Niyetimiz kötü olsa kimse durduramazdı

Güncelleme Tarihi:

Niyetimiz kötü olsa kimse durduramazdı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2013 01:37

Ankara 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 28 Şubat davasında ifade veren dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal, “TSK illegal bir iş yapmaz, şartlar gerektiğinde gereken şeyleri yapar. İllegal iş yapacak bir ihtiyaç da yoktu. Niyetimiz kötü olsaydı bizi kolay kolay kimse durduramazdı. Bunu da bilmek lazım” dedi.

Haberin Devamı

28 ŞUBAT davasında savunmasını yapan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal, “TSK illegal bir iş yapmaz, şartlar gerektiğinde gereken şeyleri yapar. İllegal iş yapacak bir ihtiyaç da yoktu. Niyetimiz kötü olsaydı bizi kolay kolay kimse durduramazdı. Bunu da bilmek lazım” dedi. Ankara 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada Köksal, ‘Batı Çalışma Grubu Eylem Planı’ diye bir çalışma olmadığını savundu. Köksal, “Olsa mutlaka haberim olur, inkar da etmezdim. Üst makamca yapılan çalışmaların hiçbirinin altında ıslak imzam yoktur. Bütün askerlik hayatım boyunca sadece mesleğimle uğraştım. Hiçbir ideolojinin içinde olmadım” dedi. Şemdin Sakık’ın yüzlerce kişinin ölümüne sebep olmuş azılı bir katil olduğunu öne süren Köksal, Sakık’ın beyanlarıyla suçlanmaktan üzüntü duyduğunu dile getirdi.

ÖZBEK’İN KÜFÜRÜ

Haberin Devamı

Dönemin Erzurum Bölge Jandarma Komutanı emekli Tümgeneral Osman Özbek’in, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’a yönelik, “P....k” sözü de gündeme geldi. Köksal, Özbek’in küfürlü konuşması sırasında Genelkurmay Başkanlığı’na vekalet ettiğini bildirerek, olay üzerine Özbek’e niçin böyle söylediğini sorduğunu aktardı. Köksal, şöyle devam etti: “Çok başarılı hizmet vermiş bir arkadaştır. İnsanların bir de psikolojik yapısı vardır. Söylediğini tasvip etmiyorum, asla. Ama yanlışlık yapabileceğini her zaman düşünmek gerekir. Kişisel görüşünü dışa vurmuş ve söylemiştir. Ben gerekli araştırmayı yapar yapmaz Antalya’ya giderek, orada bulunan Sayın Cumhurbaşkanı’na durumu anlattım. ‘Basına bilgi vereceğim’ dedim. Sayın Cumhurbaşkanı ise ‘Siz basına bir şey söylemeyin. Ben gereken bilgileri vereceğim’ dedi. Dışarıda bekleyen gazetecilere bir şey söylemedim. Biraz gittikten sonra karşıma biri çıktı, gazeteciymiş, dedi ki, ‘Sizin astınız şöyle şöyle demiş, hükümete küfretmiş’. Ben, ‘Cumhurbaşkanı’na bilgi verdim. O açıklama yapacak’ dedim. Yalnız, ‘İnsanların ağzına bant çekemezsiniz’ diye ekledim. Bu da suç olarak gösterilmiş iddianamede. Bir türlü anlayamadım.”

Haberin Devamı

TRAFİK AKSAMASIN

Köksal, 4 Şubat 1997 günü Sincan’da tankların geçmesiyle ilgili de şunları söyledi: “Sincan’dan tankların yürütülmesi kadar istismar edilmiş bir olay görmedim. Enteresandır ki bu kadar önemli görülen, abartılan, hala 3 tane tankın televizyon monitörlerinde tehdit unsuru gibi gösterildiği olayın tehditle, korkutmayla hiçbir ilgisi yoktur. Bu olay olduğu zaman Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda en üst düzeydeki insan bendim. Hiçbir kişi arayıp da ‘Bu tankları niye yürüttün?’ diye sormadı. Herkes istediğini yazdı, istediğini düşündü. Halbuki tanklar, yıllık eğitim planının gereği olarak Sincan’dan geçti. Neden Sincan? Sincan şehir merkezi değil. Ankara, İstanbul gibi yerlerde ana yola zarar vermeyelim, trafiği aksatmayalım diye... Üstelik her zaman kullandığımız yolda bir köprü tamiratı vardı, oradan geçemedik. 4 Şubat’ta gözümden katarakt ameliyatı olmuştum. Sincan’daki olaylar ise 5 gün önce olmuştu. Oradan geçmenin suç olacağını hiç düşünmemiştim. Yıllık eğitim planı için müsaade almaya kalkarsak, o zaman biz hiçbir eğitim yapamayız. Hiç kimseden müsaade almadım. Tanklar neden Sincan’dan geçmiş? Meclis’in önünden mi geçmiş veyahut da Çankaya’daki Reisicumhur Köşkü’nü mü sarmışız. Kimseye ateş mi etmişiz? Ben emir verdikten sonra bütün Kara Kuvvetleri çıkar araziye, gece eğitimi yapar. Bu benim görevim. Bunu yaparsam, planlara girmişse, kimseye sormam.

O MİLLETİN SONUDUR

Haberin Devamı

Ben hastanedeyken telefon geldi, dediler ki ‘Sayın Genelkurmay Başkanı çok üzülmüş, neden haberleri olmamış’. Art niyetli olsaydım eğer, bu şekilde hareket etmezdim. Daha büyük kuvvetleri her tarafa çıkarırdım. Bu (tankların geçişi), 30 Ocak’ta yapılanlardan sonra olduğu için korkutmaya çalışmışız. Türk halkı askerden, tankından, topundan korkacak değil. Sevgiyle yaklaşır askerine, korkutma olmaz. Eğer bir millet askerini sevmiyorsa, o milletin sonu gelmiş demektir.”

SAVCI DÜZELTİRİZ DEDİ

Soruşturma aşamasındaki beyanına, “Tanklar için emir verdim” diye yazıldığını bildiren Köksal, “Yazılı emir de, sözlü emir de vermedim. Savcı Mustafa Bilgili’ye bunu söyledim, ‘Düzeltiriz’ dedi. Ben, Kurmay Başkanı’na, ‘Eğitim uygulama planlarındaki vazifesini yapsınlar’ dedim” ifadelerini kullandı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!