti liderliğine soyundu ve 2005'te kazandı.

2011'deki genel seçimlerde partisini birinciliğe, kendisini başbakanlığa taşıdı.

Hem Sosyal Demokrat parti liderliğine hem de Danimarka başbakanlığına gelen ilk ve tek kadın...

‘HEPİMİZ B.K GİBİ GÖRÜNMEK ZORUNDA DEĞİLİZ’
Lakabı "Gucci Helle". Zira, Sosyal Demokrat olmasına karşın pahalı giyinmeye bayılıyor. Özellikle ayakkabı ve çanta düşkünü.

Bir parti toplantısında kendisine çok pahalı giysiler giydiği yönünde getirilen eleştirilere, "Biz solcular, hepimiz b.k gibi görünmek zorunda değiliz" yanıtını verdiği rivayet edilir.

Haberin Devamı

Açık sözlü, ikna kabiliyeti yüksek ve çok iyi bir tartışmacı...

Dahası, iyi bir siyasetçi... Sosyal Demokrat partiyi yeniden ayağa kaldıran ve iktidara taşıyan isim.

2011'deki seçimleri kazandıktan sonra yaptığı ilk açıklama, "Bir yanlışlık olmasın, burada tarih yazıyoruz" oldu...

BİRÇOK ŞEYE RAĞMEN KAZANDI
O böyle derken, ülkenin en etkili gazetelerinden biri Politiken ise, "Sosyal Demokratlara göre fazla iyi giyinmesine, ülkenin lideri olmak için fazla yeni, insanların kalplerini kazanmak için de fazla soğuk olmasına karşın zafer elde etti" diye yazıyordu.

Sadece Politiken'in bahsettikleri değil, bir de seçimlerden bir yıl önce hem kendisi hem de kocası Stephen Kinnock hakkında ortaya atılan vergi kaçırma iddialarına rağmen seçimi kazandı.

Haberin Devamı

Vergi kaçırma iddialarından her ikisi de seçimlere bir hafta kala aklandı.

Seçim zaferinde de vergi artışı ve kamu harcamalarının yükseltilmesi sözü kritik rol oynadı.

Ancak seçimleri kazanmasının hemen ardından uğraştığı ilk konu dış politika oldu.

GÖÇ YASASINI YUMUŞATTI
2011 yılının Ekim ayı başında koltuğa oturdu, Ekim sonunda Danimarka'nın da askeri destek verdiği Libya operasyonu sonuçlandı.

Sonra Avrupa’daki Türkleri de yakından ilgilendiren göç yasasına el attı. Bir önceki merkez sağ hükümetin çıkardığı ve göç ve göçmenlerle ilgili sert düzenlemeleri yumuşattı.

Vergi reformuna gitti. Danimarka'da artık çalışanlar daha az vergi ödüyor. İşgücünün dışında kalan ve çalışmaya da pek niyeti olmayan kesimse daha az yardım alıyor.

Haberin Devamı

Helle Thorning-Schmidt, evli ve iki çocuk annesi. Kocası Stephen Kinnock da sıradan biri değil...

Şu anda Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nun Direktörü, dolayısıyla İsviçre'de yaşıyor.

‘KOCASI EŞCİNSEL, AYRILDILAR, AÇIKLAMIYORLAR”
Bizde de bazı yayın organlarının yeni bir şeymiş gibi sunmasına karşın ilk kez 2011 yılında ortaya atılan iddialara göre, esasen Stephen Kinnock eşcinsel ve bu nedenle ikilinin evliliği sona erdi, ayrıldılar ancak bunu açıklamıyorlar.

Dedikoduları bir kenara bırakırsak, Stephen Kinnock da siyasete hiç de uzak olmayan bir isim...

İngiltere İşçi Partisi'nin eski lideri Neil Kinnock'un oğlu. Annesi Glenys Kinnock da İngiltere'nin eski Avrupa Bakanlarından.

Zaten İngiltere Başbakanı Cameron da "selfie" ile ilgili sorulara, "Kinnock ailesinden birisi fotoğraf çekiyorsa, poz vermemek olmaz" diyerek esprili bir dille geçiştirdi.

İLK GÖRÜŞMELERİ DEĞİL
Obama, olayla ilgili hiç konuşmadı. Beyaz Saray brifinglerinde de bahsi geçmedi.

Yine en uzun konuşmak, eleştirileri yanıtlamak ve kendini açıklamak, bu tarz öykülerde her zaman olduğu gibi olayın kadın aktörüne kaldı.

Helle Thorning-Schmidt, Kopenhag'a dönünce iki bakanının istifa nedeniyle çıkan krizden çok "selfie" ile uğraşmak zorunda kaldı.

Bu arada hatırlatmakta fayda var: Obama ile Thorning-Schmidt'in bu ilk görüşmesi de değil.

Misal iki lider Şubat 2012'de Beyaz Saray'da bir araya geldi. Beyaz Saray'ın web sitesinde yer alan açıklamaya göre, Baş başa görüşmede ne konuştuklarını Obama anlatsın:

LİBYA, AFGANİSTAN, SURİYE, İRAN...
"Libya operasyonu, Danimarka silahlı kuvvetlerinin ve pilotlarının mükemmel çalışmaları olmasaydı, bu kadar etkili olmadı. Sayın Başbakan'a (Helle Thorning-Schmidt) Afganistan'ın Helmand bölgesinde Danimarka askerlerinin görev yaptığı alanlarda kaydedilen büyük ilerlemelerden dolayı teşekkür ederim. Ayrıca, terörle mücadele konusunda iki ülkenin yaptığı derin işbirliğini ele aldık. Suriye konusunda Devlet Başkanı Esad'a artık değişim zamanı geldiği konusunda net bir mesaj verilmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Sayın Başbakan'a Danimarka'nın İran'a yönelik sert yaptırımların uygulanması konusundaki çabalarını takdir ettiğimizi ilettim."

Özetle o dönemde işin içinde "selfie" ya da kıskanç bir first lady temalı bir pembe dizi olmayınca, kimsenin de aklına Danimarka'nın Libya'yla Afganistan'la, İran'la, Suriye'yle ne işi var, ABD ile birlikte neler yapıyorlar ki, bu kadar takdiri hak ediyorlar sorularını sormak gelmedi...

Yazarın Tüm Yazıları