İşadamlarını ‘yılbaşı umresi’ne götürecek

HAC ve umre turlarıyla bilinen Wittour’dan geçen gün şu mesaj geldi:

Haberin Devamı

- Dr. Erkan Aydın rehberliğinde yılbaşı özel 5 gece 6 gün umre turu organize ediyoruz.
Mesaj üzerine Wittour’un patronu ilahiyat doktoru Erkan Aydın’ı aradım:
- Hayırdır Hocam, aternatif yılbaşı programı girişimi mi başlatıyorsunuz?
- Öyle bir tartışma açmaya niyetimiz yok. Yeni yılı Kabe’de karşılamak farklı olabilir diye düşündük.
O sırada yanında bulunan Garanti Barter Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Ergun telefonu aldı:
- Ben hemen kaydımı yaptırıyorum, gitmeyi düşünüyorum.
Erkan Aydın’la daha sonra Hikmet Tanrıverdi, Hazim Sesli, Ekrem Akyiğit, Adnan Ersoy Ulubaş, İmam Altınbaş, Ali Avcı, Yusuf Bulut Öztürk, Süleyman Orakçıoğlu, Ahmet Arslan, Mesut Toprak, Volkan Atik, Ramazan Kaya gibi işadamlarının buluştuğu bir ortamda karşılaşınca söze “zaman”ndan girdi:
- Zaman, insanın öz sermayesidir. Herkese tahsis edilmiş bir zaman kesiti, bir hayat, bir ömür vardır. İslam’da herşey zaman önceliklidir.
Namazı örnek gösterdi:
- Namazda zamandır asıl olan. Vakti girmeden namaza ait mekanın esprisi yoktur. Vakit girince namaz her yerde kılınır.
Akıp giden yıllara değindi:
- Takvimde gördüğümüz her yeni yıl, daralan vakti, “yaklaşan son”u, “ecel”i haber verir. Eski takvimler ise öz sermayeden yediğimiz yılları gösterir. Kim sermayesini kaybedince “yükten kurtuldum” diye sevinebilir?
Şu soruları sıraladı:
- “Zaman mı bizi, biz mi zamanı kaybettik, tartışılır” desek, yılbaşı kutlamasını anlamlandırmış olmaz mıyız? Akıp giden zaman mı, bizler miyiz? Saatin saniyeleri eksilen ömürün ölçüsü değil mi?
Bu sorulara şöyle yaklaştı:
- Böyle bakarsak, yılbaşını geçmiş muhasebesinin yapılacağı ve geleceğe dair ümitlerin tazeleneceği anlar olarak görebiliriz.
Özel anları Kabe’de yaşamak amacıyla “Yılbaş Özel Umre Programı”nı düzenlediklerini belirtti:
- Dünyaya nereden ve nasıl baktığınız önemli. “Kutlamayın, Hıristiyan olursunuz” çağrıları yerine, olaya Kur’an merkezli yaklaşmak daha doğru olur.
Saniyelerin alt birimleriyle rekorlar kırıldığını anımsattı:
- Saliseler bile önemli insan hayatı için. Ne zenginlikler sığıyor bir saniye içine. Ya bir ömre ne zenginlikler sığar?
Araya girip sordum: - İşadamlarından bu tura ilgi gösterenler var mı?
- Şu ana kadar iki aile kendi özel uçaklarıyla turumuza katılacaklarını bildirdi. Tarifeli seferle katılacak kalabalık bir grup da olacak.
Farkında olmadan ömürün geçip gittiğine işaret edip bu kez o sordu:
- Acaba gülüp oynayacak kadar güzel mi geçirdik yılı? Kaç gönül yıktık? Kaç virane ev şenlendirdik? Kaç güzellik kattık dünyaya?
Noktayı şöyle koydu:
- Bütün bunları Kabe’de düşünmeye davet ediyoruz.

Haberin Devamı

Dişi 3 milimetreden az lastik ölüm getiriyor

Haberin Devamı

DOĞUŞ Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu, 2004’ten beri yürüttükler “Trafik Hayattır” projesinin ulaştığı noktaya değindi:
- Doğuş Holding’te 10 bin kişiye “güvenli sürüş” eğitimi verildi. 10 ilde 45 bin ilköğretim öğrencisine ulaştık. Kocaeli, Marmara, Bahçeşehir, Çukurova, İstanbul Ticaret, Trakya ve Işık Üniversitesi’nde toplam 5 bini aşkın öğrenci “Trafik” dersini seçti.
Üniversitelere yönelmelerinin nedenine dikkat çekti:
- Türkiye’de günde 10 kişi trafik kazasında hayatını kaybediyor. 15-29 yaş arasındaki gençlerin ölüm nedenlerinde trafik kazaları ilk sırada yer alıyor.
Proje ortağı Türk Pirelli CEO’su Mete Ekin konuya lastikten yaklaştı:
- Ülkemizde mekanik kusurdan meydana gelen kazaların yüzde 60’ı lastiklerden kaynaklanıyor.
Ekin, kabak lastik sorununa vurgu yaptı:
- Diş derinliği 3 milimetrenin altına inen lastik, kabak olarak niteleniyor. “Dişi 3 milimetreden az lastik öldürür” diyoruz.
Lastiklerin 40-50 bin kilometrede veya 5 yılda bir değişmesi gerektiğinin altını çizdi:
- Araç sahiplerinin yüzde 40’ı lastikte yanlışlar yapıyor. Bunların başında hava basıncı var. Hava basıncı yüzde 10 düşükse, lastik ömrü yüzde 15 kısalıyor. Frende etkisi yüzde 8 azalıyor. Yakıt tüketimini yüzde 5 etkiliyor.
Bu vesileyle bir kez daha anımsayalım:
Trafik Hayattır...

Yazarın Tüm Yazıları