Sınav sistemi "spor"a engel

Ergen, yaptığı açıklamada, Türkiye'de sporun yaygınlaştırılması için toplumsal bir yaklaşımın oluşturulması gerektiğini belirterek, "Günümüzde işsizlik ve istihdam sıkıntısına bağlı olarak gençler, dershane ve sınav sistemlerinden geçmek zorunda kalıyor. Sınav sistemi spora katılımdaki en büyük engellerden biri, hatta sadece üniversite sınavı değil ondan önceki orta öğretim sınavları da bu engellerin arasında yer alıyor" dedi. "Sınav kaygısının 2-3 yıl önceden öğrencileri dershanelere ittiğinin" altını çizen Ergen, "Dershaneler, spor zamanından çalıyor. Atletizm, cimnastik ve yüzme gibi olimpik branşlarda başarılı sporcular çıkartmamız gerekirken, çocuklara rol modeli olabilecek yetenekli gençlerimizi sınav sistemine kurban veriyor ve onları kaybediyoruz" diye konuştu.

Sporda rekabetin verdiği heyecanın genç yaşlarda arzu edildiğini dile getiren Ergen, "Gençler o heyecanı duymak, sosyalleşmek, seyahat etmek, başarılı olmak, toplumda iyi bir yer edinmek isterler. Buradan yola çıkarak onları spora yönlendirebilir ve sporu sürdürülebilir bir hale getirilebiliriz" ifadelerini kullandı.

"Spordan önce oyun gelir"

Çocuk yaşlarda spordan önce oyunun geldiğini ve çocukların erken dönemlerde oyunlar yoluyla spora yönlendirilebileceğini kaydeden Ergen, şunları söyledi:

"Oyun, insanın gelişim sürecinde var. Bu, spor olarak devam ettirildiğinde her şey yerli yerine oturuyor. Dolasıyla toplumun çocuğa önce oyun oynatması lazım ve oyun her çocuğun hakkı. Yaşı ilerleyince de çocuklar spor yapma olanağı bulmalı. Sporla tanışan bir çocuk, bunu hayat boyu sürdürebilir ve bu ona her alanda büyük kazanımlar getirir.

"Sporu seviyoruz ama daha çok izlemeyi"

Türk toplumunun sporu sevdiğini ancak daha çok izlemekten hoşlandığını dile getiren Ergen, şöyle devam etti:

"Spor yapmak için yeteri kadar olanak sağlıyor muyuz? Sahalar açıyor muyuz? Antrenör desteği sağlıyor muyuz? Bilinçlendirme adına bir şeyler yapıyor muyuz? Okullarda beden eğitimi dersleri neredeyse sıfıra indi. Hiçbir kriteri yok ve dolayısıyla beden eğitimi derslerine katılımın bir esprisi kalmadı. O zaman biz nasıl bir spor alışkanlığı geliştireceğiz? Beden eğitimi de matematik ve Türkçe dersleri kadar önemli çünkü sağlam kafa sağlam vücutta bulunur."

Çocukların küçük yaşlarda televizyon ve sanal oyunlara alıştırıldığını kaydeden Ergen, sözlerini şöyle tamamladı:

"Anne-babalar rahat etmek için ses çıkarmıyor ama televizyon ve bilgisayar karşısında geçirilen uzun saatler, çocuklar için büyük tehdit oluşturuyor. Amerikan Sağlık Akademisi'nin yaptığı araştırmaya göre çocukların günde bir saat hareketli oyun oynaması gerek."