Yalnızım dedin yanaşamadık

Uzun süreli ilişkiden çıkmış etrafta yüzen erkek balıklar nasıl avlanır?

Haberin Devamı

Kural bir: Asla yanında geleceğe dair plan yapmıyoruz. Adam zaten o planlar yüzünden boğulmuş, yarını bile hesaplamadan yaşıyor gibi yapıyoruz. “Şimdi biz neyiz?”, “Bu ilişkinin bir adı olmalı”, “Hatice bizi çok yakıştırıyormuş birbirimize” gibi cümleleri geride bırakıyoruz.
‘Seni en iyi ben anlarım...’ Hemen bir eski sevgili hikâyesi uydurup onun, o işin içinden çıkamadığı ilişkisine benzer örnekler veriyoruz. “Aynısını ben de yaşamıştım! Bana da böyle olmuştu... Aynısı oldu, ay valla aynısı! Ay, yok bu kadar da olmaz!” cümleleriyle ortak noktalarımızı belirliyoruz. Sonra bak, sen tecrübesizsin, aynısını yaşadım, orada o hareket yapılmaz olayından girip, adamı sinsice yeme doğru çekiyoruz.
Evlilik, ilişki, nişan, düğün, söz, kaynana bu kelimelerden tiksiniyor gibi davranıp, her fırsatta dalga geçiyoruz. “Bizim için önemi olan iki insanın birbirini sevip sayması” tipinde ezbere üç-beş cümle öğrendik mi gerisi gelir zaten.
Eski ilişkilerden bahsetmek sonsuza kadar yasak. Şimdi sen bahsedeceksin, üzerine o, sonra üstüne nasıl ayrıldığınız falan derken gül gibi kısmeti aldın çöpe çevirdin, aferin sana! Sen kendini tuttun diyelim, karşı taraf durmuyor her fırsatta kıyaslıyor, eski ilişkisiyle hemen konuyu kapatacaksın. Acımak yok, üzülmek yok, “Demek ki seviyorlarmış, yazık kız!” demek hiç yok!

Haberin Devamı

PEŞİN PEŞİN KORKUTMAMAK GEREK

“İki insanın beraber olması hayatlarının sonsuza kadar birleşmesi demek değil ki. Önemli olan ikimizin ne düşündüğü eş, dost ne anlarmış hislerden” diyip durun. Belli ki ilişkisinde üçüncü kişilerden de yana dili yanmış. Bir daha o yarayı alevlendirmenin âlemi var mı?
Önce dost, sonra eskisi yokmuş gibi davranmak. Daha yeni ayrılmışlarsa mevzuya dan dun “Oh, iyi ki bitmiş o kızla” diye girilmez. O yüzden başlarda hep “Senin acını bi’ ben bilirim, en iyi ben bilirim” demeli. Sonradansa “E yeter artık! İnsan arasına karışman gerekli” diyerek, bir daha eski ilişkisinin adının bile geçmeyeceği muhabbetlere dalmalı.
“O kız kim?”, “Kim kim gidiyorsunuz?”, “Ben tanıyor muyum?” “Arayan kimdi?” gibi cümleleri sonradan kullanılmak üzere rafa saklıyoruz. İlk günler bu soru öbeklerinden uzak duruyoruz. Neticede kekliği ürkütmemek gerekli, daha yeni kaçmış kafesinden zaten.
Kıssadan hisse şu: Karnesini baştan aşağı pekiyi doldurmuş çocuğa tatilde nasıl davranılırsa biz de öyle davranıyoruz. Yeni ders yılı başlayınca zaten bayağı zorlanacak, en azından başından korkutmamak gerekli!

Yazarın Tüm Yazıları